WASHINGTON —
Mısır’da geçen hafta ordunun Cumhurbaşkanı Mursi’yi görevden almasıyla başlayan siyasi ve toplumsal gerilim sürüyor. Giderek bir iç savaşa döndüğü izlenimi veren tepki protestolarında şu ana kadar onlarca kışı öldü. Geçici cumhurbaşkanı Adli Mensur’un bir yol haritası açıklamış olması bile rahatlama sağlamışa benzemiyor. Mensur, Mısır’da Şubat ayında parlamento seçimleri yapılacağını, 4-5 ay içinde de yeni anayasa için referanduma gidileceğini açıkladı. Ancak Müslüman Kardeşler hareketinin gelişmelerden tatmin olması zor görünüyor. Amerika’nın Sesi’nin Arapça yayın yapan kardeş televizyonu El Hurra’ya değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, Müslüman Kardeşler’in gerçekçi hedeflere odaklanması gerektiğini söylüyor. Uzmanlara göre bu kaygan zeminde, Müslüman kardeşler için en gerçekçi hedef, siyasetteki yerlerini korumak ve hayal kırıklığına uğrattıkları Mısırlılar’ı yeniden kazanmak için adımlar atmak.
Mısır’da ordunun geçen hafta darbe yaparak Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi’yi görevden almasının ardından, Mursi yandaşları ve karşıtları arasındaki çatışmalar kesilmedi. Ölü sayısı gün geçtikçe arttı. Müdahale kısa vadede istikrar getirmedi. Şu andaki en büyük kaygıysa, Mursi döneminde başlayan toplumsal kutuplaşmanın önüne geçememek. Ülke içinde ve dışında ulusal uzlaşma çağrıları yapılıyor.
Obama yönetimi bölgedeki en önemli müttefiklerinden Mısır’da ordunun müdahalesini ‘darbe’ diye tanımlamadı, müdahalenin ardından yaptığı açıklamada yönetimin devrik Mursi hükümetine değil ama, “seçimle işbaşına gelmiş bir hükümete” devredilmesi çağrısında bulundu. Bu, Washington’un Mursi hükümetini çoktan gözden çıkardığı şeklinde yorumlandı. Uzmanlar Obama yönetiminin Mısır’daki İslamcı hükümete hiçbir zaman sıcak bakmadığını yalanlamıyor. Ancak Başkan Obama haftasonu yaptığı açıklamasında Mısır’da belli siyasi parti ya da gruba destek verdiği suçlamalarını yalanladı ve ülkedeki toplumsal kutuplaşma konusunda kaygı duyduğunu bildirdi.
Müslüman Kardeşler hareketiyse, Cumhurbaşkanı Mursi görevine iade edilinceye kadar yandaşlarını Mısır sokaklarında barışçı gösteriler düzenlemeye çağırıyor. Ama Amerika’nın Sesi’nin Arapça yayın yapan kardeş televizyonu Alhurra’ya konuk olan Brookings Enstisüsü uzmanı Michael O Hanlon, Müslüman Kardeşler’in Mursi’yi geri getirmek yerine daha gerçekçi hedeflere odaklanması gerektiğini söylüyor. O’Hanlon, “Mursi’nin cumhurbaşkanlığına dönmesi beni çok şaşırtır. Bu neredeyse imkansız. Bence Müslüman Kardeşler’in en gerçekçi hedefi, gelecekte Mısır siyasetindeki yerini korumak olmalı. Geçici hükümetin parçası olmak ve hatta gelecek seçimlere girmenin yollarını düşünmeliler. Müslüman Kardeşler Mursi’nin geri gelmesini istese bile, karşılarında onu istemeyen bir ordu, bunun altına imza koymuş 22 milyon Mısırlı ve son birkaç gündür Mursi’nin geri gelmesine karşı çıkan 10 milyon kişi var. Bence bu durumu hiçbir şey değiştiremez,” diye konuşuyor.
