Suriyeli yerel bir insan hakları savunucusu, Amerika’nın Sesi’ne, IŞİD militanlarının Rakka vilayetinde kalan az sayıdaki Hıristiyan ve diğer etnik ve dini gruplara kötü davranmaya devam ettiğini ve bölgeden çıkmalarına izin vermediğini söyledi.
IŞİD’in Rakka şehrindeki eylemlerini yakından izleyen ‘Rakka Sessizce Katlediliyor’ adlı grup üyesi Hüsam İsa, Hıristiyanlar’ın Suriye’deki en korunmasız grup olduğunu söyledi.
Türkiye’ye sığınan İsa, Hıristiyanların kendilerini koruyan silahlı bir grubunun bulunmadığını ve herhangi bir korumalarının olmadığını söyledi.
İsa’ya göre, yüzyıllardır Rakka’da yaşayan Hıristiyanlar, savaş öncesi 400 bin nüfusa sahip şehrin yaklaşık %5’ini oluşturuyordu. Ancak bu oran, şehrin önce rejim karşıtı grupların daha sonra da şehri İslam Devleti’nin başkenti ilan eden IŞİD’in eline geçmesinden sonra hızla düşmeye başladı.
İnsan hakları savunucularına göre, Rakka şehrinde halen 43 Hıristiyan aile bulunuyor. Ekonomik gücü bulunmayan bu aileler, şehir militanların eline geçtiğinde diğer Hıristiyan aileler gibi kenti terk edememiş. Ocak 2014’te Rakka şehrini eline geçiren IŞİD militanları, bu ailelere Müslüman olma, şehri terk etme ya da ölümden oluşan üç seçenek sunmuş.
Almanya’da yaşayan Suriyeli bir Hıristiyan aktivist olan Jimmy Shahinian, ailesinin ve kendisinin Rakka’dan kaçmak zorunda kaldığını söyledi.
Shaninian, kendi ailesi ve diğer Hıristiyan ailelerin aslında Rakka’da bulunan ev ve arazilerini bırakmak istemediklerini ancak IŞİD’in dayanılmasına imkan olmayan uygulamalarının kendilerini her şeylerini bırakarak kaçmaya zorladığını söyledi. Geçen Aralık ayında ailesinin son ferdi olan annesinin de şehirden kaçtığını söyledi.
IŞİD, Hıristiyanlara Müslüman tarzı giyinmeleri ve Müslüman olmayanların ödemek zorunda olduğu ‘cizye’ gibi özel vergi getirdi.
İsa, Rakka’da yaşarken IŞİD militanlarının Hıristiyan bir genci sadece kolunda haç dövmesi olduğu için öldürdüğünü söyledi. Buna benzer yüzlerce olayda Hıristiyan toplumun IŞİD üyeleri tarafından hedef alındığını da sözlerine ekledi.
Hıristiyanlara ait mülklere de IŞİD komutanları tarafından el konulurken, şehirde kalan Hıristiyanlar’ın da herhangi bir mülk satın almaları yasaklandı.
Geçtiğimiz hafta Ortadoğu da yaşayan Hıristiyanlar Babil dönemine ait “Akitu” adı verilen antik yeni yıl kutlamaları yaparken, Rakka’da yaşayan Hıristiyanlar’a bu kutlamalar yasaklandı.
Hıristiyanlar’ın yaşadığı zorluğu gözler önüne sermeye çalışan Hasekeli gazeteci Hadeel Queis, IŞİD gibi bir örgütün Hıristiyanlar’ın dini vecibelerini yerine getirmelerine yasak getirmesinin normal olduğunu söyledi.
Amerika’da yaşayan Queis, IŞİD militanlarının Rakka şehrine girdiğinde, bir Ermeni anıtını yerle bir ederken iki kiliseyi de tahrip edip yaktıklarını söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry geçtiğimiz ay, IŞİD’in Irak ve Suriye’de Hıristiyan, Ezidi ve diğer etnik ve dini azınlıklara yönelik uygulamalarının soykırım olduğunu açıkladı.
Soykırım açıklamasından sonra Amerika’nın kendi ülkesinde bulunan bütün IŞİD üyelerini yargılama yükümlülüğü bulunuyor. Ancak Amerika’nın, Suriye ve Irak’ta bulunan terör örgütüne karşı herhangi bir yasal yükümlülüğü bulunmuyor.
Ancak aktivistler, soykırım yapıldığını açıklayan Amerikan hükümetinin, bütün Ortadoğu da kötü muameleye maruz kalan Hıristiyanlar için koruma sağlamaya başlamasını umuyor.
Gazeteci Queis Amerika’nın Sesi’ne, Amerika’nın Ezidiler’e yaptıkları gibi Rakka’da bulunan Hıristiyanları da acil koruma altına alması gerektiğini söyledi. Ezidiler 2014’te Sincar Dağı’nda IŞİD tarafından kuşatma altına alınmış ve acil bir operasyonla kurtarılmışlardı.
IŞİD Suriye’de toprak kazanmaya başladığı andan itibaren, Rakka şehrinde ve Haseke vilayetinde yüzlerce Hıristiyanı kaçırdı. Büyük miktarda fidye ödendikten sonra bazı Hıristiyanlar tekrar serbest bırakıldı.
Yerel halk, Rakka’da bulunan IŞİD militanlarının koalisyon ve Suriye savaş uçaklarına karşı Hıristiyan aileleri canlı kalkan olarak kullandığını söylüyor.