Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Reuters haber ajansına verdiği söyleşide, dün Türk varlıklarında gerçekleşen kazanımların, 14 Mayıs Pazar günü yapılacak seçimlerde, Millet İttifakı'nın kazanacağına işaret ettiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, bu kazanımların Millet İttifakı'nın “akılcı ekonomi politikalarına” olan güvenin belirtisi olduğunu kaydetti ve “Cumhurbaşkanlığı'na seçilmemizin bir kanaat olarak netleşmesi üzerine içeride ve dışarıda bir rahatlama olduğunu biz görüyoruz zaten çünkü akılcı politikalarla ülkeyi yöneteceğiz. Akılcı politikalarla ekonomik kararlar alacağız” dedi.
“Merkez Bankası'nın başına içerideki ve dışarıdaki finans çevrelerine güven veren birini atamamız lazım” diye konuşan Kılıçdaroğlu, “Bizi değerlendiren yabancı önce Merkez Bankası'nın başına gelen kişi yetkin birisi mi? Yetkin birisiyse şunu diyecekler: Galiba Türkiye'de ciddi değişimler olacak.”
Dün borsa yükselmiş, Türkiye'nin kredi risk primi (CDS) gerilemişti.
Türkiye'nin Rusya'yla yakın ekonomik bağları olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Moskova'yla ilişkilerde ince dengeli bir dış siyaset arayışı içinde olacağını kaydetti.
“Rusya ile dostluklarımızı bozmadan ama bizim iç işlerimize müdahaleyi de kabul etmeden bir yol, bir çerçeve çizmek istiyoruz” şeklinde konuşan Kılıçdaroğlu, dün Rusya'nın seçimlere müdahalesine ilişkin paylaştığı Twitter mesajı hakkında da, “Biz başka bir ülkenin seçim aşamasında ya da herhangi bir zaman diliminde Türkiye'nin içişlerine müdahale etmesini doğru bulmayız. Biz seçim yapıyoruz. Başka bir ülkenin bizim seçimimize, bir partinin lehine müdahale etmesi asla ve asla doğru değil. Bunu bütün dünyanın bilmesini istedim. O nedenle açık ve net, tweet yoluyla bu çağrıyı yaptım” dedi.
Kılıçdaroğlu ayrıca Pazar günkü seçimi kazandığı takdirde Rusya ve Ukrayna arasında yeni bir barış girişimine de önayak olacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, “Rusya ve Ukrayna'nın barışması hem bizim açımızdan hem de dünya açısından son derece önemli. Ukrayna-Rusya arasında barış görüşmesi ya da müzakere yapılması için bir girişimde bulunmayı elbette isteriz, bir ülkenin başka bir ülkeyi işgalini doğru bulmuyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda NATO'nun genişlemesini destekleyip desteklemeyeceği konusundaki soruya Kılıçdaroğlu, ayrıntıya girmeden “Elbette” şekinde yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu, NATO'nun 21'inci yüzyılda sadece askeri bir örgüt olmadığını, aynı zamanda demokrasiyi de savunduğunu söyledi ve Türkiye'nin NATO'yla olan ilişkilerini geçmişte izlenen aynı çerçevede koruyacağını belirtti. ”NATO'nun bir üyesiyiz. NATO 21'inci yüzyılda sadece savunma amaçlı bir kuruluş olmaktan çıktı. Aynı zamanda demokrasiyi savunan bir kuruluş NATO. Biz NATO'yla olan ilişkilerimizi geçmişte nasıl sürdürdüysek aynı çerçevede sürdürürüz
Türk dış politikasının “temel sorununun Dışişleri Bakanlığı'nın devre dışı bırakılmış olmasıdır. Biz yarın öbür dün iktidar olduğumuzda öncelikle Dışişleri Bakanlığı'nı ve dışişleri bürokrasisini dinleyeceğiz” dedi.