WASHINGTON —
Avrasya bölgesinde ticaret yollarının çeşitlendirilmesi için neler yapılabilir? Bölge Avrupa ve Çin arasındaki ticaret yolunun yeni bir güzergahı olabilir mi? Tarihi İpek Yolu yeniden canlandırılabilir mi? Bölge, petrol ve doğal gaz dışındaki kaynakların da geçiş koridoru olabilir mi? Bu olasılıklar Washington’da düzenlenen bir toplantıda değerlendirildi. Toplantıyı Alparslan Esmer izledi.
Avrupa’dan Hindistan ve Çin’e uzanan geniş bölgede uluslararası ticaret, çoğunlukla deniz yolu üzerinden yürütülüyor. Bu maliyet açısından daha hesaplı, ama süre açısından daha uzun.
20 yılı aşkın bir süre önce Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsızlığını elde eden Kafkas devletleri, Avrupa’dan Çin’e uzanan bu ticaret yolunun artık dışında kalmak istemiyor.
Azerbaycan Diplomatik Akademisi araştırmacılarından Taleh Ziyadov’un 10-15 yıl sonrası için çizdiği vizyon da bu yönde: Boru hattı yoluyla petrol ve doğal gaz ticaretine bağımlı Azerbaycan’da ticaret yollarının çeşitlendirilmesi, doğuyla batı arasında yeni bir kara köprüsü oluşturulması. Ziyadov’a göre geçmişin İpek Yolu kervanlarının yerini, şimdi konteyner taşıyan büyük gemiler aldı. “Merkez Avrasya’da Bölgesel Bir Koridor: Azerbaycan” adlı kitabın yazarı Taleh Ziyadov, ülkesinde 2000’li yıllardan bu yana büyük bir ticari patlama olduğunu söylüyor, ama petrol ve doğal gaz dışındaki sektörlerin iyi değerlendirilmediğinin de altını çiziyor.
Ziyadov iki projeden umutlu: Bir tanesi bu yılın sonunda tamamlanması planlanan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı. Demiryolunun temeli 2007 yılında, Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan cumhurbaşkanlarının katılımıyla atıldı. Taleh Ziyadov’a göre, Marmaray projesinin de tamamlanması halinde Bakü, İstanbul üzerinden Avrupa’ya bağlanacak, hatta Avrupa ve Çin arasında kesintisiz bir demiryolu hattı kurulacak. Bir diğer proje ise Azerbaycan’dan, İran’a ve Hindistan’a ulaşan bir demiryolu hattı.
Kafkaslar’ın bu alandaki en büyük iki rakibi, kuzeyde Rusya üzerinden giden Transsibirya demiryolu, güneydeyse Süveyş üzerinden Hint Okyanusu’na açılan deniz yolu.
Siyasi istikrarsızlık bölgenin en büyük dezavantajı: Azerbaycan Ermenistan’la, Gürcistan da Rusya’yla savaş halinde. Uzmanlara göre 2014 yılından sonra uluslararası kuvvetlerin Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte bu ülkenin istikrarı da kuşkulu.
Johns Hopkins Üniversitesi Uluslararası Yüksek Okulu’nda düzenlenen toplantıya katılan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Washington Temsilcisi Neslihan Kaptanoğlu da, Kafkaslar’da, “orta koridor” diye adlandırdığı bu ticaret yolunun, aynı petrol ve doğal gaz boru hatlarında olduğu gibi farklı güzergahlara bölünmesi gerektiğinin altını çiziyor. Kaptanoğlu, bu “orta koridor” üzerinden ticaret yolu oluşturulması çerçevesinde TEPAV’ın, başka güzergahlara da seçenek olarak baktığını belirtiyor. Bunlardan birisi Ermenistan’dan Bakü’ye uzanan bir demiryolu hattı. İki ülke arasındaki savaş hali sona ermeden bu mümkün değil. Bunun yanı sıra Türkiye, Ermenistan’la arasındaki mevcut demiryolu 20 yıla yakın bir süredir kapalı tutuyor. Ancak barış olması durumunda Türkiye’den Nahçıvan’a gidecek bir demiryolu hattının, Ermenistan üzerinden Bakü’ye uzatılması da mümkün.
