Alman siyasetinde deprem etkisi yaratan Bavyera seçimlerinden sonra, sonuçların Berlin’de federal koalisyon hükümeti üzerindeki muhtemel etkileri tartışmaları başladı. Yapılan yorumlarda, Başbakan Angela Merkel başta olmak üzere koalisyonu oluşturan CDU, CSU ve SPD partilerinin liderlerini zor günler beklediği vurgulanırken, ilk kez Bavyera meclisine giren ırkçı Almanya için Alternatif'in yükselişinin bu seçimde de engellenemediği belirtildi.
Seçimi değerlendiren Merkel, "olumlu ekonomik veriler ve tam istihdamın vatandaşlara yetmediğini gördük. Bundan sonra çalışmalarımızın sonuçlarını daha görülebilir hale getirmemiz gerekiyor" dedi. Toplumda siyasetçilere karşı güven kaybı yaşandığını savunan Merkel, Birlik Partileri CDU/CSU ve genel olarak hükümetin bu konuda sorumlu olduğunu açıkladı.
Merkel, "Başbakan olarak benim seçimden çıkardığım sonuç, hükümet olarak yaptıklarımızı daha iyi anlatmamız ve böylece tekrar güven sağlayabilmemiz gerektiği" şeklinde konuştu.
Siyasi gözlemciler Merkel’in, Bayvera’da ciddi bir yenilgiye uğrayan ‘kardeş parti’ CSU ile işinin kolay olmayabileceğine de dikkat çekiyor. Bavyera’da uzun yıllardır tek başına iktidarda olan CSU’nun dünkü seçimde yaşadığı hezimetin nedeni olarak Federal İçişleri Bakanlığı koltuğunda da oturan partinin Genel Başkanı Horst Seehofer'in, mülteci politikası konusunda Merkel ile yaşadığı sürtüşme olduğu yorumları yapılıyor. Almanya'da sadece Bavyera'da teşkilatlanarak seçime katılan CSU, seçimlerde mutlak çoğunluğu kaybetti.
2013 seçimlerinde yüzde 47,7 oranında oy alan CSU’nun oyları bu seçimde yüzde 37,2’ye geriledi. Horst Seehofer istifa edeceği yönündeki haberleri yalanlayarak, "Büyük koalisyon görev başında, ben de hükümet içerisinde aktif ve yapıcı biçimde çalışmalarımı sürdürüyorum" dedi. Bu açıklamaya rağmen, Seehofer’in her iki koltuğunun da sallandığı belirtiliyor. Göçmenlere ve sığınmacılara karşı sert bir politika izleyen Seehofer’in parti tabanında seçmenlerin bir kısmını Yeşiller’e kaptırdığı belirlendi. Analizlere göre CSU, liberal bir sığınma politikası savunan Yeşiller’e 200 bin oy kaptırdı.
Seçimde büyük çıkış yakalayan Yeşiller yüzde 18,9 oy oranına ulaşarak, eyaletin en güçlü ikinci partisi oldu. Yeşiller oylarını neredeyse iki katına çıkarmayı başardı ve eyalette tarihteki en iyi sonuca ulaştı. Yeşiller Eş Genel Başkanı Robert Habeck, federal hükümetin istifa etmesinin gündeme gelebileceğini, bu durumda erken seçimlere gidilmesinin doğru olacağını söyledi.
Sosyal Demokrat SPD tarihi bir düşüş yaşayarak, ancak yüzde 9,7'de kaldı. 2013 eyalet parlamentosu seçimlerine göre oyları yarı yarıya azalan parti, Almanya tarihinde katıldığı eyalet seçimlerdeki en kötü oy oranını almış oldu. Bütün eyaletlerde oyları eriyen Sosyal Demokrat Parti'nin Bavyera’da AfD’nin ardından beşinci sıraya düşmesi sonrasında, parti tabanında SPD’nin hükümetten çekilmesi ve muhalefette yeni bir ideolojik program yapılanmasına gitmesi yönünde açıklamalar yapıldı. SPD lideri Andrea Nahles, partinin Kasım ayında özel bir kongrede biraraya gelerek, bundan sonrası için siyasi güzergahı belirleyeceğini duyurdu.
Bavyera'da ilk kez seçime katılan ırkçı AfD partisine destek yüzde 10,3 oranında oldu. CSU'nun oylarını toplayan AfD, Almanya’daki 16 eyaletten 15’inde meclise girmeyi başardı. Klasik anlamda halk partilerinin çöktüğünü savunan AfD lideri Jörg Meuthen, "Büyük bir zafer elde ettik. Almanya tarihi bir dönüşümün eşiğinde" şeklinde konuştu. İki hafta sonra yapılacak Hessen eyalet seçimlerinde de parlamentoya girmesine kesin gözüyle bakılan sağ popülist AfD, böylece Almanya’daki tüm eyalet parlamentolarında sandalye sahibi olmuş olacak.
