Türk Hava Kuvvetleri’nin 24 Kasım 2015’te Türkiye sınırını ihlal ettiği gerekçesiyle bir Rus uçağını düşürmesinin ardından bozulan Türkiye-Rusya ilişkilerinin düzeltilmesi için en güçlü adım 9 Ağustos Salı günü atılacak. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saint Petersburg’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşecek.
İki lider arasındaki son görüşme 15 Kasım 2015’te Antalya’da G-20 Zirvesi’nde yapılmış ve 15 Aralık’ta görüşme kararı alınmış ancak Rus uçağının düşürülmesi iki ülke arasındaki ilişkilerin kesilmesine neden olmuştu.
Rusya, savaş uçağının düşürülmesinin ardından Türkiye’ye 1 Ocak 2016’da bir dizi ambargo yürürlüğe soktu.
Türk turizmi ve ihracat sektörü, Rusya krizinde darbe yedi
Türk Akımı Projesini askıya alan Rusya, Türk işçilerinin Rusya’da çalışmasını zorlaştırırken Türk şirketlerinin Rusya'da iş yapmasını da büyük ölçüde engelledi. Türkiye’den yapılan ihracatı zorlaştıran Kremlin yönetimi, Türkiye’ye yönelik turizmi de büyük ölçüde azalttı.
Bunun sonucunda 2015’in ilk yedi ayında Rusya’ya 2,1 milyar dolar ihracat yapan Türkiye bu yılın aynı döneminde sadece 800 milyon dolarlık dışsatım gerçekleştirebildi. Bu kaybın aslan payını yaş sebze meyve ihracatı oluşturdu. Yaş sebze meyve ihracatı 477 milyon dolardan 102 milyon dolara geriledi.
Turizm sektörü de ilişkilerin kötüleşmesi nedeniyle büyük kayba uğradı. 2015’in ilk yedi ayında 1,5 milyona yakın Rus turist Türkiye’yi ziyaret ederken bu rakam bu yılın aynı döneminde 200 binin altında kaldı.
Krizin aşılmasında ilk adım özür mektubu oldu
Türk-Rus ilişkilerinin yaşadığı krizden ilk çıkış Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Putin'e 27 Haziran 2016’da gönderdiği özür mektubu oldu. Cumhurbaşkanı, mektubunda “Rus jetini kasten düşürmeyi asla arzulamadık. Hayatını kaybeden pilotun ailesinin acısını kalpten paylaşıyoruz. Rus pilotu öldürmekle suçlanan kişi hakkında soruşturma yürütülüyor" dedi.
Rusya lideri Putin de darbe girişimi sonrası cumhurbaşkanını arayan ilk isimlerden biri oldu. Hatta Türk medyasında birkaç kez 14 Temmuz’da Türkiye’de bulunan Putin’in danışmanlarından Alexander Dugin’in Türkiye’ye darbe girişimi olacağı bilgisi verdiği yazıldı.
TURAM Başkanı: Türkiye, Rusya için de öngörülemez bir ülke
Türkiye Rusya Araştırmalar Merkezi Kurucu Başkanı Aydın Sezer’e göre, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Erdoğan’ın ilk yurtdışı ziyaretini Saint Petersburg’a yapması sanılanın aksine Türkiye’nin yönünü Batı’dan Rusya’ya doğru kırdığı anlamına gelmiyor.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan TURAM Başkanı, “Darbenin ardından Putin’in gösterdiği samimi yaklaşım, ABD ve Batı’nın gösterdiği yaklaşımla kıyaslanırsa çok pozitif. ABD’yle Gülen’in iadesi, Avrupa’yla idam ve gözaltında kötü muamele üzerinden gerilimler yaşanırken Rusya ile ilişkiler daha iyi. Ancak Erdoğan’ın Rusya seyahati, darbeden önce planlanmaya başlandı. Bu nedenle kamuoyunda batı ilişkileri yara aldıkça Türkiye Rusya’ya yaklaşıyor tezine katılmıyorum” dedi.
Rusya’nın Türkiye’nin kendisine ilgisini ihtiyatlı bir iyimserlikle karşıladığını ve deyim yerindeyse “üzerine atlamadığını” vurgulayan Aydın Sezer, Ankara’nın yalnız Avrupa için değil de Rusya ve Putin için de “öngörülemez bir ülke” olduğu düşüncesinde.
