Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın görevden ayrılmasının ardından piyasalar yeni TCMB Başkanı’nın sıkı para politikasına devam edip etmeyeceği sorusunun yanıtını arıyordu. Yeni TCMB Başkanı Fatih Karahan açıkça para politikasında mevcut şahin politikaların süreceği mesajını verdi
Son zamanlarda yaptığı açıklamalarla tepkileri üzerine çeken ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile sorun yaşadığı söylenen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, geçtiğimiz hafta sonu görevinden ayrıldı.
Normal şartlarda bir Merkez Bankası başkanının istifası ya da görevden alınması piyasalarda tereddüde neden olurken daha üzerinden bir gün bile geçmeden TCMB Başkan Yardımcıları’ndan Fatih Karahan’ın yeni guvernör olarak atanmasıyla Türkiye’de değişim hiçbir ciddi etkiye neden olmadı.
TCMB enflasyon hedefini değiştirmedi
Bugün Başkan Yardımcıları ile birlikte 2024 yılı 1. Enflasyon Raporu toplantısına başkanlık eden TCMB Başkanı Fatih Karahan, enflasyon hedeflerinde herhangi bir güncelleme olmadığını ortaya koydu.
Fatih Karahan, “Orta vadeli tahminler oluşturulurken, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar, ara hedeflerimize bağlılığımızı yansıtacak şekilde para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği bir görünüm esas alınmıştır. Bu çerçevede, 2024, 2025 ve 2026 yıl sonu enflasyon tahminleri bir önceki rapordaki haliyle korunmuştur. 2024 yıl sonu tahmini yüzde 36; 2025 yıl sonu tahmini ise yüzde 14 olarak tahmin edilmektedir. Enflasyonun 2026 yılını tek haneli seviyelere gerileyerek yüzde 9 ile tamamlaması, orta vadede ise yüzde 5 hedefinde istikrar kazanması öngörülmektedir” dedi.
Sıkı para politikasından taviz yok
TCMB Para Politikası Kurulu, eski guvernör Hafize Gaye Erkan liderliğinde politika faizini sekiz ayda yüzde 8,5’ten yüzde 45’e yükseltti.
Piyasalar yeni TCMB Başkanı’nın sıkı para politikasına devam edip etmeyeceği sorusunun yanıtını arıyordu. Fatih Karahan açıklamalarında, açıkça para politikasında mevcut şahin politikaların süreceği mesajını verdi.
TCMB Başkanı, “Politika faizinin mevcut seviyesi gerektiği müddetçe sürdürülecektir. Bu süreçte iki ana koşul gözetilecektir; Bunlardan ilki, aylık enflasyonun ana eğiliminin belirgin bir düşüş göstermesidir. İkincisi ise, enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsamasıdır” ifadelerini kullandı.
Karahan enflasyon görünümünde belirgin bir bozulma öngörülmesi halinde, parasal sıkılığın gözden geçirileceğini belirtti; “Bu süreçte enflasyon beklentileri, fiyat belirme davranışları, kamu harcama ve vergi politikası, ücretler, özel tüketim gibi unsurların, enflasyon görünümünde tahminimizden belirgin bir sapmaya yol açacağının anlaşılması durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır” diye konuştu.
Fatih Karahan, Türkiye’nin 2024 yılı Mayıs ayı itibariyle dezenflasyon sürecine gireceğini de duyurdu.
Prof. Akçay’dan eski ekonomi yönetimine eleştiri: “Biz yedi aydır kopan linkleri tekrar ihdas ediyoruz”
Yılın ilk Enflasyon Raporu’na damgasına vuran sözler Hafize Gaye Erkan’ın istifası sonrası Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in TCMB Başkanı adayı olduğu iddia edilen Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’dan geldi.
Akçay, kendilerinden önce görevde olan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ve Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun “heteredoks ekonomi” politikalarını eleştirdi.
