17 Haziran 2021’de Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il binasına düzenlediği saldırıda parti üyesi Deniz Poyraz’ı öldüren Onur Gencer’in yargılandığı davanın ikinci duruşması tamamlandı. İzmir Bayraklı Adliyesi’nde görülen davada Gencer’in tutukluluk halinin devamına karar verilerek duruşma 29 Nisan 2022 saat 09.00’a ertelendi.
Salon kapasitesinin avukatlar ve kurum temsilcileri için yetersiz olması nedeniyle 3,5 saat gecikmeli olarak başlayan duruşmada Deniz Poyraz'ın ailesi ile tutuklu sanık Onur Gencer ve taraf avukatları hazır bulundu. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve parti milletvekilleri, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Türkiye Barolar Birliği ve 13 baronun temsilcileri ile birçok sivil toplum kuruluşu ve siyasi partilerin temsilcileri de duruşmayı izledi.
Müdahillik talepleri bulunan siyasi partiler, barolar, sivil toplum kuruluşları ve kadın derneklerinin taleplerinin dinlenmesiyle başlanan duruşmada mahkeme heyeti, Poyraz’ın ailesi, HDP Genel Merkezi ve İzmir İl Başkanlığı’nın taleplerinin kabulüne, diğer kişi ve kurumların taleplerinin ise reddine karar verdi.
“Yaptığı işi yarım hissettiğini söyledi”
Ardından ‘tasarlayarak kasten öldürme’, ‘işyeri dokunulmazlığını ihlal etme’, ‘siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme’ suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu ve 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanık Onur Gencer’in savunmasının alınmasına geçildi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Poyraz ailesi avukatlarından Türkan Aslan Ağaç, Gencer’in ifadesinde, yaptığı silahlı baskından dolayı pişman olmadığını söylediğini aktardı. Sanığın ifadesinde ‘15 dakika sonra gelmiş olsaydım bol leşli, kanın su gibi aktığı bir baskın olacaktı’ sözlerini kullandığını kaydeden Ağaç, “Öncelikle Deniz Poyraz’ı terörist olmakla itham ederek başladı. Poyraz’ın bazı olaylara karıştığı, bunların mahkeme tarafından araştırılması gerektiğiyle ilgili ithamlarda bulundu. Olayı tamamıyla kendinden dışarı çıkararak kendinden uzak tutmaya yönelik ifadelerdi. Sadece Deniz Poyraz’ın o anda orada olmasından dolayı üzüntü duyduğunu, yaptığı işi yarım hissettiğini söyledi. Selahattin Demirtaş ve Abdullah Öcalan’ı ayrı bir noktaya koyduğunu, asıl husumetinin onlara yöneldiğini, diğer herkesi total olarak bir gördüğünü söyledi” dedi.
Sanığın kimseden talimat almadığını, yaptığı saldırıyı dört yaşındayken annesinin HDP’liler tarafından tehdit edilmesine dayandırdığını aktaran Ağaç şöyle konuştu: “Bu işi neredeyse dört yaşından itibaren tertip ettiğini söyledi. Bu işi tek başına yaptığı ifade edebilmek için komiklik noktasında abartı bir yaklaşımı oldu. Böyle bir yaklaşım tarzı nedeniyle biz sanığa sorularımızı yöneltmemeyi tercih ettik. Mahkeme heyetiyle bu düşüncemizi paylaştık. O yüzden doğrudan sorularımızı bundan sonraki celseye bıraktık.”
“Sorgusunun tam olarak yapıldığı kanaatinde değiliz”
‘Sanık ilk duruşmada mimikleri ve davranışlarıyla sergilediği rahatlığı bu duruşmada sözleriyle ortaya koydu’ diyen Ağaç şu değerlendirmelerde bulundu: “Savunma yapmak yerine saldırı pozisyonunda, bel altı hakaretlerden oluşan bir konuşma yaptı. Mahkeme heyetinin sorduğu sorulara kısmi olarak yanıt verdi ama sorgusunun tam olarak yapıldığı kanaatinde değiliz. Bu yüzden eksiklik olduğunu düşünüyoruz. Olayın bütün yönlerine ilişkin heyetin sanığa yönelttiği sorular olmayınca bizim sanığa soracağımız epey soru birikmiş vaziyette. Zaten olayın soruşturma aşaması itibariyle aydınlatılmasında Savcılık ve Emniyet herhangi bir çaba içerisinde olmamıştı, deliller toplanmamıştı. Aynı sürecin mahkemede de yürütülmemesi için büyük bir hassasiyet göstermemiz gerekiyor.”
Sanığın ifadesinin ardından tanıkların dinlenmesine geçildiğini söyleyen Ağaç, sanığa henüz sorularını yöneltemedikleri için tanıkların dinlenmesinin sorun yaratacağı yönünde yaptıkları itirazın mahkeme heyetince kabul edildiğini kaydetti. Gelecek duruşmada sanığın sorgulanmasını beklediklerini ifade eden Ağaç, “Sanığın savcılık aşamasında bugüne kadar vermediği soruların cevaplarının biz kendi hazırladığımız sorularla ve mahkeme heyetinin soracağı sorularla aydınlatılmasını bekliyoruz. O duruşmada da bir kısım tanıklar aynı şekilde dinlenecek. O tanıklara da çapraz sorgu yapılarak gerçekliğin ortaya çıkarılmasını bekliyoruz. Sanığa sorulacak neredeyse 100’ü aşkın sorumuz var. Bu sorulara cevap arayacağız” dedi.
