ROMA —
Avrupa’da Romanlar’ın ciddi biçimde insan hakları ihlallerine uğradığı yönünde iddialar var.
Yunan polisi 5-6 yaşlarında olduğu tahmin edilen Maria’yı, bir Roman kampına düzenlenen baskında buldu. Yapılan DNA testleri sonucunda Maria’ya bakan çiftin kendi anne ve babası olmadığı anlaşıldı.
Eleftheria Dimopoulou ve Christos Sali çocuk kaçırmakla suçlandı. Çift ise çocuğun ailesinin küçük kızı kendilerine verdiğini öne sürüyor. Ancak yetkililerin büyük bir hata yaptığı ortaya çıktı.
Maria’nın gerçek annesi Bulgaristan’da bulundu. Anne, çocuğuna bakamadığı için 2009 yılında evlatlık verdiğini doğruladı. Şimdi polis gerçek annenin çocuğunu satıp satmadığını soruşturuyor.
Roman çiftin avukatı, müvekkillerinin gördüğü muameleyi kınadı: “Bu olaya karışan herkesin bilmesi gereken bir şey var, o da Maria’nın bu insanlar arasında büyüdüğü ve sevgi ilişkisi kurduğu tek insanların bu kişiler olduğu.”
Avrupa medyası, Maria’nın kaçırılmış olabileceği iddialarına çok yer verdi. Uluslararası Af Örgütü İtalya temsilciliğinden Riccardo Noury, basının olayı işleme biçimini şiddetle eleştirdi: “Bu Avrupa’da Roman toplumuna yönelik aşırı önyargının bir örneği, özellikle de burada, İtalya ve Yunanistan’da. Bu kişiler, çocuk hırsızları, kendi çocuklarını okutmak istemeyen insanlar olarak tanıtılıyor.”
Maria’nın bulunduğu Farsala’daki Romanlar, toplumun birçok kesimi tarafından hedef alındıklarını söylüyor. Çeribaşı Haralambos Dimitriu da bu görüşte: “Farsala’daki tüm cemaat Maria için ağladı. Çünkü Maria hep aramızdaydı. Kimse bazı basın organlarının uydurduğu gibi onu bodruma kapatmadı.”
Yunanistan’daki bu olayın hemen ardından İrlanda’da da yetkililer, kaçırıldıkları yönünde yanlış düşünceye kapılıp iki Roman kızı ailelerinden ayırdı.
Fransa’da bu ayın başında 15 yaşındaki Leonarda Dibrani, polis tarafından arkadaşlarının önünde okul servis otobüsünden zorla indirilerek Kosova’ya geri gönderildi.
Sınırdışı kararı sert protesto eylemlerine yol açtı. Ama Fransız yetkililer, Dibrani’nin ailesinin sığınma başvurusu sürecini doldurduğunu söylüyor.
Romanlar’a destek veren kesimler, Avrupa hükümetlerinin aşırı sağcıları memnun etmeye çalıştığı görüşünde: “Avrupa’da yaşayan Romanlar’ın sayısının 8 ila 12 milyon arasında olduğu sanılıyor. İnsan hakları örgütlerine göre Romanlar’ın hepsi her alanda ayrımcılığa maruz kalıyor.”
Uluslararası Af Örgütü İtalya Bürosu’ndan Riccardo Noury de tepkili: “Romanlar çıkar gruplarının şiddetli saldırılarına hedef oluyor. Yasalar önünde insan hakları ihlaline uğruyorlar. Fransa, İtalya, Avrupa’da hangi ülke olursa olsun, göçebe oldukları gerekçesiyle yerlerinden sürülüyorlar.”
Yunanistan’da hala hapiste tutulan Roman çiftin avukatı müvekkillerinin serbest bırakılması ve Maria’nın çifte iade edilmesi için dilekçe verdi. Yunan yetkililerse, yaptıklarının Maria’nın iyiliği için olduğunu iddia ediyor.
Yunan polisi 5-6 yaşlarında olduğu tahmin edilen Maria’yı, bir Roman kampına düzenlenen baskında buldu. Yapılan DNA testleri sonucunda Maria’ya bakan çiftin kendi anne ve babası olmadığı anlaşıldı.
Eleftheria Dimopoulou ve Christos Sali çocuk kaçırmakla suçlandı. Çift ise çocuğun ailesinin küçük kızı kendilerine verdiğini öne sürüyor. Ancak yetkililerin büyük bir hata yaptığı ortaya çıktı.
Maria’nın gerçek annesi Bulgaristan’da bulundu. Anne, çocuğuna bakamadığı için 2009 yılında evlatlık verdiğini doğruladı. Şimdi polis gerçek annenin çocuğunu satıp satmadığını soruşturuyor.
Roman çiftin avukatı, müvekkillerinin gördüğü muameleyi kınadı: “Bu olaya karışan herkesin bilmesi gereken bir şey var, o da Maria’nın bu insanlar arasında büyüdüğü ve sevgi ilişkisi kurduğu tek insanların bu kişiler olduğu.”
Avrupa medyası, Maria’nın kaçırılmış olabileceği iddialarına çok yer verdi. Uluslararası Af Örgütü İtalya temsilciliğinden Riccardo Noury, basının olayı işleme biçimini şiddetle eleştirdi: “Bu Avrupa’da Roman toplumuna yönelik aşırı önyargının bir örneği, özellikle de burada, İtalya ve Yunanistan’da. Bu kişiler, çocuk hırsızları, kendi çocuklarını okutmak istemeyen insanlar olarak tanıtılıyor.”
Maria’nın bulunduğu Farsala’daki Romanlar, toplumun birçok kesimi tarafından hedef alındıklarını söylüyor. Çeribaşı Haralambos Dimitriu da bu görüşte: “Farsala’daki tüm cemaat Maria için ağladı. Çünkü Maria hep aramızdaydı. Kimse bazı basın organlarının uydurduğu gibi onu bodruma kapatmadı.”
Yunanistan’daki bu olayın hemen ardından İrlanda’da da yetkililer, kaçırıldıkları yönünde yanlış düşünceye kapılıp iki Roman kızı ailelerinden ayırdı.
Fransa’da bu ayın başında 15 yaşındaki Leonarda Dibrani, polis tarafından arkadaşlarının önünde okul servis otobüsünden zorla indirilerek Kosova’ya geri gönderildi.
Sınırdışı kararı sert protesto eylemlerine yol açtı. Ama Fransız yetkililer, Dibrani’nin ailesinin sığınma başvurusu sürecini doldurduğunu söylüyor.
Romanlar’a destek veren kesimler, Avrupa hükümetlerinin aşırı sağcıları memnun etmeye çalıştığı görüşünde: “Avrupa’da yaşayan Romanlar’ın sayısının 8 ila 12 milyon arasında olduğu sanılıyor. İnsan hakları örgütlerine göre Romanlar’ın hepsi her alanda ayrımcılığa maruz kalıyor.”
Uluslararası Af Örgütü İtalya Bürosu’ndan Riccardo Noury de tepkili: “Romanlar çıkar gruplarının şiddetli saldırılarına hedef oluyor. Yasalar önünde insan hakları ihlaline uğruyorlar. Fransa, İtalya, Avrupa’da hangi ülke olursa olsun, göçebe oldukları gerekçesiyle yerlerinden sürülüyorlar.”
Yunanistan’da hala hapiste tutulan Roman çiftin avukatı müvekkillerinin serbest bırakılması ve Maria’nın çifte iade edilmesi için dilekçe verdi. Yunan yetkililerse, yaptıklarının Maria’nın iyiliği için olduğunu iddia ediyor.