Türkiye, seçimle ilk kez muhtarlar sayesinde tanıştı. Zaten muhtar kelimesi de “seçilmiş” anlamına geliyor. 1826 yılında Yeniçeri Ocağı’nı lağveden İkinci Mahmut, bundan üç yıl sonra, 1829 yılında Üsküdar, Eyüp ve Galata’da muhtarlık teşkilatını kurdu. İlk muhtarlar seçimle değil, atamayla geldi. Görevleri ise asayişi sağlamak ve İstanbul’a göçü önlemekti.
Daha sonra muhtarlık sistemi ülkenin diğer bölgelerine de yayıldı ve 1864 Vilayet Nizamnamesinden sonra Müslümanların ve Gayrimüslimlerin beraber yaşadığı köylerde her cemaat kendi muhtarını seçmeye başladı. Sadece 18 yaşını doldurmuş ve belirli bir miktar vergi ödeyen erkekler seçme hakkına sahipti, ama yine de demokrasiye yönelik bu ilk adım muhtarlar sayesinde oldu.
1933 yılında çıkartılan bir kanunla, muhtar ve ihtiyar heyetleri kaldırıldı ve onların görevlerinin zabıta ve belediye gibi kuruluşlar tarafından yerine getirilmesi öngörüldü. Ancak 11 yıllık uygulama sonunda muhtarların boşluğu doldurulamadığı için 1944’te yeniden muhtarlıklar ve ihtiyar heyetleri oluşturuldu.
Bütünşehir Yasası köy muhtarlarının yetkisini azalttı
Muhtarlar yıllar boyunca çeşitli devlet kuruluşlarıyla vatandaşlar arasında bağlantıyı sağlayan kişiler olarak hizmet etti. Özellikle ikametgah senedi ve nüfus cüzdan örneği gibi resmi evrakların alınmasında muhtarlar devredeydi. Ancak e-devlet uygulamasıyla birlikte muhtarların evrak yetkisi büyük ölçüde yok oldu. Özellikle Bütünşehir Yasası’yla köylerin mahalleye dönüşmesi, normal mahalle muhtarlarına kıyasla daha fazla yetkisi bulunan köy muhtarlarının yetkilerini de tırpanladı.
Başbakanlık tarafından 2015 yılında 19 Ekim, Muhtarlar Günü ilan edildi. Muhtarlar uzun çabalardan sonra kendilerine ait bir gün olmasından memnun. Muhtarlar Günü nedeniyle ülkenin dört bir yanında düzenlenen etkinliklerde dört yıldır olduğu gibi bu yıl da muhtarların önemi vurgulandı.
“Sizler demokrasi zincirinin ilk halkasısınız”
İzmir’in 30 ilçesindeki muhtarlarla bir araya gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de “Sizler demokrasi zincirinin ilk halkası ve yerelde halkla devletin tümü arasında ilişki kuran en önemli konumdasınız. Mahalle ve köylerimizin ortak ihtiyaçlarını belirlememiz, yapacağımız çalışmalarımızın yaşam bulması ve halka doğru hizmet sunabilmemiz için bizim en önemli yoldaşlarımız sizsiniz” dedi. Muhtarlara “Halkın gözü kulağı sizsiniz” diye seslenen Soyer, 1 Kasım 2019 tarihinden itibaren İzmir’deki toplu ulaşım araçlarının muhtarlara ücretsiz olacağını açıkladı. Soyer, “Siz mahallesini en iyi bilen, çözüm yolları konusunda kafasında en çok fikir olan insanlarsınız. Dolayısıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak sizden ilham alarak, sizin çizdiğiniz rotada, sizlerin kılavuzluğunuzda önümüzdeki 4 buçuk yıl hizmet üretmeye gayret edeceğiz” diye konuştu.
“Mahalle muhtarları trafik memuru gibi”
Ancak muhtarlar hizmet üretme noktasında ellerinde ciddi bir yetki olmamasından şikayetçi. VOA Türkçe’ye konuşan Torbalı Cumhuriyet Mahallesi’nin 18 yıllık muhtarı Atatekin Doğan, “Muhtarların yetkileri azaldı. Büyükşehir Yasası’yla birlikte köy muhtarlarının yetkileri tamamen yok oldu. Köylerin elindeki bütün mal varlıklarına el kondu” diye konuştu. Aynı zamanda Torbalı Muhtarlar Derneği Başkanlığını da yürüten Doğan, “Mahalle muhtarları sadece trafik memuru gibi, vatandaşı yönlendiriyor. Attığı her imzanın sorumluluğu var, ama yetkisi hiç yok. Belediyelerden, kaymakamlıklardan sadece rica ediyoruz. Torbalı Kaymakamlığı her ayın ikinci perşembe günü muhtarlarla bürokratları bir araya getiriyor. Muhtarlar sorunları bürokratlara anlatıyor. Bürokratlar sorunları çözüyor ya da çözmüyor. Bir dahaki toplantıda bilgi aktarıyor. Bu, olumlu bir uygulama. Aynı uygulamayı belediyelerden de bekliyoruz” diye konuştu.
“Ortak aklın olmadığı yerde demokrasi olmaz”
“Benim mahallemle ilgili bir konuda benim de haberim olması lazım. Ortak akılla idare edilmesi lazım. Ortak aklın olmadığı yerde demokrasi olmaz” diyen Doğan, kendi mahallesinde toplu taşıma için belirlenen güzergahın vatandaşların yoğun yaşadığı yerlerden geçmemesini buna örnek olarak gösterdi.
Doğan, muhtarların mesai kavramı olmadan haftada yedi gün, 24 saat çalıştığını belirterek “Geçmişte ikametgah belgesi, nüfus cüzdan sureti gibi belgeler vererek mühür parası alıyorduk. Bugün aldığımız maaşın üç, dört katı para kazanırdık. Artık bunlar kalmadı. Muhtarlara hiçbir şey yapmadılar” ifadelerini kullandı.
“Başı ağrıyan, ihtiyacı olan, aç kalan bize koşuyor”
VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Buca Çağdaş Mahallesi Muhtarı Aydın Ustabaş da muhtarların mahallenin çöpünden, vatandaşın doğumuna, ölümüne kadar her işle ilgilendiklerini belirterek, “Başı ağrıyan, ihtiyacı olan, aç kalan bize koşar. Küçük sorunları biz kendimiz çözmeye çalışıyoruz. Ama büyük sorunlarda kaymakamlığa, belediyeye gidiyoruz. O sorunu çözmek zorundayız” dedi.
“Muhtar, bakandan da milletvekilinden de çok çalışıyor. Vatandaş bakanı, milletvekilini görmüyor ki. Biz milletle birebir irtibat kuruyoruz. Hakaret eden de oluyor, derdini paylaşan da oluyor. Gerçekten zor bir iş. Bırakıp gidemezsin. Seni çözüm bulman için seçmişler” diye konuşan Ustabaş, muhtarların bu sorunları çözmek için yetkilerinin az olduğunu vurguladı.
“Yaptırım gücümüz yok”
Çiğli Kaklıç Mahallesi'nin 11 yıllık muhtarı Mehmet Aydoğdu ise VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Evrak olayı hemen hemen bitmiş durumda. Hizmet açısından baktığımızda belediyelerde iyi yöneticiler varsa hizmet alabiliyoruz. Yoksa sıkıntı olabiliyor. Bir yaptırım gücümüz yok” dedi.
“Muhtarlara biraz daha fazla yetki verilsin. Sesimizi duysunlar ” diyen Aydoğdu, muhtarların en azından belediye meclislerinde söz hakkı olması gerektiğini vurguladı.