Çatışma, şiddet ve zulüm sebebiyle zorla yerinden edilen kişilerin sayısı küresel çapta rekor düzeylere ulaşırken, Türkiye dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke olmayı sürdürüyor.
2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaş sonrası yaklaşık 700 bin Suriyeli’ye ev sahipliği yapan Gaziantep’te 20 Haziran Dünya Mülteci Günü nedeniyle birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu tarafından çeşitli etkinlikler yapıldı.
Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi üyesi avukatlar tarafından adliye önünde yapılan basın açıklamasında iktidar partisinin ‘eksik ve yanlış’ mülteci politikasına dikkat çekildi. Yeşilsu Parkı’nda toplanan Gaziantep Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenleri ise ekonomik kriz nedeniyle toplum arasında artan öfkenin en zayıf halka olan sığınmacılara yöneldiğini ifade etti.
İnsan Hakları Merkezi adına basın açıklamasını okuyan Avukat Bahri Oğuz, “İktidarın eksik ve yanlış politikalarını eleştirmek yerine ırkçı ve ötekileştirici bir dil üzerinden savaş mağduru insanların aşağılanması, düşmanlaştırılması ve ötekileştirilmesi asla kabul edilemez’’ diye konuştu.
Oğuz, sözlerine şöyle devam etti;
“Gaziantep’te de provakatif ırkçı söylemler karşılık buldu’’
''Dünyanın üzerinde yer alan her ülke gibi bizim ülkemizde de özellikle 2011 yılından bu yana devam eden Suriye iç savaşı nedeniyle yerlerinden edilen ya da hayati tehlike nedeniyle ülkemize sığınan insanların statüsü, yaşam hakkının korunması ve hukuki alandaki sorunlarla uğraşmaya devam etmektedir. Son dönemde yükselen ekonomik krizle birlikte ülkemiz insanlarının yaşadığı zor koşulların da etkisi ve siyasi çıkar amacıyla yükselen ırkçı söylemlere ve saldırılara şahit oluyoruz. Genel olarak dünyada özel olarak da şehrimiz Gaziantep’te de provakatif ırkçı söylemler karşılık bulmuştur. En son ülke gündemine oturan ve şehrimizde gerçekleşen vahim olayda Suriyeli Leyla Muhammed isimli yaşlı kadının yüzüne tekme atan Şakir Çakır isimli kişi önce gözaltına alınmış daha sonra serbest bırakılmıştı. Bu durumun sosyal medyada yoğun bir tepkiye neden olması nedeniyle şahıs tekrar tutuklanmıştır. Ancak sosyal medyaya yansımayan günlük yaşamın her anında bazen bir siyasi parti başkanının kışkırtması bazen bir belediye başkanının açıklamasıyla halk arasındaki ırkçı söylemler yükseltilmekte, popülist siyasi hesaplarla evlerinden edilen mülteciler günah keçisi ilan edilmektedir.''
''Türkçe eğitim alan çocuk Suriye’deki eğitime nasıl uyum sağlayacak''
Basın açıklaması sonrası VOA Türkçe ’ye konuşan Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı anadilde eğitim almayan Suriyeli çocukların ülkelerine döndüklerinde daha büyük sorunlarla karşılaşacaklarına dikkat çekti.
Parlakçı, ''Mülteci sorunu ciddi bir sorun. Kesinlikle plansız, programsız, entegre edilmeden topluma sunulan ve şu anda ciddi sorunlar yaşadığımız bir süreçten geçiyoruz. Ama hiçbir zaman ırkçılıkla mülteci karşıtlığıyla çözülebilecek bir sorun değil. Gönüllü olarak ülkelerine dönmek isteyen mülteciler elbette dönebilirler ama bu geri göndermenin zorla olması insan haklarına aykırıdır. Bu anlamda eğitim alanında da ciddi sorunlar yaşıyoruz. Suriyeli çocukların bir kısmı zaten eğitimden faydalanamadılar, yine pandemi sürecindeki çevrimiçi derslerde bu çocuklara anadilde eğitim sunulmadığı için uzaktan eğitimden de mahrum kaldılar. Bu çocuklar daha yeni yeni Türkçe dillerinde bir gelişme sağlamışken kendi ülkelerine döndüklerinde bir de dil problemi ile karşılaşmalarına neden olmak tamamen bir yanlıştır. Eğitimsen olarak ülkemizdeki mültecilerin ve tüm farklı kültürlerin kendi anadillerinde eğitimlerinden yanayız. Gerek Araplar, gerek Kürtler gerekse diğer halklara kendi anadillerinde eğitim sağlanmalıdır'' dedi.