Şam yönetiminin 7 Nisan'da Duma'da kimyasal kullandığı iddialarına üç Batılı ülkenin hava saldırısıyla karşılık vermesinin ardından, Berlin’de “Biz neden yokuz” tartışmaları sürüyor. Tepkilerin hedefinde operasyon öncesinden Almanya’nın askeri operasyonlarda yer almayacağını açıklayan Başbakan Angela Merkel var. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Başkan Donald Trump’a Suriye konusunda açık destek vermesi, öte yandan Rusya ve Türkiye’yi müzakere masasına çağıracağını açıklaması, Berlin’deki tartışmaları daha da alevlendirdi. Birlik Partileri’nden siyasetçiler, Merkel’in CDU/CSU ve SPD arasındaki koalisyon sözleşmesinde dünyada daha fazla siyasi sorumluluk almayı hedeflediğini, ancak şimdi Suriye’de operasyonun dışında kalarak, bu hedefe ulaşamayacağını kanıtladığını öne sürüyor.
Nitekim eski Federal Savunma Bakanı CSU’lu Theodor von Guttenberg, “Hükümet, pis işleri bizim yerimize diğer ülkeler yapsın diyerek olayı basite alıyor. İnsanlar katlediliyorsa, doğal olarak buna tepki vermek gerekir” dedi. Başbakan Merkel’in tavrını “kulağa hoş gelen, ama içi boş bahaneler” olarak tanımalayan Guttenberg, Almanya’nın NATO’da imaj kaybı yaşadığını öne sürdü. Eski Dışişleri Bakanı SPD’li Sigmar Gabriel ise, Merkel’in politikalarının AB içindeki bölünmüşlüğü ortaya koyduğunu savunarak, özellikle birliğin iki lokomotifi Almanya ve Fransa’nın ortak bir çizgide buluşamamasını eleştirdi. AB Komiseri Günther Öttinger de, operasyonda dışarıda kalan Almanya’nın elini çabuk tutarak, Rusya ve ABD arasında arabuluculuk yapmasını istedi. Öttinger, “AB’nin önde gelen lideri olarak” Merkel’i zaman kaybetmeden insiyatif almaya ve ilk olarak Rusya lideri Putin ile görüşmeye çağırdı.
Federal Hükümet sözcüsü Steffen Seibert ise, Merkel’in geçen günlerdeki açıklamalarını savunarak, Almanya’nın “Suriye’deki harekatı gerekli ve uygun” olarak değerlendirdiğini, buna rağmen krizin diplomatik yollardan sona erdirilmesini savunduğunu söyledi. “Suriye’deki şiddetin sona ermesi ve politik çözüm sürecinin başlayabilmesi için, bölgede etkin tüm kesimlerin bir araya gelerek masaya oturması gerekiyor” diyen Seibert, Almanya’nın Beşar Esad’ı ülkedeki şiddetin sorumlusu olarak gördüğünü, ancak geçiş sürecinde varlığının yadsınamıyacağını ifade etti. Dışişleri Bakanı Heiko Maas ise Esad’ın olası görüşmelere dahil edilmesine karşı çıktı ve “Kendi halkına karşı kimyasal silah kullanan birinin çözümde taraf olması düşünülemez” dedi.
Suriye'de kalıcı barışın sağlanması için Esad’sız geçici bir hükümetin kurulması gerektiğini savunan Maas, Suriye konusunda Rusya ile ilişkileri bozmak istemediklerini söyledi. Maas, “hoşumuza gitse de gitmese de Suriye’de yıllardır sonu gelmeyen iç savaşta çözüm için siyasi sürecin Rusya'sız başarılı olmayacağını kabullenmemiz gerekiyor” dedi.