“Soruşturmanın başından beri cinayeti bireysel göstermek için ellerinden geleni yaptılar”
Duruşma öncesinde İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması düzenlendi. Açıklamaya HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP milletvekilleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Sera Kadıgil katıldı. Deniz Poyraz’ın ailesinin de bulunduğu açıklamaya İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Emekçi Hareket Partisi, Halkevleri üyelerinin yanı sıra kadın örgütleri yoğun katılım gösterdi. Katılımcılar sık sık “Hepimiz Deniziz öldürmekle bitmeyiz”, “Deniz için adalet, herkes için adalet”, “Erkek devlet şiddetine son” sloganları attı.
Açıklamada konuşan Sancar, “O kurşunlar elbette Deniz Poyraz'ın mücadeleci bedenine yöneltildi, kanı akıtıldı. Ama saldırının tek hedefi Deniz Poyraz değildi. Saldırı aynı zamanda HDP’ye idi, demokratik siyaseteydi, Türkiye’de barış mücadelesine, kadın mücadelesineydi. O kurşunlar barışı, demokrasiyi hedef almıştı. Arkasında güçlü ve örgütlü bir plan vardı, sistemli bir cinayet hazırlanmıştı. Belki de onlarca kişinin öldürülmesi hesaplanmıştı. Ama biliyorlar ki sadece bir arkadaşımızın katledilmesiyle bu mücadele durmaz, kimse korkmaz, yılmaz. Soruşturmanın başından beri hem emniyet makamları hem savcılık, bu cinayeti münferit, bireysel göstermek için ellerinden geleni yaptılar. Bundan önceki saldırılarda olduğu gibi ellerindeki imkanları, hakikati karartmak, ardındaki örgütlü kötülüğü örtmek için kullandılar” dedi.
“Adalet ya herkes için vardır ya hiç kimse için yoktur”
‘Karşımızda sistemli ve örgütlü bir kötülük düzeni var’ diyen HDP Eş Genel Başkanı sözlerine şöyle devam etti: “Bu sisteme karşı tek etkili yol sistemli ve örgütlü mücadeledir. Kötülüğe karşı iyiliği örgütlemek, adaletsizliğe karşı adalet mücadelesini büyütmek tek çıkar yoldur. Bu sistemden bu iktidardan bu kanlı, talancı düzenden kurtuluşun tek yolu birlikte mücadele etmektir. Yargı iktidarın elinde, muhalefeti susturmak, demokrasi güçlerini sindirmek için bir sopa olarak kullanılmaktadır. Elbette eğer susarsak, beklersek adalet mahkeme salonlarında gerçekleşmeyecek. O nedenle susmuyoruz, sistemli kötülüğe karşı en geniş dayanışmayı ve ortak mücadeleyi kurmaya devam ediyoruz.”
Adalet mücadelesi herkes için verildiğinde anlama ulaşacağını kaydeden Sancar, “Adalet ya herkes için vardır ya hiç kimse için yoktur. Başkasına yapılan adaletsizliklere sessiz kalarak devam edebileceğini düşünen herkes son zamanlarda yaşadığımız örneklere bakarak uyanmak zorundadır. Başkasına yapılan adaletsizliğe yüzünü çevirenler bu zulümden, adaletsizlikten, baskıdan gün gelir nasibini alır” diye konuştu.
Ardından söz alarak İzmir Kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan Günseli Suna Kaya, “Bugün de buradayız, yarın da olacağız. Bu davada elbette katliamı gerçekleştiren Onur Gencer’in en ağır cezaya çarptırılmasını talep ediyoruz. Ama yetmez. Bu katliama yol verenin, hedef gösterenlerin, mahkeme salonunda ona bu gücü verenlerin yargılandığı güne dek mücadelemiz sürecek. Birbirimizi yaşatmak için, faşizme, erkek devlet şiddetine karşı yan yana, omuz omuza olacağız. Denize sözümüz
olsun, hayalini kurduğun barışın, özgürlüğün, eşitliğin ülkesini kuracağız. Fehime Ana’nın da dediği gibi 'Bir Deniz gider bin Deniz geliriz' ve size asla boyun eğmeyiz” ifadelerini kullandı.
Saldırı nasıl yapıldı?
Onur Gencer, 17 Haziran 2021’de HDP İzmir İl Örgütü'nün yer aldığı binada o sırada içeride yalnız olan Deniz Poyraz'ı kafasından ve bacaklarından yedi kurşunla vurarak öldürmüştü. Gencer, öldürdükten sonra Poyraz'ın fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşmış, 40 dakika sonra polise teslim olmuştu. Savcılığa verdiği ifadede “daha fazla sayıda kişiyi öldürmeyi amaçladığını” itiraf eden Gencer saldırıyı tek başına planladığını, “PKK'ya beslediği kinden” dolayı bunu yaptığını söylemişti.
