Erişilebilirlik

Ortadoğu'da Türkiye'ye Olumlu Bakanların Sayısı Azalıyor


Ortadoğu'da Türkiye'ye Olumlu Bakanların Sayısı Azalıyor
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:37 0:00
Linki indirmek için
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da son iki yıldır yaşanan siyasi ve sosyal gelişmeler, bu ülkelerde Türkiye’ye bakışı ciddi anlamda etkilemişe benzemiyor. Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın 16 Ortadoğu ülkesinde yaptığı bir kamuoyu araştırması, bölge halkının en olumlu baktığı ülkenin Türkiye olduğunu ortaya koyuyor.

Küresel Siyasi Eğilimler Merkezi Direktörü Mensur Akgün ve TESEV Dış Politika Direktörü Sabiha Senyücel Gündoğar’ın ortak kaleme aldığı rapora göre Türkiye yüzde 69 ile bölge halkının en olumlu görüşlere sahip olduğu ülke durumunda. TESEV bu araştırmayı en az dört yıldır sürdürüyor. Başta yedi ülkeyle başlayan araştırma, ilk önce Türkiye merkezli yürütülmüş, ama daha sonra kapsamı tüm bölgeye genişletilmiş.

Sabiha Senyücel Gündoğar, “Baştaki motivasyon tabii başta Türkiye’yi nasıl gördüklerini, izleyip izlemediklerini anlamaktı. Bölgedeki gelişmeler zaten çok hızlı gitti. Biz her yıl gelişmelere göre bir takım sorular ekledik. Şu an sadece Türkiye’ye değil, bölgedeki eğilimlere de bakıyoruz araştırmada,” şeklinde konuşuyor.

Olumlu Bakış Azalma Eğiliminde

’Ortadoğu’da Türkiye Algısı 2012’ başlıklı araştırmaya göre Türkiye, bölge halkı arasında en olumlu bakılan ülke olarak görülse de, bu bakış açısı yavaş yavaş azalma eğilimi gösteriyor. Bir yıl önceki araştırmaya katılanların yüzde 78’i Türkiye’ye olumlu bakarken, son araştırmada bu oran yüzde 69’a düşmüş. Bunun nedenleri arasında, Türkiye’nin Suriye ve İran politikalarında yaşanan değişimler ve bu ülke kamuoylarının Türkiye’ye artan bir şekilde olumsuz bakması görülüyor.

Mensur Akgün, “Türkiye’nin gösterdiği reaksiyon üç aşağı beş yukarı, tüm bu olaylar karşısında, Arap kamuoyunu tatmin eder nitelikte olduğu için, Türkiye bakış açısı çok da fazla değişmedi. Yani önce Davos meselesi ortaya çıktı. Davos’ta Erdoğan’ın göstermiş olduğu reaksiyon, Arap kamuoyu tarafından takdirle karşılandı. Arkasından da Arap Baharı diye adlandırdığımız dönem başladı ve bu dönem içinde Türkiye’nin almış olduğu pozisyon halkların yanında olduğu için yine aynı şekilde Türkiye’ye karşı olan sempati bu bölge içinde de devam etti. Tabi bütün ülkelerin aynı sempatiyi paylaştığını söylemek mümkün değil. Suriye’de, İran’da Irak’ta sempati düzeylerinin çok daha aşağılara çekildiğini görüyoruz son yıllar içerisinde. O da Türkiye’nin izlemiş olduğu bu politikadan kaynaklanıyor,” diyor.

'Türkiye geleceğin en güçlü ekonomisi'

Türkiye, Ortadoğu kamuoyları arasında geleceğin en güçlü ekonomisi olarak görülüyor. Ancak şu an için Türkiye’ye, bölgede daha çok bir siyasi lider olarak bakılıyor. Bunun da nedeni, Türkiye’nin özellikle İsrail’e karşı gösterdiği çıkış. Araştırmaya katılanlar Suudi Arabistan’ı bölgenin en büyük ekonomik, İran’ı ise en büyük askeri gücü olarak görüyor.

Özellikle Arap Baharı olaylarının başladığı dönemden beri tartışılagelen “Türkiye modeli” bölge halkı arasında azalsa da kabul görüyor. Ama Türkiye modeline destek, sekiz puan gerileyerek yüzde 53’e düştü. Türkiye modeli, en çok Libya, Tunus, Filistin ve Mısır’da destek görüyor. Ama neyin model alınmak istediği sorulduğunda, yanıt ‘ekonomi’ oluyor.

Katulis: 'Türkiye liderliğin bedelini ödüyor'

