Erişilebilirlik

'Kürt Sorunu Çözülmeden Türkiye Bölgesel Oyuncu Olamaz'


'Kürt Sorunu Çözülmeden Türkiye Bölgesel Oyuncu Olamaz'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:50 0:00
Linki indirmek için

Mardin bağımsız milletvekili Ahmet Türk, barış sürecini anlatmak üzere bir süre önce Barış ve Demokrasi Partisi Van Milletvekili Nazmi Gür’le birlikte Washington’daydı

Mardin bağımsız milletvekili Ahmet Türk, barış sürecini anlatmak üzere bir süre önce Barış ve Demokrasi Partisi Van Milletvekili Nazmi Gür’le birlikte Washington’daydı. Türk ve Gür, Beyaz Saray, Amerika Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, basın ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldi. Washington’daki temaslarını Amerika’nın Sesi Türkçe Bölümü’ne değerlendiren Ahmet Türk’le Alparslan Esmer konuştu.

'Çözümün aktörleri Kürtler ve Türkler olmalı'

Mardin bağımsız milletvekili Ahmet Türk, Amerikalı yetkililere, Kürtler’in barış süreciyle ilgili görüşlerini aktardıklarını söyledi: “Tabii ki biz de bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için herkesin hakem olması gerektiğini söylüyoruz. Yarın çözümsüzlük üzerinde bir tartışma çıktığı zaman, bu çözümsüzlüğün nedeni Kürtler midir, yoksa devletin politikası mıdır? Bunun çok iyi ve doğru algılanması, doğru izlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Şimdi bugüne kadar olabildikçe ABD ve Batı, Kürtleri tek taraflı mahkum ederek sanki ‘çözüm istemeyen Kürtler’miş’ gibi bir yaklaşım içindeydiler. Biz bu nedenle diyoruz ki, 'Gelin çözümsüzlüğün nedeni Kürtler midir, yoksa devletin politikaları mıdır, bunun biz ortaya çıkmasını istiyoruz’. Tarafsız bir gözle herkesin bakması. Ayrıca tabi ki barış süreçlerinde ABD gibi çok önemli, Ortadoğu'da etkin rolü olan bir devletin bu barış sürecine de bir katkı yapabileceğine inanıyoruz. Bakınız, katkı sunmak ayrı şeydir, ama çözümün aktörleri ayrı şeylerdir. Bence çözümün aktörleri, içerdeki dinamikler, içerdeki güçler, Kürtler ve Türkler olmalı.”

'Kürt sorunu çözülmeden Türkiye bölgesel güç olamaz'

Ahmet Türk, Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’nin Ortadoğu’da güçlü bir oyuncu olamayacağı görüşünü savundu: “Biz inanıyoruz ki, biz olayların, gelişmelerin bilincinde olan insanlar olarak, Ortadoğu’daki sancıların bilincinde olan insanlar olarak, artık Kürtlerin de Türklerin de bir barış atmosferine ihtiyacı vardır. Çünkü barış olmadan, Kürtler'le barışmadan, Kürt halkıyla dostane ilişkiler geliştirmeden, Kürt halkının hakkını hukukunu tanımadan Türkiye'nin Ortadoğu'da çok önemli bir aktör olamayacağını artık kendileri de görüyor. Kürt meselesi çözülmeden Ortadoğu'ya istikrarın kolay kolay gelmeyeceğini artık görüyorlar. Kürtler de Ortadoğu bataklığında demokratik yöntemlerle sorunun çözümü konusunda çok önemli bir aşamaya geldiklerini görüyoruz.”

'Amerikalılar bizi daha dikkatli dinledi'

Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, daha önceki ziyaretlerine oranla Amerikalı yetkililerin kendilerini daha dikkatli dinlediğini belirtti: “Bu görüşmeleri yapmak için üçüncü gelişim. Daha önceki gelişlerimizde evet dinliyorlar, ama gerçekten dinlemek için. Ama bu sefer çok farklı bir yaklaşım gördük. yani gerçekten Kürtler ne düşünüyor, bu konuda önerileri nedir, tavsiyeleri nedir, büyük bir dikkatle ve çok kalabalık bir grupla, mesela Dışişleri Bakanlığı'nda yaptığımız görüşmelerde, hem Türkiye masası, hem Suriye masası, hem Ortadoğu masası, yaptığımız görüşmede 13-14 tane bu masada çalışan insanlar da o toplantıda yer aldı. Bu da gerçekten artık Kürtsüz bir Ortadoğu olmayacağını, Kürtler tatmin olmadan Ortadoğu'ya demokrasinin gelmeyeceğinin fark edilmesidir. Şimdi şu örneklere bakmak lazım. Yani bir [Suriye’de] muhalefet var. Bu muhalefet el Nusra ile, el Kaide'yle bir değişimi gerçekleştirecekse, o değişimden bir demokrasi çıkar mı? Kürtleri dışlayarak, Dürzileri, Süryaniler'i, Ermeniler'i dışlayarak, olmaz. Ben bu düşüncemi ifade ettiğimde baktım ki mesela Amerikalılar da aynı düşünce içindedir.”

