Birleşmiş Milletler’den sonra dünyanın en büyük organizasyonu olarak kabul edilen İslam İşbirliği Teşkilatı, 13. İslam Zirvesi'ni İstanbul’da yaptı. 56 ülkeden devlet ve hükümet başkanları ile meclis başkan ve bakanlarının katıldığı zirvenin ana teması adalet ve barış oldu. Zirvede yapılan konuşmalarda El Kaide ve IŞİD eleştirildi.
Zirvede üç yıllığına dönem başkanlığını üstlenen Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantının açılışında yaptığı konuşmada Birleşmiş Milletler yapısının değiştirilmesini ve İstanbul’da düzenli aralıklarla Müslüman Kadınlar Konferansı yapılmasını istedi.
Ortadoğu’da kalıcı barış sağlanmasının yegane yolunun bir an önce Filistin’deki İsrail işgalin sona ermesi ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin'in kurulması olduğunu vurgulayan Erdoğan, Müslümanların üstesinden gelmesi gereken en önemli meselenin mezhepçilik olduğuna işaret etti.
Erdoğan: ‘Benim dinim Sünnilik de değil, Şiilik de, benim dinim İslam’
Erdoğan, “Müslümanlar olarak üstesinden gelmemiz gereken sorunların başında mezhepçilik fitnesi, ırkçılık fitnesi geliyor. Her zaman ifade ettiğim gibi benim dinim Sünnilik de değildir, Şiilik de değildir. Benim dinim İslam'dır. Ben tıpkı 1 milyar 700 milyon kardeşim gibi sadece ve sadece bir Müslümanım. Sözüm ona İslam ve Müslümanlık adına her gün mazlumlara saldıran onların canlarına kast eden, mallarını yağmalayan terör örgütleri asla bu mukaddes dinin temsilcisi olamaz. Çünkü bizim dinimiz barış dinidir, sulh dinidir” dedi.
Zirveye katılan İslam devletlerinin temsilcilerine “bölücü değil birleştirici olmalıyız” çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ortadoğu’daki çatışmalardan zarar görenlerin Müslümanlar ve İslam devletleri olduğunun altını çizdi.
Erdoğan: ‘El Kaide, DAİŞ, Boko Haram, El Şebab gibi örgütlerin tüm zararları Müslümanlara’
Cumhurbaşkanı’na göre, İslam dünyasının en büyük sorunu terör ve şiddet.
“Geçmişte El-Kaide yüzünden Afganistan'ın nasıl tahrip edildiğini, nasıl yüz binlerce Müslüman’ın katledildiğini, milyonlarcasının da mağdur edildiğini çok iyi hatırlıyoruz. Şimdi Irak'ta ve Suriye'de belirli bölgeleri kontrolü altına alan, Libya'da etkinlik kurma çabası içinde olan DAİŞ aynı kirli gayeye hizmet ediyor. Afrika'nın çeşitli bölgelerinde terör eylemleri düzenleyen Boko Haram ve El Şebab gibi örgütleri de aynı kapsamda görüyoruz. Dikkat ediniz birkaç şov amaçlı eylem dışında bu terör örgütlerinin tüm zulümleri, tüm zararları Müslümanlaradır.”
Türkiye’nin dünyanın hiçbir yerinde masum insanlara yönelen hiçbir eylemi asla tasvip etmediğini belirten Erdoğan, Batı ülkelerinin terör örgütleri ve terörden etkilenen ülkeler arasında ayrımcılık yaptığını savundu.
“Batılı devletler teröre karşı ikircikli bir tavır takınıyor”
Erdoğan, “Bizim ülkemizde de PKK, DHKP-C gibi çeşitli terör örgütleri var. PYD Suriye'de farklı isimler altında çok sayıda terör örgütü Avrupa başta olmak üzere çeşitli ülkelerde faaliyet gösteriyor. Bunların tamamı da Müslümanların ve insanlığın ortak düşmanıdır. Maalesef kimi ülkelerin özellikle de batılı devletlerin terör örgütleri karşısında ikircikli bir tutum içine girdiklerini görüyoruz. Paris'teki, Brüksel'deki terör eylemlerinden bahsediyorlar; ama Ankara'daki, İstanbul'daki, Lahor'daki terör eylemlerinden bahsetmiyorlar” dedi.
Davutoğlu: ‘İslam terörü lanetler’
Başbakan Ahmet Davutoğlu ise zirvede yaptığı konuşmada İslamofobi ve bunun oluşması için zemin hazırlayan radikal terörizmi eleştirdi.