Hüsnü Mübarek döneminde bastırılan başta Müslüman Kardeşler olmak üzere İslamcı fraksiyonlar, Mübarek’in görevden alındığı 2011 devriminde Mısır’daki en güçlü siyasi partiler olarak ortaya çıktı. 2011 yılı sonu ve 2012 başında geçiş süreci parlamentosunu oluşturmak için yapılan seçimlerden Müslüman Kardeşler’i temsil eden Hürriyet ve Adalet Partisi ve onun liderlik ettiği koalisyon, yüzde 37,5 oyla birinci olarak çıktı. Onları yüzde 28’e yakın oyla şeriatçı el Nur partisi izledi. Müslüman Kardeşler’den çıkan Muhammet Mursi ise geçen yıl yüzde 51 oyla cumhurbaşkanı seçildi. Aradan geçen bu süre içinde halkın İslamcı hükümete karşı güven kaybettiği söyleniyor, ama Demokrasi Savunma Vakfı uzmanı Mark Gerecht’e göre Müslüman Kardeşler hükümeti askeri darbeyle devrilmek yerine, kendi kendini iktidarda tüketmeli ve seçimle görevden alınmalıydı.
Gerecht de, “Mısır ordusu bir süre sonra Müslüman Kardeşler konusunda ne yapılacağı gibi hassas bir durumla karşı karşıya kalacak. Müslüman Kardeşler, genel seçimlerde, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve anayasa oylamasında en güçlü parti olduğunu kanıtladı. Mısır'daki son aylarda Müslüman Kardeşler'in önemli destek kaybettiğini düşünebiliriz. Ama yeniden serbest seçim yapılırsa Müslüman Kardeşler yine kazanır. Bu durumda askerler ne yapacak? Ordu, ya Müslüman Kardeşler’i gelecek seçimlerden tamamen uzak tutacak ya da etkisiz hale getirecek. Ama bu da Mısır'da gelecekteki seçimlerin meşruluğu ve iç istikrar açısından büyük sorunlar doğurur. Umarız durum Cezayir'dekine benzemez. Tüm bunlar mümkün, çünkü Mısır siyasetinde şiddet, yabancı bir kavram değil,” diyor.
Brookings Enstitüsü’nden Michael O’Hanlon’a göre buradaki en önemli nokta, Müslüman Kardeşler’in Mısır siyasetinin geleceğindeki rolünü tartışmak. O’Hanlon “Mısır şu anda Müslüman Kardeşler ve diğer İslamcı grupların, anayasa, yasama, yargı ya da orduyla ilgili değişiklik yapabilecek kadar güçlenmeden, kısmi siyaset yürütmesinin yollarını arıyor. Mısır’da seçimle işbaşına gelen bir kurum olarak Müslüman Kardeşler’in hakkını vermek gerek. Ama hareket, aynı zamanda kendisini seçen Mısırlılar’ı da hayal kırıklığına uğrattı. En azından Cumhurbaşkanı Mursi’ye duyulan güven kayboldu,” diye konuşuyor.
Michael O’Hanlon’a göre Mısırlılar, kimler tarafından ve nasıl yönetilmek istedikleri konusunda çözüm arayışında. Uzman önümüzdeki dönemlerde bunun Mısırlılar açısından çok zorlu bir deneyim olacağına işaret ediyor.
Mısır’da ordunun geçen hafta darbe yaparak Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi’yi görevden almasının ardından, Mursi yandaşları ve karşıtları arasındaki çatışmalar kesilmedi. Ölü sayısı gün geçtikçe arttı. Müdahale kısa vadede istikrar getirmedi. Şu andaki en büyük kaygıysa, Mursi döneminde başlayan toplumsal kutuplaşmanın önüne geçememek. Ülke içinde ve dışında ulusal uzlaşma çağrıları yapılıyor.
Obama yönetimi bölgedeki en önemli müttefiklerinden Mısır’da ordunun müdahalesini ‘darbe’ diye tanımlamadı, müdahalenin ardından yaptığı açıklamada yönetimin devrik Mursi hükümetine değil ama, “seçimle işbaşına gelmiş bir hükümete” devredilmesi çağrısında bulundu. Bu, Washington’un Mursi hükümetini çoktan gözden çıkardığı şeklinde yorumlandı. Uzmanlar Obama yönetiminin Mısır’daki İslamcı hükümete hiçbir zaman sıcak bakmadığını yalanlamıyor. Ancak Başkan Obama haftasonu yaptığı açıklamasında Mısır’da belli siyasi parti ya da gruba destek verdiği suçlamalarını yalanladı ve ülkedeki toplumsal kutuplaşma konusunda kaygı duyduğunu bildirdi.
