IŞİD’in mali kaynaklarının kesilmesi örgüte karşı yürütülen ortak çalışmanın önemli bir boyutu olarak görülüyor. Amerika Maliye Bakanı’nın terör ve mali istihbarattan sorumlu yardımcısı David Cohen’in hafta içinde Washington’daki Carnegie Uluslararası Barış Enstitüsü’nde yaptığı konuşmada, IŞİD’e en fazla para kazandıran kaynağın petrol kaçakçılığı olduğunu ve bu petrolün alıcıları arasında Türkiye’nin de olduğunu belirtmesiyle birlikte, örgütün mali kaynakları tekrar gündeme geldi.
Demokrasileri Savunma Vakfı Türkiye uzmanlarından ve Maliye Bakanlığı’nda terör ve finans kaynakları alanında çalışmış Jonathan Schanzer, IŞİD’in mali kaynaklarının Türkiye’nin sınır güvenliğini arttırmasıyla büyük oranda etkileneceğini belirtiyor.
Askeri stratejiye ek olarak başka bir strateji daha geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Jonathan Schanzer, bunun da yolunun “hem Ankara’yı hem de Amerika’yı memnun edecek” bir çözümün üretilmesiyle olacağını belirtti.
Jonathan Schanzer bu konudaki gelişmelerle ilgili Amerika’nın Sesi’nden Yenal Küçüker’in sorularını yanıtladı:
VOA: “Doktor Jonathan Schanzer, siz daha önce Maliye Bakanlığı’nda terör finans kaynakları alanında çalıştınız. Bölgedeki durum göz önünde bulundurulduğunda, petrol gelirlerinden elde edildiği belirtilen bu tahminler ne ölçüde doğru ve bu söz konusu olan petrol karaborsası ne zamandır biliniyor?”
Jonathan Schanzer: “Tahminler, günde bir ile iki milyon dolar arasında değişiyor. Bu rakam bazen petrol fiyatlarına, bazen de kaçakçıların kullandıkları yola ve aracılara yaptıkları dağıtım hızına göre değişiyor. Son birkaç ayda elde ettiğimiz bilgiler petrol satışlarının IŞİD için büyük bir finans kaynağı olduğunu gösteriyor. Kaçakçılık ve kullandıkları güzergahlar uzun bir süredir zaten vardı, ancak Suriye’deki iç savaşın şiddeti arttıkça daha da önemli oldular ve bu da kaçakçılığın gelişmesine neden oldu.”
VOA: “Bölgede, yasadışı bir petrol piyasası var ve bu piyasayı kontrol altına almak ya da takip etmek bir hayli zor. Bu tür piyasaların yapısını bilen biri olarak, sizce ortadan kaldırılabilmeleri için alınabilecek en etkili önlem ne?”
JC: “Bu işin en kolay yolu Türkiye sınırını kapatmak. Giriş çıkışların nispeten kolay olduğu, 900 kilometrelik bir sınırdan bahsediyoruz. Küçük çaplı kaçakçılık yapıldığını biliyoruz ama asıl sorun bu değil. Sınırın zayıf olduğu belli bölgeler var ve IŞİD’e çalışan aracılar da bu bölgelerden faydalanıyor.
Bence bu sorunun yanıtı gayet basit; sınıra tel örgü çekilmeli ve Türk ordusu, NATO ordusu ya da ikisinin birleşiminden oluşacak bir güvenlik gücü tarafından gözetim altında olmalı. Bu yapıldığı takdirde, sınırdaki illegal faaliyetler kısa sürede ortadan kaldırabilir.”
VOA: “Amerika’nın Sesi, Kürtçe Servisi’nin Kongre Temsilcisi ve Dışişleri Komitesinde yer alan Gerry Connelly ile yaptığı röportajda Connelly, Türkiye’nin petrol karaborsası oluşmasına göz yumduğu ve bunun da dolaylı olarak IŞİD’a mali destek sağladığını ifade etti. Kongre’deki genel kanı bu mu?”
JC: “Kongre adına bir şey diyemem ama şunu belirtebilirim; Türk hükümetinin sınırlarını bariz bir şekilde açık bıraktığını gördük. Bunun sadece petrol kaçakçılığı için yapıldığını sanmıyorum. Sınırdan başta silahlar olmak üzere birçok malın, nakit paranın ve insanın geçişi için faydalanıldığını düşünüyorum. Bunların hepsi IŞİD için olmayabilir, bazıları el-Nusra’ya, İslami Cephe’ye ya da diğer gruplara gidiyor olabilir. Türkler Beşar Esat hükümetinin devrildiğini görmek için büyük riskler aldı, bunlardan biri de sınırların açık bırakılmasıydı. Bence bu kararlarından dolayı sonunda pişmanlık duyacaklar.”