Davutoğlu, “İslamofobi yönünde Batı toplumlarında ortaya çıkan tavırlar bugün İslam dünyasının ve İslam dininin yanlış anlaşılmasına sebebiyet veren bir kültürel, psikolojik atmosfer oluşturuyor, buna karşı da ortak bir tavırda buluşmalıyız. Nerede bir islamofobik çalışma varsa sesimizi birlikte yükseltmek durumundayız. Teröre ve İslam’ı terörle aynılaştırmaya, özdeşleştirmeye çalışan tavırlara karşı da ortak bir duruş sergilemeliyiz. İslam terörü lanetler” dedi.
Davutoğlu: ‘Başta Filistin olmak üzere işgal altındaki İslam toprakları kurtarılmalı’
Davutoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan hem işgal altındaki Filistin, Karabağ, Kırım gibi toprakların kurtarılması hem de sahipsiz gibi görünen Müslüman azınlıkların meselelerine sahip çıkılmasını talep etti.
"Başta Filistin olmak üzere işgal altındaki bütün İslam topraklarının kurtarılması konusunda da ortak bir tavır takınmalıyız. Müslüman toplulukların yaşadığı ve zamanla şu ya da bu şekilde göçe zorlanarak o topraklardaki İslam kimliğinin yok edilmeye çalışıldığı bütün işgal altındaki topraklar konusunda da ortak bir tavır sergilemek durumundayız. İslam dünyasının bir onur meselesi olan Filistin'in özgürlüğünün temin edilmesi konusunda omuz omuza durmak durumundayız.”
Irak Dışişleri Bakanı: ‘Terörün ardına dış etkenler kadar iç etkenler de var’
Bir önceki İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığını yürüten Mısır Arap Cumhuriyeti, İstanbul’da toplanan zirveye Dışişleri Bakanı Samih Şükri liderliğinde bir heyetle temsil edildi.
Toplantının açılışında konuşan Şükri, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin kendisi aracılığıyla gönderdiği mesajı okudu.
“Terör ve katliamlar son dönemde ortaya çıkmış değildir. Bölgesel hareketlilikten değildir. Aslında bunun arkasında sadece dış etkenler değil iç etkenler de bulunmakta. Burada Avrupalılar’ın ulaşmış olduğu güç dengesini tesis etmemiz lazım. Güç dengesi, bir devletin diğer devlete saldırıda bulunmaması esasına dayanmaktadır.”
Irak Dışişleri Bakanı: ‘Mezhepsel bir yaklaşımla çatışmalar körükleniyor’
Samih Şükri, Doğu Bloku’nun yıkılmasının ardından oluşan yeni dünya düzenini de eleştirdi:
“90’lı yıllar sonrası SSCB'nin yıkılmasıyla birlikte Batı kampının güçlü olması, modelin engin olması sürecini doğurdu. Bu model zorla diğer taraflara dayatıldı. Diğer tarafın özellikleri dikkate alınmadı, imarla ilgili hiçbir çalışma yapılmadı. Irak işgal edildi, maalesef bunun sonucu olan yıkımla Irak Ordusu'nun IŞİD’e karşı etkin mücadele edemediğini görmekteyiz. Yine burada bir tarafın komşu ülkelere müdahalesini veya mezhepsel bir yaklaşımla çatışmaların körüklendiğini görmekteyiz. Bunu kabul edilebilir görmüyoruz."
Taslak bildiriye İran’dan itiraz
Cuma günü yayınlanacak zirve bildirisi taslağında ise anlaşmazlık çıktığı belirtiliyor. El Cezire’nin haberine göre, ulaştığı taslak metinde İran’da Suudi Arabistan elçiliklerine yönelik saldırılar kınanırken, İran’ın diğer ülkelerin içişlerine karışmaması gerektiğinin altı çiziliyor. Ancak Şii din adamının İran’da idam edilmesine değinilmiyor. İran’ın bu ifadelere itiraz ettiği ifade ediliyor.
Cumhurbaşkanı’ndan akşam yemeği
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu'nda İslam İşbirliği Teşkilatı Liderler Zirvesi’ne katılanlar için bir akşam yemeği verdi. Davetliler, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından mehter takımı eşliğinde karşılandı.
Basına kapalı olarak, yaklaşık 2 saat süren yemeğe, aralarında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Katar Emiri Tamim Bin Hamad Al Sani ve Endonezya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Yusuf Kalla'nın da bulunduğu 52 ülkeden temsilciler katıldı.