IŞİD’ın sorgulanamayan itaat kültürü sıradışı bir durumla karşılaştı. Örgütün faaliyetlerini takip eden güvenilir bir gruba göre, kendisini İbn Cübeyr olarak adlandırlan IŞİD militanı bir yazar, doğrudan örgütün yönetim kadrosunu hedef alan beş ayrı yazı kaleme aldı.
Söz konusu makaleler tam da IŞİD’in bilinen bazı üyelerinin sosyal medyada muhalif paylaşımlar yaptıkları bir döneme denk geldi. Bu durum herhangi bir itaatsizliğin ya da eleştirinin son derece sert cezalar hatta çoğu zaman işkence ve idamla karşılık bulduğu örgüt için sert bir değişim.
Bu eleştirel makaleler geçen ay Ortadoğu Medya Araştırmaları Enstitüsü MEMRI, tarafından takip edildi ve daha sonra da Telegram’daki Al-Nasihah kanalında yayınlandı. Telegram, son derece yüksek güvenlikli şifreleme özelliklerine sahip bir telefon mesajlaşma sistemi ve özellikle IŞİD sempatizanlarının birbirleriyle haberleşmek için kullandıkları bir uygulama.
İbn Cübeyr’in IŞİD’in içerisindeki muhalif din adamları ve alimler grubuna üye kişilerden biri olduğu düşünülüyor. Bu kişilerin iktidar mücadeleleri sonucu liderlerden memnun olmayan ve saf dışı bırakılmış kişiler oldukları düşünülüyor. Bunların özellikle örgütün üst kademelerinin Iraklılar tarafından ele geçirilmiş olmasından rahatsızlık duydukları ifade ediliyor.
Kaleme aldığı eleştirilerinde İbn Cübeyr, örgütün lider kadrosunun Iraklılardan oluşmasını eleştiriyor ve örgütün halifesi Ebu Bekir El Bağdadi’nin güçsüzleşmesini ve karar mekanizmalarından çıkarılıp çıkarılmadığını sorguluyor.
MEMRI araştırmacıları geçen yıl boyunca aralarında İbn Cübeyr’in de bulunduğu ve kendilerini Araştırma-Soruşturma Bürosu olarak adlandıran grubun örgütün lider kadrosu ve medya koluyla ters düştüğünü belirtiyor. Kendilerini dini konularda yetkin gören bu grup, yönetim kadrolarını özellikle ezoterik ve teolojik tartışmalar konusunda eleştiriyor. Önde gelen konu da kimin İslam’dan çıkıp çıkmadığı tartışmaları.
Ancak bu konudaki anlaşmazlıklar daha da geniş bir alana yayılmış gibi görünüyor.
İbn Cübeyr, “Bu makaleler serisinde IŞİD’in içerisinde elinde güç bulunan hangi kişilerin peygamberin yolundan saptıklarını ve uygulamalarını kendilerine çıkar sağlamak ve koltuklarını koruma adına yaptıklarını göstermeye çalışıyoruz” diye yazdı.
Bu makaleler dizisinde Cübeyr, örgüt içerisindeki Al-Haj Abdallah adlı, IŞİD’in delege komitesinin ve en üst düzey yönetim grubunun başı olan kişinin, Bağdadi’yi kenara iterek onu yalnızca sembolik bir figür haline getirdiğini söylüyor.
Bu şikayetlerin son aylarda IŞİD’in Suriye’nin Deyrezor bölgesindeki farklı noktalarda savaşan değişik gruplarda da ortaya çıktığı belirtiliyor. Bu bölgedeki IŞİD destekçileri de Bağdadi’nin devrilmesi ve gitmesi gerektiğini savunuyor. Cübeyr’in ilk makalesinde dikkat çektiği nedenlerden biri de Iraklıların organizasyonu ele alması ve buna karşı gelişen duruş.
Cübeyr, Iraklı yöneticileri kendi hemşerilerini örgüt içerisinde güçlü noktalara yerleştirmelerini kınıyor. Cübeyr’e göre örgütün Iraklılaştırılmasıyla birlikte IŞİD’i kontrol edebilmek adına yönetim noktalarına Iraklılar yerleştiriliyor ve örgütteki herkes bu kişilerin emrilerine bağlı hale getiriliyor.
Iraklılar, Iraklı olmayanların güvenilmez olduğunu söylüyorlar ancak Cübeyr, bu şekildeki bir Iraklı yapılanmasının örgüt içerisindeki militanlar içerisinde ayrılıklara yol açtığını, hatta bazı savaşçıların Iraklı yöneticileri ulusal bir çete ya da Iraklı mafyası diye görmeye başladıklarını söylüyor.
İbn Cübeyr, hakim yada yönetici koltuğuna atanan çok sayıda Iraklı’nın aslen bu özelliklere sahip kişiler olmadıklarını hatta bazılarının okuma yazma dahi bilmediklerini ve IŞİD’in paralarını kendilerini zenginleştirmek için kullandıklarını belirtiyor.
İbn Cübeyr, “El Bağdadi ki Allah onu korusun, ya karanlık bir köşede kaldı bunları göremiyor ya da görüyor ama bunun olmasına gerektiğine ikna olduğu için ses çıkarmıyor” diyor.
Bu sert saldırılar 2016’nın başlarında IŞİD’in destekçileri tarafından bazıları dışarı da yansıyan eleştirileri anımsatıyor. O tarihlerde örgüt Amerika’nın da destek verdiği Kürt gruplar tarafından ciddi bir saldırı altındaydı ve örgüt daha önce ele geçirdiği topraklardan çekilmeye başlamıştı. IŞİD halen Suriye Irak sınırındaki uzak ve sert doğa koşullarının olduğu bölgelerde hakimiyetini sürdürüyor.
Şubat 2016’da ölmüş bir IŞİD militanının karısı nadir görülür bir şekilde örgütün lider kadrosunu eleştirdi ve bu kişilerin ölmüş militanların ailelerine kötü davrandıklarını anlattı. Bu haber ilk olarak Amerika’nın Sesi’nde yer almıştı. Bu kadının yazdığı mektup internete düşmüş, IŞİD yanlısı sitelerde de yayınlanmış ve örgüt içerisinde sempati toplamıştı. Uzmanlara göre bu kişinin eleştirileri internet ortamında kaldı ve kaldırılmadı.
Kendisini Al-Muhajirahm olarak adlandıran ve batılı olduğu düşünülen bu kadın dullara yapılan yardımlardan mustaripti.
Eleştiri dolu mektubunda kadın, “Düşünün ki bir aydır yardım bekleyen bir kardeşinizi görmezden geliyor ve iki gün önce zekat isteyen bir kardeşinize yardım ediyorsunuz. Bu kişi de kocası şehit edilmiş ve çocuklarını nasıl besleyeceğini düşünerek her gece ağlayan bir kadındır. Onun gözünden dökülen yaşlar ve çektiği acılar sizin kendinize sormanız ve dikkate almanız gereken şeylerdir” diye yazmıştı.
2016’nın başlarında cepheden çekilmelerle birlikte muhalif sesler daha da yükselmeye başladı. Özellikle Kuzey Afrika’dan örgüte katılanlar kendilerine eşit muamele edilmediği eleştirisini yapıyor daha az para ve kadın aldıklarını söylüyorlardı. Ancak örgütün üst yönetimi bu eleştirilere çok sert yanıt vermiş ve katliam boyutuna varan idamlara başvurmuştu.