TESEV araştırmasını ve Ortadoğu kamuoyları arasında Türkiye’ye desteğin azalmasını değerlendiren Amerikan İlerleme Merkezi uzmanı Brian Katulis, Ankara’nın yeni bir dış politika planına ihtiyacı olduğunu söylüyor. Katulis’e göre Türkiye bölgesel liderliğin bedelini ödüyor: “Verilerden de ve geçen yıllarda yaşananlardan da anlaşıldığı kadarıyla Türkiye yeni bir dış politika planlama sınavından geçiyor. Geçmişteki politikası aksamaya uğradı. “Komşularla sıfır sorun” politikası, diplomasi ağırlıklıydı. Artık Türkiye’nin yeni stratejiye ihtiyacı var. Aradan iki yıl geçti ve Türkiye bu stratejinin ne olduğunu hala kestirebilmiş değil. Türk dışişleri bakanı Ortadoğu’yla ilgili konuşmalarında bu durumu dengelemeye çalıştı, Türkiye’nin Ortadoğu’daki değişimin lideri olmak istediğini defalarca söyledi. ‘Bu değişimin, sahibi, lideri ve hizmetlisi olacağız’ dedi. Bu çok güzel bir ifade, ama strateji içermiyor. Bu pratikte ne anlama geliyor? İran ve Suriye açısından bakarsak, Türkiye’nin güneyi ve güneydoğusunda bu değişimden doğrudan etkilenen ülkelerde, algılamalar değişti. Bu aslında bölgesel güç olmanın bir bedeli. Bu nüfuz sahibi olmanın bedeli. Türkiye son birkaç yılda İran’a yönelik tavrını değiştirdi. Füze savunma sistemini kurdurdu. Irak’a bakışında da büyük değişim var. Sanıyorum artık Amerika ve Türkiye’nin Irak’taki gelişmelere bakışı aynı değil. Ama stratejik bağlılıklarımız devam ediyor. En büyük zorluksa Suriye olacak.”

TESEV’in Ortadoğu kamuoyları arasında yürüttüğü ankette en az popüler ülkeler İsrail ve Amerika. Katılımcıların yüzde 46’sı Ortadoğu’da en büyük tehdit olarak İsrail’i, yüzde 21’i ise Amerika’yı işaret ediyor.

Amerika ve İsrail'e Bakış Olumsuz

Amerikalıların bu durumu zaten bildiğini söyleyen Mensur Akgün, “Kendilerinin neden sevilmediğinin de farkındalar. Filistin sorunu konusundaki çaresizlikleri büyük ölçüde onların elini kolunu bağlıyor Ortadoğu ve Arap dünyasında. Eğer bir adım atabilecek olurlarsa, yani İsrail’e rağmen bir adım atabilecek olurlarsa, mesela yerleşim birimleri konusunda bir yaptırım tedbiri alabilecek olurlarsa, tüm bakış açısı değişecektir. Ama bunu yapmazlar. Çünkü İsrail lobisi Amerika Birleşik Devletleri’nde çok güçlü,” şeklinde konuşuyor.

Bu durum ikinci döneminde Ortadoğu’da daha fazla açılım yapmak isteyen Başkan Obama’yı zora sokacağa benziyor. TESEV raporunun sonuçlarından yola çıkarak, Türkiye’nin bölge kamuoylarından aldığı destek, bölgede Amerika’yla işbirliği yapması açısından bir artı puan olabilir. Ama Amerikan İlerleme Merkezi uzmanı Brian Katulis’e göre Washington ve Ankara’nın Ortadoğu’daki öncelikleri örtüşmüyor: “Obama yönetiminin en büyük sorunu Ortadoğu’daki önceliklerini belirlemek olacak. Ben Ortadoğu’nun birçok değişik bölgesinde çalıştım ve Beyaz Saray’dakilerin Ortadoğu’daki öncelikleri belirlerken ne kadar zorlandığını tahmin edebiliyorum. Bana sorarsanız, Amerika’nın stratejik önceliği İran ve önümüzdeki dönemde de öyle olacak. Amerika ve Türkiye zaman zaman İran’a yönelik taktikler konusunda anlaşmazlığa düştü, ama hedefler konusunda hep uzlaştı. İkinci öncelik ise Mısır olabilir. Mısır bölgenin en büyük ülkesi. Orada durum daha da kötüleşirse, daha belirsizleşirse, Amerika Mısır’a geçiş sürecinde yardım etmek durumunda kalabilir. Son öncelikse, Suriye sorunu. Türkiye ve Amerika’nın buradaki ortak amacı riskleri hafifletmek. Bundan dolayı Suriye’de siyasi çözüm konusunda ısrarcı davranıyorlar. Ancak yaşanan gelişmeler, bunları mümkün kılmayabilir. Bu da hem Amerika hem de Türkiye’yi köşeye sıkıştırıyor. Halen yaşanan gelişmelere karşı sağlam bir strateji oluşturabilmiş değiliz.”

'Rapor Türkiye'ye sorumluluk veriyor'

Ankara’nın bölge politikasını belirlerken raporun sonuçlarından nasıl bir çıkarım alması gerektiğini sorduğumuz TESEV Dış Politika Direktörü Gündoğar şunları söylüyor: “İlk başta baktığımız zaman aslında bu Türkiye’ye karşı çıkan olumlama oranları, düşüyor olsa da hala gelen olumlama oranları, bence Türkiye’ye biraz daha sorumluluk veriyor, özellikle kendi içindeki sorunları çözmek anlamında. Türkiye içerdeki sorunlarını ne kadar çözebilirse, dış siyasetinde de o kadar esneklik kazanacak. Bu anlamda araştırmadan, Türkiye’ye bir sorumluluk veriyor gibi bir mesaj gidebilir”

TESEV’in hazırladığı ’Ortadoğu’da Türkiye Algısı 2012’ başlıklı rapor, bölgede Türkiye’ye yönelik olumlu izlenimde azalmaya işaret ediyor. Raporun yazarlarına göre bu azalmanın nedeni Türkiye’yi yönetenler tarafından dikkatle incelenmeli.
XS
SM
MD
LG