'Mesele yalnız Türkiye'deki Kürtler değil'

Ahmet Türk ayrıca, Kürt sorununun artık yalnızca Türkiye’yle sınırlı olmadığını söyledi: “Mesele sadece Türkiye değil. Şunu çok iyi görmek lazım. Suriye'de Kürtler baskı altında tutulursa, Suriye'deki Kürtler'in kimliksel, kültürel talepleri gözardı edilirse, o huzursuzluk yarın Türkiye'ye de yansıyacak. Türkiye'deki barış süreci sekteye uğrarsa, o huzursuzluk Suriye'ye yansır, Irak'a yansır, İran'a yansır. Bu bir gerçektir artık. Mesele sadece bir Türkiye meselesi, bir PKK olayı değil. Ortadoğu'da yaşayan, dört ayrı parçada yaşayan 40 milyon Kürt'ün, bugün talepleri gündeme gelmiştir. Şimdi bu talepler karşısında inkar edici, reddedici politikalarla Kürtler'in üzerine gelirseniz, eğer Türkiye'de gelirseniz, Suriye'deki Kürt huzursuz olur, diğeri huzursuz olur. Bu artık iç içe bir meseledir, büyük bir meseledir.”

'Top hükümette'

Ankara’nın, cezaevindeki PKK lideri Abdulah Öcalan’la yürüttüğü gayrı resmi görüşmelerin ardından Öcalan Nevruz’da ateşkes ilan etmiş, PKK da silahlı unsurlarını Türkiye dışına çekmişti. Ahmet Türk barış sürecinde Kürtler’in gerekli adımları attığını, topun bundan sonra Türk hükümetinde olduğunu kaydetti: “Bakınız, hiçbir tartışma olmadan esir askerler serbest bırakıldı. Ateşkes kararı aldı. Güçlerini sınır dışına çekme kararı aldı. Yani bundan sonra top hükümettedir. Tabii hükümetin de bu güven verici bir ortamın sağlanması konusunda atması gereken çok önemli adımlar var. Tabii ki Kürtlerin beklentisi büyük. Evet Kürt tarafı bu samimiyetini, ciddiyetini ortaya koydu, ama hükümet cephesinde çok da gözle görülür bir şey yok. Bırakın bazı adımları, yani bu konuda ne yapacaklarına dair topluma yansıttıkları bir mesaj bile yok. Tabii beklentiler var, ama umut ediyorum ki, bu çekilme süreci tamamlandığı zaman, bence yavaş yavaş bu konuda nelerin yapılacağı konusunda yeni bir diyalog, bir tartışma veyahut görüşme zemini daha güçlü bir şekilde ortaya çıkar.”

'Başkanlık sistemi tek kişinin yetkilerini arttıracaksa destek vermeyiz'

BDP ve bağımsız milletvekillerinin, başkanlık sistemi konusunda iktidar partisine destek verip vermeyecekleri son dönemin en büyük tartışmalarından biri. Mardin bağımsız milletvekili Ahmet Türk, başkanlık sistemi konusundaki tavırlarının çok açık olduğunu söyledi: “Başkanlık sistemini biz sistem olarak değerlendiriyoruz. Biz demokrasinin yanındayız. Demokratik cephenin içindeyiz. Hak-özgürlükler konusunda her ilerici adımı biz destekleriz. Başkanlık da bir sistem olarak tartışılırsa biz bunu tartışmaya hazırız. Başkanlığı biz sistem olarak değerlendiriyoruz. Yarın yerellerde nasıl değişiklikler olacak, valiler halk tarafından seçilecek mi, bütün bunları tartışıyoruz. Ama başkanlık sistemi sadece başkan olacak kişinin yetkilerini arttırıyorsa, biz bunu bir demokratik durum olarak değerlendiremeyiz ve buna destek veremeyiz. Bu konuda da düşüncemizi çok açık söylüyoruz.”

Washington NATO müttefiki Ankara’yla PKK’yla mücadele konusunda tam bir işbirliği içinde oldu. Amerika Dışişleri Bakanlığı 1997’den bu yana PKK’yı terör örgütleri listesinde tutuyor. Bununla birlikte Amerikalı yetkililer, hükümetin PKK’yla başlattığı barış süreci konusunda olumlu beklentilerini her fırsatta dile getiriyor.
XS
SM
MD
LG