Türkiye ile Katar arasında 2016 yılında imzalanan ancak henüz onaylanmamış olan askeri anlaşmalar gündemin ön sıralarına çekildi ve bu anlaşmalardan ikisi Genel Kurul’da 7 Haziran günü kabul edildi.
Anlaşmalardan biri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Katar’ın başkenti Doha’da kurduğu askeri üssün amacını, kapsamını, burada bulunduracağı personel ile ekipmanların ayrıntılarını içeriyor. Buna göre şu anda Katar’da inşa edilmiş askeri üste 200 olan Türk Silahlı Kuvvetleri gücünün mevcudiyeti 3000 ila 5000’e yükselebilecek.
Meclis’te kabul edilen diğer anlaşma ise Türkiye ile Katar arasında jandarma eğitim ve öğretimi konusunda yapılan protokolü içeriyor.
Peki, 7 ülkenin Katar’a uyguladığı diplomatik tecridin ardından alınan bu karar diğer ülkeler tarafından nasıl yorumlanır?
Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Faik Demir’e göre, Türkiye bu krizde arabulucu rolü varken, “Katar’a askeri destek veriyormuş gibi bir havadan kaçınmış” olması gerekirdi. Zaten Demir’e göre, bu karar askeri destek anlamına gelmiyor ve Türkiye'nin Katar'a asker göndermesi, Katar ordusunu güçlendirmeyecek ya da bu takviye ile Katar ordusu Suudi Arabistan’a ya da Körfez ülkelerine meydan okuyamayacak.
Doç. Dr. Ali Faik Demir’e göre, esas sorulması gereken soru “Suudi Arabistan eğer Katar'ı ilhak ederse ya da Katar'a saldırırsa kim devreye girecek ve kim nasıl tepki verecek?” Burada Rusya ve İran’ın tavrının önemli önemli olabileceğini söyleyen Demir, esas konunun Türkiye’nin ne yapacağı değil Suudi Arabistan’ın nasıl bir tavır takınacağı olduğunu söyledi.
“Körfezi bir bütün olarak; 50 milyon nüfuslu bir coğrafya olarak değerlendirmek lazım” diyen Doç. Dr. Ali Faik Demir, bu Körfez ülkelerinin içerisinde en güçlüsünün de Suudi Arabistan olduğunu belirtti. Türkiye ile ekonomik ilişkiler bakımından Suudi Arabistan’ın büyük bir öneminin olduğunun altını çizen Demir, Türkiye’nin Katar'la da büyük yatırım ilişkilerinin olduğunu ancak Türkiye dahil hiçbir devletin Katar ya da Suudi Arabistan için diğer Körfez ülkelerini harcama gibi bir lüksünün olmadığını belirtti.
Doç. Dr. Ali Faik Demir, “Şunu da hatırlatmak lazım. Bir tarafta Katar, diğer tarafta Körfez ülkelerinin bütünü duruyorsa çok dikkatli davranmak gerekir. Yani hiçbir devlet hem yatırım hem ekonomik ilişkiler açısından Körfez’i tamamen karşısına alarak Katar’ın yanında olma cesaretini gösteremez” dedi.
Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Faik Demir, “Türkiye, Müslüman dünyanın, Orta Doğu'nun önemli bir gücü olma konumunu, Amerika ve Batı ile ilişkilerini, hatta Rusya ile ilişkilerini, özellikle de İran’la hassas dengeleri dikkate alındığında Ortadoğu'da barışın ve bir çok konunun anahtarı olabilecek bir ülke” görüşünü savunuyor.