Müslüman Kardeşler hareketiyse, Cumhurbaşkanı Mursi görevine iade edilinceye kadar yandaşlarını Mısır sokaklarında barışçı gösteriler düzenlemeye çağırıyor. Ama Amerika’nın Sesi’nin Arapça yayın yapan kardeş televizyonu Alhurra’ya konuk olan Brookings Enstisüsü uzmanı Michael O Hanlon, Müslüman Kardeşler’in Mursi’yi geri getirmek yerine daha gerçekçi hedeflere odaklanması gerektiğini söylüyor. O’Hanlon, “Mursi’nin cumhurbaşkanlığına dönmesi beni çok şaşırtır. Bu neredeyse imkansız. Bence Müslüman Kardeşler’in en gerçekçi hedefi, gelecekte Mısır siyasetindeki yerini korumak olmalı. Geçici hükümetin parçası olmak ve hatta gelecek seçimlere girmenin yollarını düşünmeliler. Müslüman Kardeşler Mursi’nin geri gelmesini istese bile, karşılarında onu istemeyen bir ordu, bunun altına imza koymuş 22 milyon Mısırlı ve son birkaç gündür Mursi’nin geri gelmesine karşı çıkan 10 milyon kişi var. Bence bu durumu hiçbir şey değiştiremez,” diye konuşuyor.
Hüsnü Mübarek döneminde bastırılan başta Müslüman Kardeşler olmak üzere İslamcı fraksiyonlar, Mübarek’in görevden alındığı 2011 devriminde Mısır’daki en güçlü siyasi partiler olarak ortaya çıktı. 2011 yılı sonu ve 2012 başında geçiş süreci parlamentosunu oluşturmak için yapılan seçimlerden Müslüman Kardeşler’i temsil eden Hürriyet ve Adalet Partisi ve onun liderlik ettiği koalisyon, yüzde 37,5 oyla birinci olarak çıktı. Onları yüzde 28’e yakın oyla şeriatçı el Nur partisi izledi. Müslüman Kardeşler’den çıkan Muhammet Mursi ise geçen yıl yüzde 51 oyla cumhurbaşkanı seçildi. Aradan geçen bu süre içinde halkın İslamcı hükümete karşı güven kaybettiği söyleniyor, ama Demokrasi Savunma Vakfı uzmanı Mark Gerecht’e göre Müslüman Kardeşler hükümeti askeri darbeyle devrilmek yerine, kendi kendini iktidarda tüketmeli ve seçimle görevden alınmalıydı.
Gerecht de, “Mısır ordusu bir süre sonra Müslüman Kardeşler konusunda ne yapılacağı gibi hassas bir durumla karşı karşıya kalacak. Müslüman Kardeşler, genel seçimlerde, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve anayasa oylamasında en güçlü parti olduğunu kanıtladı. Mısır'daki son aylarda Müslüman Kardeşler'in önemli destek kaybettiğini düşünebiliriz. Ama yeniden serbest seçim yapılırsa Müslüman Kardeşler yine kazanır. Bu durumda askerler ne yapacak? Ordu, ya Müslüman Kardeşler’i gelecek seçimlerden tamamen uzak tutacak ya da etkisiz hale getirecek. Ama bu da Mısır'da gelecekteki seçimlerin meşruluğu ve iç istikrar açısından büyük sorunlar doğurur. Umarız durum Cezayir'dekine benzemez. Tüm bunlar mümkün, çünkü Mısır siyasetinde şiddet, yabancı bir kavram değil,” diyor.
Brookings Enstitüsü’nden Michael O’Hanlon’a göre buradaki en önemli nokta, Müslüman Kardeşler’in Mısır siyasetinin geleceğindeki rolünü tartışmak. O’Hanlon “Mısır şu anda Müslüman Kardeşler ve diğer İslamcı grupların, anayasa, yasama, yargı ya da orduyla ilgili değişiklik yapabilecek kadar güçlenmeden, kısmi siyaset yürütmesinin yollarını arıyor. Mısır’da seçimle işbaşına gelen bir kurum olarak Müslüman Kardeşler’in hakkını vermek gerek. Ama hareket, aynı zamanda kendisini seçen Mısırlılar’ı da hayal kırıklığına uğrattı. En azından Cumhurbaşkanı Mursi’ye duyulan güven kayboldu,” diye konuşuyor.
Michael O’Hanlon’a göre Mısırlılar, kimler tarafından ve nasıl yönetilmek istedikleri konusunda çözüm arayışında. Uzman önümüzdeki dönemlerde bunun Mısırlılar açısından çok zorlu bir deneyim olacağına işaret ediyor.