Amerika önderliğindeki koalisyon güçlerinin, PYD/YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’yle birlikte düzenlemeyi planladığı operasyonun, 1 Nisan’da başlaması bekleniyordu.
Ancak 1 Nisan’ın üzerinden haftalar geçmesine rağmen, Rakka operasyonu konusunda bir adım atılmadı. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat, operasyonun bir kez daha ertelenmesiyle ilgili alaylı ifadeler kullandı.
Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan Esat, IŞİD’in Rakka’daki varlığına son vermek isteyen herkesle işbirliği yapacağını söylerken, Amerika liderliğindeki koalisyon güçlerinin planladığı Rakka harekatının bir kez daha ertelenmesiyle alay etti.
Esat, “Rakka’yı özgürleştirme konusunda sadece iddialar duyuyoruz. Bir yıldır aynı şeyleri duymamıza rağmen hala ortada bir harekat yok. Rakka’ya kimin özgürlük getireceği hala belirsiz” dedi.
Savunma Bakanı Fikri Işık’la Washington’da görüşen Amerika Savunma Bakanı Jim Mattis de Rakka operasyonuyla ilgili yeni bir tarih vermedi.
Bu arada Ankara’nın, Amerika’dan PYD’yle ittifakını sonlandırmasını talep ettiğini yineleyen Türkiye Savunma Bakanı Işık, Amerika’nın Rakka operasyonu öncesinde, yerel ve uluslararası güçler arasında bir anlaşma sağlama çabalarını yokuşa sürdü.
Ankara’nın son aylarda ısrarla dile getirdiği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika Başkanı Donald Trump’a, Şubat ayındaki telefon görüşmesi sırasında ilettiği bu talebin, Washington tarafından dikkate alınıp alınmayacağı hala belirsiz. Amerikalı yetkililer, Rakka’daki savaşın, Irak’ın kuzeyindeki Musul kentinin IŞİD militanlarından kurtarılması için verilen mücadeleye benzeyeceğini söylüyor. Irak’taki yerel güçler, Musul’un geri alınmasında önemli bir rol üstlenmişti. Aynı şekilde, Suriye’deki PYD liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’nin, Rakka’nın geri alınmasında önemli bir rol oynaması bekleniyor.
Bakan Işık’la görüştükten sonra bir basın toplantısında konuşan Mattis, IŞİD ve PKK ile savaşta, Amerika ile Türkiye arasındaki dayanışmanın sürdüğünü söyledi. Ancak Mattis, Amerika ile PYD arasındaki ittifakın sonlandırılması konusuna değinmedi.
Öte yandan Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devleti kurulmasından kaygı duyan Türkiye, PYD ile PKK arasında bir fark görmüyor.
Mattis, basın toplantısında, Amerika ile Türkiye arasındaki ilişkinin 1952’de, Türkiye’nin NATO üyeliğiyle başladığını hatırlattı. Ancak uzmanlar Erdoğan’ın, yetkilerinin genişlemesini mümkün kılan anayasa referandumundan sonra Türkiye’nin Batı ile ittifakına ne kadar değer vereceğinin belirsiz olduğunu söylüyor. Uzmanlar, ayrıca Erdoğan’ın referandumu kıl payıyla kazanmasının, Rakka operasyonu konusunda elini zayıflatabileceği yorumunda bulunuyor.
Nisan ayı başında Erdoğan, hükümetinin bahar aylarında Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren IŞİD militanlarına ve PYD’nin askeri kanadı olan YPG’ye yeni operasyonlar düzenleyeceğini söyleyerek Washington üzerindeki baskıyı arttırdı.
Mart ayında Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde, YPG’yi hedef alan saldırılarına hız verdi. Bu durum Amerika’yı, Türkiye ve Suriye Demokratik Güçleri arasındaki gerginliği ve operasyonların IŞİD hedefinden sapmasını önlemek amacıyla, Rakka’nın kuzeybatısındaki Menbiç bölgesine askeri birlik göndermeye zorladı.
Öte yandan, Rakka’da Amerika önderliğindeki koalisyon güçleri ve Suriye savaş uçakları tarafılan yapılan hava bombardırmanı yoğunlaştı. Bölgedeki IŞİD karşıtı gruplar, hava saldırılarının askeri ve sivil hedefleri ayırt etmekte başarısız olduğunu söylüyor. Amerikalı yetkililere göre, IŞİD militanlarının kente ve kenti çevreleyen köylere dağılmış olması, askeri ve sivil hedefler arasında ayrım yapmayı giderek zorlaştırıyor.
Merkezi Londra’da bulunan Suriye İnsan Hakları İzleme örgütü, Rakka’nın kuzeyindeki Tişrin bölgesinde, koalisyon güçleri tarafından düzenlediğine inanılan hava saldırılarında iki kadın ve iki çocuk toplam dört sivilin öldüğünü bildiriyor.
Örgüt yetkilileri, 1 Mart-10 Nisan tarihleri arasındaki hava saldırılarında, toplam 224 sivilin öldüğünü söylüyor. Yetkililere göre, ölenlerden 38’i çocuk, 37’si kadın.
Eye on the Homeland adlı başka bir IŞİD karşıtı örgütse, uluslararası toplumun, hava saldırılarının yol açtığı sivil kayıpları kınamamasından şikayet ediyor. Savaşın ortasında kalan sivillerin insanlık dışı muameleye maruz kaldığını iddia eden örgüt yetkilileri, sivil kayıpların IŞİD’in propaganda aracı haline geldiğini ve radikalleşmeyi daha da körüklediğini söylüyor.