Azeri uzman Taleh Ziyadov’a göre İpek Yolu’nu canlandırmanın yolu bir yandan özel sektörün yenilikçi yaklaşımından, diğer yandan da Kafkaslar ve Orta Asya devletlerinin işbirliğinden geçiyor.
Avrupa’dan Hindistan ve Çin’e uzanan geniş bölgede uluslararası ticaret, çoğunlukla deniz yolu üzerinden yürütülüyor. Bu maliyet açısından daha hesaplı, ama süre açısından daha uzun.
20 yılı aşkın bir süre önce Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsızlığını elde eden Kafkas devletleri, Avrupa’dan Çin’e uzanan bu ticaret yolunun artık dışında kalmak istemiyor.
Azerbaycan Diplomatik Akademisi araştırmacılarından Taleh Ziyadov’un 10-15 yıl sonrası için çizdiği vizyon da bu yönde: Boru hattı yoluyla petrol ve doğal gaz ticaretine bağımlı Azerbaycan’da ticaret yollarının çeşitlendirilmesi, doğuyla batı arasında yeni bir kara köprüsü oluşturulması. Ziyadov’a göre geçmişin İpek Yolu kervanlarının yerini, şimdi konteyner taşıyan büyük gemiler aldı. “Merkez Avrasya’da Bölgesel Bir Koridor: Azerbaycan” adlı kitabın yazarı Taleh Ziyadov, ülkesinde 2000’li yıllardan bu yana büyük bir ticari patlama olduğunu söylüyor, ama petrol ve doğal gaz dışındaki sektörlerin iyi değerlendirilmediğinin de altını çiziyor.
Ziyadov iki projeden umutlu: Bir tanesi bu yılın sonunda tamamlanması planlanan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı. Demiryolunun temeli 2007 yılında, Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan cumhurbaşkanlarının katılımıyla atıldı. Taleh Ziyadov’a göre, Marmaray projesinin de tamamlanması halinde Bakü, İstanbul üzerinden Avrupa’ya bağlanacak, hatta Avrupa ve Çin arasında kesintisiz bir demiryolu hattı kurulacak. Bir diğer proje ise Azerbaycan’dan, İran’a ve Hindistan’a ulaşan bir demiryolu hattı.
Kafkaslar’ın bu alandaki en büyük iki rakibi, kuzeyde Rusya üzerinden giden Transsibirya demiryolu, güneydeyse Süveyş üzerinden Hint Okyanusu’na açılan deniz yolu.
Siyasi istikrarsızlık bölgenin en büyük dezavantajı: Azerbaycan Ermenistan’la, Gürcistan da Rusya’yla savaş halinde. Uzmanlara göre 2014 yılından sonra uluslararası kuvvetlerin Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte bu ülkenin istikrarı da kuşkulu.
Johns Hopkins Üniversitesi Uluslararası Yüksek Okulu’nda düzenlenen toplantıya katılan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Washington Temsilcisi Neslihan Kaptanoğlu da, Kafkaslar’da, “orta koridor” diye adlandırdığı bu ticaret yolunun, aynı petrol ve doğal gaz boru hatlarında olduğu gibi farklı güzergahlara bölünmesi gerektiğinin altını çiziyor. Kaptanoğlu, bu “orta koridor” üzerinden ticaret yolu oluşturulması çerçevesinde TEPAV’ın, başka güzergahlara da seçenek olarak baktığını belirtiyor. Bunlardan birisi Ermenistan’dan Bakü’ye uzanan bir demiryolu hattı. İki ülke arasındaki savaş hali sona ermeden bu mümkün değil. Bunun yanı sıra Türkiye, Ermenistan’la arasındaki mevcut demiryolu 20 yıla yakın bir süredir kapalı tutuyor. Ancak barış olması durumunda Türkiye’den Nahçıvan’a gidecek bir demiryolu hattının, Ermenistan üzerinden Bakü’ye uzatılması da mümkün.
Azeri uzman Taleh Ziyadov’a göre İpek Yolu’nu canlandırmanın yolu bir yandan özel sektörün yenilikçi yaklaşımından, diğer yandan da Kafkaslar ve Orta Asya devletlerinin işbirliğinden geçiyor.