VOA: “Türkiye ve Amerika arasındaki işbirliği ve görüşmelerin başlamasından bu yana bölgedeki petrol karaborsasında herhangi bir değişiklik gözlemlendi mi?”
JC: “Türklerin bunu son derece ciddiye aldıklarını ve bu konuda bir şeyler yapmaya çalıştıklarını duyuyorum. Ancak Amerikalı hükümet yetkilileri ve çalışanlarından elde ettiğim bilgilere göre bu gelişmeler Amerika’nın istediği hızda olmuyor. Aynı zamanda Türkler de Amerika’nın Beşar Esat’ı devirmek için yeterli çaba göstermemesinden şikayetçi. Durum böyle olunca görüşmelerde tıkanıklık yaşandı. Çözüm üretmek yerine sanki taraflar birbirlerini dinlemiyormuş gibi bir görüntü oluştu.”
VOA: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin IŞİD’den kaçak petrol satın aldığına dair suçlamaları reddetti. Erdoğan, geçmişte terörden büyük zarar görmüş olan Türkiye’nin ne IŞİD, ne de başka bir organizasyonun yapacağı petrol kaçakçılığına göz yummasının imkansız olduğunu belirtti. Son zamanlarda Türkiye ve Amerika arasında sadece petrol konusunda değil, diğer konularda da anlaşmazlığın olduğunu gösteren diyaloglar yaşanıyor, bunun en son örneği de Amerika’nın yaptığı silah yardımında yaşandı. Cumhurbaşkanı Türkiye’nin bu işe olumlu bakmadığını belirtti. Sizce bu son açıklamalar iki ülke arasında devam eden anlaşmazlık diyaloğunun bir devamı mı? Washington Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yanıtını ve iki müttefik arasında yaşanan son gelişmeleri nasıl değerlendiriyor?”
JC: “Ortada ciddi anlamda bir gerginlik olduğu kesin. Taraflar ne Kobani’de alınması gereken askeri önlemler konusunda ne de genel olarak IŞİD’le mücadele konusunda bir mutabakata varmış değil. Bence bu yalanlamaların bazıları doğru değil. Aracılar yoluyla satılan petrolün Türkiye’ye gittiğini biliyoruz. Bu, petrolü Türkiye’nin satın aldığı anlamına gelmiyor. Başkaları satın alıyor, Türkiye’de bu aracılardan satın alıyor. Sonuçta petrolün gittiği yeri biliyoruz ve Türkiye önemli ölçüde alım yapılan bir ülke. Elbette bu konuda daha fazlası yapılması gerekiyor. Sormamız gereken soru hem Ankara’yı, hem de Washington’u memnun edecek bir çözüm bulabilir miyiz?”
VOA: “New York Times Gazetesi Beyaz Saray’ın Amerika Maliye Bakanı’nın terör ve mali istihbarattan sorumlu yardımcısı David Cohen’in çalışmalarını ‘IŞİD’e karşı yürütülen mücadelenin ilk cephesi’ olarak gördüğünü yazdı. Daha önce Maliye Bakanlığı’nda benzer bir alanda çalışmış biri olarak, bu çalışmaların IŞİD’e karşı mücadeledeki önemi ve etkisi ne? Sizce Maliye Bakanlığı’nın bu çalışmaları askeri operasyonlardan daha başarılı olabilir mi?”
JC: “Maliye Bakanlığı’nın terör ve mali istihbarat çalışmaları gerçekten çok önemli ancak tek başlarına yeterli değiller. Askeri stratejinin yanında farklı bir strateji daha geliştirilmesi gerekli. IŞİD ancak hava saldırılarıyla birlikte örgütün mali kaynaklarını kurutacak stratejiler geliştirildiğinde yok edilebilir. Ancak şunu söylemekte fayda var; Türkiye sınırında güvenlik arttırılmadıkça bunların hiçbirinin gerçekleşmeyeceğini düşünüyorum. Türk hükümeti bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde IŞİD’in bu sınırdan istifade etmesini önlemediği sürece, IŞİD büyümeye ve güçlenmeye devam edecektir. Bu da hem Türkiye’nin hem de Amerika’nın çıkarlarına aykırı bir gelişme.”