Cenk Başlamış: Türkiye’nin Batı İttifakı’yla başı sıkıştığında Rusya’yı koz olarak kullanması hata
Rusya’yı yakından izleyen gazetecilerden medyagunlugu.com sitesinin yayın yönetmeni Cenk Başlamış da Batı medyasında dile getirilen “Türkiye, Rusya’ya kayıyor” görüşünü gerçekçi bulmuyor.
Başlamış, Amerika’nın Sesi’ne ”15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası böyle bir algı var ama Rusya’da Batı İttifakı’yla sorun yaşadığında kendisine yönelik ilgiden fazla memnun değil. Çünkü bu Türkiye’nin kendi özgür iradesiyle mecburiyetten böyle yapıyor algısını güçlendiriyor. Üstelik Batı ittifakına bir günde girmediğiniz gibi bir günde çıkamazsınız. Türk dış politikasının son 25 yılda yaptığı en büyük hata her başı sıkıştığında Rusya’yı Batı’ya karşı koz olarak kullanmak” değerlendirmesinde bulundu.
Başlamış: Rusya, Türkiye’den Suriye’de daha şeffaf ve işbirliğine açık olmasını bekliyor
Toplantının en önemli iki gündem maddesinin Suriye krizi ve Türk Akımı projesi olması bekleniyor. Cenk Başlamış her iki konuda da gelişmeler olacağı görüşünde.
“Türk Akımı’yla ilgili somut bir açıklama olmasını bekliyorum. Uçak krizinden bağımsız, ondan önce rafa kaldırılan bir meseleydi. Rusların Kuzey Akım 2 Projesi var. Ancak AB ile ilgili yapılması gereken daha çok iş var. Bu nedenle Türk Akımı’nda gelişme sürpriz olmaz. Suriye ile ilgili gelişme bekliyorum ama benden çok Ruslar bekliyor. Bu zirve kesinleştiğinde Lavrov, ‘Türkiye şeffaf ve işbirliğine açık olmalı’ demişti. Putin’in de Türkiye’nin Rusya ile Suriye meselesinde uyum içinde” olmasını istedi söyleniyor. Bu dil biraz daha üstten bir dil ama 9 aylık sürece bakıldığında bu işin kazananı Rusya. Bu nedenle kendisi açısından en hayati konuda istekte bulunması normal."
Aydın Sezer, Türkiye’nin her yıl toplanan ancak uçak kriziyle iptal edilen Yüksek Düzeyli İşbirliği Toplantısı için uğraştığını, ancak başarılı olamadığını söylüyor.
“Yarım günlük bir ziyarette Türkiye’nin makas değiştireceği tezlerine kapılmak mümkün değil. Bence görüşmelerin %51’i Suriye’ye ayrılacak. Türkiye’nin Esat gitsin görüşünde ısrar edeceğini sanmıyorum. Türkiye şu anda Suriye’nin toprak bütünlüğüyle daha çok ilgileniyor.”
Sezer: Türk Akımı hem Rusya’nın hem Türkiye’nin çıkarlarıyla örtüşüyor
Enerji uzmanı olan Aydın Sezer’e göre, Türkiye ile Rusya’nın en önemli ikinci başlığı ise şüphesiz Akkuyu Nükleer Santrali ve Türk Akımı Projesi olacak.
“Akkuyu’da beş yıllık gecikme var. Gecikmenin nedenlerden biri Türkiye’nin mevzuat adımlarını atamamasıydı. Rusya da içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle 22 milyar doları aktarmadığı için sıkıntı yaşıyordu. Rusya’nın hisselerinin bir bölümünü Türk şirketlere ya da devlete vermesi söz konusu olabilir.
Türk Akımı ise zaten uçak krizinden önce çıkmaza girmişti. Botaş Rusya’yı doğal gaz fiyatları nedeniyle Tahkim’e verdi. Uçak krizi müspet giden işi bozmadı. Çıkmazda olan işi iki tarafta buzdolabına kaldırmıştı. Saint Petersburg’da Erdoğan, “biz Tahkim’den vazgeçtik diyebilir. Türk Akımı Projesi hem Türkiye’nin milli çıkarlarıyla hem de Rusya’nın çıkarlarıyla örtüşüyor.”
Türkiye vize muafiyetinin tekrar uygulanmasını istediğini belirten Sezer, Rusya’nın bu konuda beklenenden daha hızlı adımlar atabileceğini ifade etti.