Profesör Akçay, “Şimdi 36’yı niye yukarı revize etmediniz’ dendiğini duyuyoruz. Yüzde 38-39 yapsalar daha anlamlı olur. Bizim şu an içinde çalıştığımız sistemde, ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti, mevduat faizi linki kopmuş, politika faizi enflasyon linki kopmuş, faiz kur linki kopmuş durumda. Biz yedi aydır bu kopan linkleri tekrar ihdas ediyoruz. Bu linkler tekrar ihdas edilecek. Veriler birikecek” dedi.
Akçay, “Alan verileri kullanacaksınız, modelleme yapacaksınız. Oradan da 36’dan 38’e çıkma ihtiyacı, çok zor. Modelleme bilen arkadaşlar beni çok iyi anlayacaktır ki bu çok zor ve hatta imkânsıza yakın. Dolayısıyla 36 hedefini değiştirmekten ziyade o hedefe bizi sürekli aslında yakınsatacak olan önlemleri devreye sokmak çok daha anlamlı bir şey” değerlendirmesinde bulundu.
“Aylık enflasyonda düzelme durursa bizim için alarm”
Ocak ayında enflasyondaki artış eğilimine rağmen TCMB’nin yıl sonu yüzde 36 enflasyon hedefini değiştirmemesinin “iddialı” bir yaklaşım olduğunu kabul eden TCMB Başkan Yardımcısı, aylık enflasyondaki düzelmenin durmasının kendileri için alarm niteliğinde olacağını vurguladı.
Prof. Akçay, “Şimdi hedef iddialı mı? Yüzde 36 hedefi iddialı, ama iddiasız hedef koyan merkez bankası bence oksimorondur. İddialı ama erişilebilir bir hedef, enflasyon beklentilerini aşağı indirmekte ve düzeltmekte iddiasız ve rahat ulaşılabilir hedeften çok daha iyidir. Merkez bankacılar bunu çok iyi anlayacak. Dolayısıyla yaptığımız şeyin doğruluğuna fena halde inanıyoruz” dedi.
Akçay, “Bu hedeften feragat etme niyetimiz yok. Bunun ulaşılamaz olduğu noktasını gördüğümüzde temel kriter nedir? Yıllık enflasyon aşağı geliyor ama Başkan’ın sürekli vurguladığı aylık enflasyon ana eğiliminde düzelme durmuş. Yıllığın aşağıya geliyor olması önemli değil. Gözlemlediğimiz göstergede gerekli iyileşmeyi görmüyorsak bizim için alarmdır, gerekli tedbirleri alırız” ifadelerini kullandı.
“Asgari ücretin yılın ikinci yarısında güncellenmeyecek olmasının dezenflasyonist sürece katkı sağlaması beklenmektedir”
Türkiye’de 2022’ye kadar yılda bir kez asgari ücret zammı yapılıyordu. Ancak özellikle “Nas ortadadır” sözleri sonrası faizlerin baskılanması ile girilen enflasyonist süreçte son iki yıl, yalnız Aralık ayında değil Temmuz ayında da asgari ücret artışları yapıldı.
Merkez Bankası Enflasyon Raporu’nda, yılda bir artışa dönülecek sürecin enflasyonun inmesinde rol oynayacağını ortaya koyuyor.
Prof. Akçay, “Asgari ücret ve kamu çalışanlarının maaşlarında yapılan düzenlemeler, iç talepteki dengelenme üzerinde risk yaratabilmektedir. 2024 yılında asgari ücretin, yılın ikinci yarısında güncellenmeyecek olmasının, parasal sıkılığın etkinliğini artırarak dezenflasyonist sürece önemli bir katkı sağlaması beklenmektedir. Doğrudan vergilere yönelik reformlar yapılarak toplam vergiler içindeki ağırlığının artması önemli olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Prof. Akçay, “Deprem kaynaklı kamu harcamaları nedeniyle yapılacak vergi düzenlemeleri, özellikle dolaylı vergiler üzerinden yapılması durumunda enflasyon üzerinde yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Ekonominin toparlanma sürecinde parasal, finansal ve mali politikaların yeterince eşgüdüm halinde bulunmaması, cari işlemler dengesi, enflasyon ve iç talepteki dengelenme süreci üzerinde risk oluşturmaktadır” dedi.
Forum