Cumhuriyet Halk Partisi’nin İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak belirlediği Tunç Soyer’e Halkların Demokratik Partisi’nden de destek geldi. VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan HDP İzmir İl Eş Başkanı Kadir Baydur ilçelerdeyse henüz tavırlarını netleştirmediklerini söyledi.
31 Mart Yerel seçimlerinde HDP’nin İzmir’deki tavrı ne olacak?
Biz, emek ve demokrasi güçlerinin, ötekileştirilmiş kesimlerin, kadınların, Alevilerin, sol-sosyalist çevrelerin, derneklerin, demokratik kitle örgütlerinin önerileri doğrultusunda bir çalışma yaptık. Genel Merkez düzeyinde Batı metropollerinde olabildiğince muhalefet adaylarıyla ortaklaşabilmek için parti olarak fedakarlık yapacağımızı açıkladık. Bu çerçevede Genel Merkezimiz (İzmir) Büyükşehir’de aday çıkarmayacağımızı deklare etti. Bunu yaparken, ötekileştirilmiş tüm kesimlerin, tek adam diktatörlüğüne hayır diyen herkesin görüşlerini ve önerilerini aldık. Bu konuda bir yol haritası belirledik. İzmir Büyükşehir Belediye başkanlığı için Tunç Soyer’i destekleyeceğiz. Kararımız bu konuda net.
Sizin parti olarak savunduğunuz bir yerel yönetim anlayışı var. Siz bu anlayışa uygun bir profil olduğu için mi, yoksa AK Parti’yi geriletme stratejiniz doğrultusunda mı Tunç Soyer’i destekleyeceksiniz?
Tabii ki birincisi önemli olan bizim açımızdan. Bizim çizdiğimiz profile en uygun adayın Tunç Soyer olduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla. Tunç Soyer’in Seferihisar’da iki dönemdir yapmış olduğu başkanlıktaki pratiği de bizim için önemli ve esastır. Orada olumlu çalışmalar yapmıştır. Tunç Soyer aynı zamanda sadece bizim değil, İzmir emek ve demokrasi güçlerinin de ortak kabulüdür. Bu konuda hem bize hem CHP İzmir İl Örgütü’ne hem de CHP Genel Merkezi’ne çevrelerden talepler gitmiştir. Bundan da bilgimiz var.
Biz kent sözleşmesini sadece muhalefet partileriyle ya da bizimle yapmasını istemiyoruz. Bu çerçevede önerisi olan değişik katmanlarla, ötekileştirilmiş kesimlerle, çevrecilerle, kadınlarla, LGBTİ’lerle, sol-sosyalist çevrelerle, demokratik kitle örgütleriyle, demokratik yöre dernekleriyle oturup, önerileri ortaklaştırmayı ve Tunç Soyer şahsında CHP’ye sunmayı düşünüyoruz. Bu önerileri dikkate alan bir pratik sergileyeceğine dair umutlarımız ve beklentilerimiz var. Birlikte yaşıyorsak, birlikte yöneteceğiz. Yönetimde olmak sadece temsil edilmek değildir. Söz sahibi olmaktır. Biz bu sözün bütün farklı kesimlerden gelmesini ve yerel yönetimlerde ortaklaştırılıp, buna uygun bir yerel politika belirlenmesini istiyoruz. Bu anlamda da geçmiş pratiğini göz önüne alarak Tunç Soyer şahsında umudumuz var.
HDP’nin seçim sürecinde Tunç Soyer’e desteği afişler, mitingler gibi aktif biçimlerle mi olacak yoksa pasif bir destek mi vereceksiniz?
Aslında ikisi de değil. Afişler şeklinde çok açık bir destek değil ama tabanda halk toplantıları yaparak, ilçe ilçe, mahalle mahalle gezerek neden Tunç Soyer’i desteklediğimizi açıklayacağız ve sandığa kitlemizi bu şekilde taşıyacağız. Sizin de bildiğiniz gibi bizim CHP ile resmi olarak kurumsal anlamda bir ittifakımız yok. Biz bu süreci tabanda ittifak yaparak götüreceğiz.
İzmir'in 30 ilçesi var. HDP olarak bu ilçelerde nasıl bir politika izleyeceksiniz?
Şu anda bu konuda netleşmiş bir tavrımız yok. Örneğin Tire ve Kiraz’da İYİ Parti’nin adayları belirlendi. Geri kalan 28 ilçede CHP aday gösterecek. Her ilçede, ilçe örgütlerimizle, oradaki demokratik kitle örgütleriyle görüşüp onların eğilimini alacağız. Buna göre herhangi bir ilçede aday çıkarıp çıkarmayacağımızı belirleyeceğiz. Ama büyük ihtimalle İYİ Parti’nin aday gösterdiği ilçelerde kendi adayımızla seçime gireceğiz. Biz baştan itibaren çıkacak adayların Kürtlere, Alevilere, kadınlara, çevrecilere bakış açısını, bu kentte yaşanan rant savaşının önüne geçmesini, demokratik, halkçı, kapsayıcı olması gerektiğini söylüyorduk. Şimdi 28 ilçede buna tekabül eden profil var mı, yok mu bunu araştırıyoruz.
HDP İzmir İl Örgütü olarak CHP ile yerel seçimler konusunda bir temasınız var mı?
Tabi temasımız var, bundan sonra da olacak. Çünkü biz bu kentte yaşayanların bu kenti birlikte yönetmesini istiyoruz. Bunun için de bütün katmanların, bütün kesimlerin yerel yönetimlerde söz hakkı olmasını istiyoruz. Doğaldır ki görüşmelerimiz bir ittifak şeklinde değil. İyi niyet çerçevesinde önerilerimizi sunan bir yerden düşüncelerimizi aktarıyoruz. İzmir halkının hassasiyetlerini aktarıyoruz. Bu hassasiyetlerin dikkate alınması gerektiğini söylüyoruz. Umarız ki, muhalefet partileri açısından dikkate alınır. Sadece CHP ile değil, Saadet Partisi ile de görüşmemiz oldu, bundan sonra da olacak. Biz AKP ve MHP dışında kalan bütün muhalefet partileriyle görüşmeye açık olduğumuzu söyledik ve bundan sonra da bu çerçevede görüşmekten imtina etmeyeceğiz.