Erişilebilirlik

Karıştığı Kavga Kaderini Değiştirdi: ABD'nin İlk Türk Emniyet Müdürü


Karıştığı Kavga Kaderini Değiştirdi: ABD'nin İlk Türk Emniyet Müdürü
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:18 0:00

ABD'nin New Jersey eyaletinde Türkler'in en yoğun yaşadığı Paterson şehrine ilk Türk Emniyet Müdürü atandı.

32 yıl önce karıştığı bir kavga, Amerika’da Türklerin en yoğun bulunduğu yerleşim bölgesinde yetişen İbrahim “Mike” Bayçora’ya Amerika’da ilk Türk emniyet müdürü olma gururunu tattırdı.

Bayçora o kavgayı VOA Türkçe’ye “Bir gün bir kavgaya karıştım, istemeyerek oldu ama karıştık iste. Polisler geldi. O gün emniyette bana gösterilen davranışı hiç beğenmedim, bana hiç adil davranılmadığını hissettim. Bunun başkalarına yapılmasını istemedim, bu da benim emniyet teşkilatı ile ilgilenmeme yol açtı” sözleriyle anlattı.

Kafkaslardan Eskişehir'e, oradan da bir yaşındayken 1960'larda Amerika’ya göç eden Karaçaylı bir ailenin oğlu olarak büyüyen Bayçora’nın ailesi o yıllarda daha iyi koşullarda yaşamak amacıyla Amerika’ya yerleşti. New Jersey’deki fabrikalardan birinde çalışan babası oğlunun şart koştuğu için Bayçora üniversite eğitimini de aksatmadı.

Bayçora, girdiği polislik sınavında o kadar büyük başarı göstermiş ki dönemin belediye başkanı onu ofisine çağırmış ve iş istiyorsa ertesi gün başlamasını istemiş. Bu ısrara şaşırsa da Bayçora “evet” diyerek polisliğe ani bir giriş yapmış.

150 bin kişinin yaşadığı Paterson kenti New Jersey’deki birçok etnik gruba ev sahipliği yapıyor. Ancak tüm ABD’de olduğu gibi ekonomik koşullar 1960’lı yıllardaki gibi fırsatlar sunmasa da hala göçmenlerin tercih ettiği bir bölge. Özellikle de Türkler’in.

Bayçora’ya beraberinde çalışan polislere ‘Türk kültürünü öğrettiniz mi?’ diye sorduğumuzda bana buna gerek kalmadığını, Paterson emniyeti mensuplarının öğle yemekleri için bu bölgedeki Türk restoranlarını tercih ettiğini söylüyor. Bayçora için yemek kültürü çok önemli, özellikle de kendi memleketinden, Eskişehir’den Kafkaslar’dan gelen yemekler… Ve bayramlar.

Bayçora, “Bizim kültürümüze ait çok özel şeyler var, mesela bayramlar. Bayramlar çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde bir ayrı kutlanıyor. Babam ve babaannem hayattayken bayramlar, ramazanlar çok başka geçerdi. Günlerce yemekler pişirilirdi, özen gösterilirdi. Kuzu kurban edilirdi, sonra pişirildi. Söylediğim için yaparlardı ve sonra herkes beraber yerdi. Bizim eve tok gelseniz bile o yemekleri yemeden çıkamazdınız bizim evden, babaannem bırakmazdı” diyor.

Müslümanlar’a yapılan haksızlıklar ve ırkçılık konusundaysa Bayçora bu tip hareketlerin ABD’nin kuruluşundan beri bütün göçmen gruplarına yapıldığını, özellikle Müslümanlar’a karşı bir nefretten değil, bilgisizlik ve kültürlerin anlaşamamasından dolayı tatsızlıklar olduğuna dikkat çekiyor.

İbrahim Bayçora, “Ne kadar çok insan Müslümanlar’la kaynaşır, onları tanıma şansına sahip olursa o kadar çabuk onlarla ilgili fikirleri değişir” fikrinde.

Paterson’da Bayçora’nın adı geçtiğinde yüzü gülmeyen, onun ne kadar harika bir insan olduğunu söylemeyen yok. Onunla ve altında çalışanlarla ilişkilerindeki zarafeti göze çarpıyor.

Tesadüfler eseri kendini bulduğu polislik mesleğinde ve ait olduğu topluluğun gururu olan Bayçora, gençlere ve ABD’ye göç etmeyi düşünenlere de bir mesaj gönderiyor.

“Bu ülke hala fırsatlar ülkesi. Burada karşınıza çıkabilecek fırsatları her yerde bulamazsınız. Buraya gelin, kültüre ve bu ülkenin yasalarına saygılı bir hayat yaşayın. İyi bir örnek olun ve çok çalışın. Çünkü eğer bu ülkede çok çalışırsanız, başınıza güzel şeyler gelebilir.”

XS
SM
MD
LG