75 yaşındaki Şerife Zorlu’nun çocukluğu, gelin adaylarının süslenmek için kuaföre değil de tecrübeli, iş bilir, eli hünerli kadınlara gittiği bir zamanda ve yerde geçmiş. İzmir’in Karaburun ilçesine bağlı Kösedere’de doğup büyüyen Zorlu, o günlerden öğrenmiş gelinlerin yüzlerinin yazılmasını: “Yüz yazma bizim buranın geleneği göreneği. Gelin olan insanın mutlaka yüzü yazılırdı. Çocukken ben de onların yanına giderdim hep, ne yaptıklarını görmek isterdim.”
“Kına gecesi yüz yazılırdı”
Şimdi iki çocuk ve dört torun sahibi olan Şerife Zorlu, o günlerde öğrendiği yüz yazmacılığını bölgede sürdüren tek isim: “Eskiden uzun gelin telleri ince ince kesilirdi, onlarla yazılırdı. Karanfilin yağını çıkarıp kaş yakardık. Şimdi simlerle ve pullarla çok daha kolay. Ama ben eski yöntemlerle yapmayı seviyorum.”
Güler yüzü ve genç kızları kıskandıracak çevikliğiyle bir yandan yüz yazıyor, bir yandan eski düğünleri anlatıyor: “Düğün hazırlıklarına perşembe gününden başlanır. Ekmek hamuru yoğrulur, börekler açılır, yaprak sarması sarılır, nohutlar ıslatılır. Ertesi gün nohut ve keşkek ayrı ayrı pişirilir. Köyün gençleri oduna gider. Eskiden atlarla gidilirdi, şimdi traktörler gidiliyor. Cumartesi kına gecesi olur. Gelinin yüzü yazılır. Pazar günü gelin alınır. Önde davulla gelin at üstünde köyü dolaşır. Sonra damadın evine götürülür.”
“Köydekiler kuaföre gidiyor”
Kösedere’nin Şerife teyzesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin her yıl verdiği Tarihe Saygı Ödülleri’nin Geleneksel Sanatların Yaşatılması dalında ödül almış. Bu ödülle birlikte yüz yazmacılığı da yeniden tanınır, bilinir olmuş. Özellikle festivallerde bölgeye gelen kadınlar Şerife Zorlu’ya yüzlerini yazdırmaya başlamış: “Şehirdekiler köye geliyor, bizim köylüler şehre gidiyor. Köydekiler kuaför istiyor. Hem de uzağa, İzmir’e gidiyorlar. Saçını kabartıyor, bir de taç takıyor. Hiç de güzel değil. Gelinler yüz yazmasıyla güzel.”
Şerife Zorlu, yüz yazmacılığını gelecek nesillere de aktarmaya kararlı. Gençlere de bu geleneksel sanatı öğretmek için çırpınıyor. “Ömrüm yettiği kadar, öğreteceğim bu işi” diyor.