LONDRA —
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun makam odasında üst düzey yetkililerle Suriye’ye gizli askeri operasyon seçeneklerini değerlendirdiği iddia edilen görüşmelerin ses kaydının sızdırılması, YouTube sitesine de erişimin kapatılmasıyla sonuçlandı.
Twitter’a erişim YouTube’dan bir hafta önce engellenmişti. Twitter’ın da kapatılmasının nedeni, yolsuzluk iddialarıyla ilgili ses kayıtlarına link vermesi oldu.
Türkiye’de kamuoyunda bu iki internet sitesine erişimi engelleme kararı kısmen kaygı, kısmen de tepkiyle karşılandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için, “Twitter’ı kapatırsa kendisini eleştirmeyeceğimizi düşünüyor” diyen Aylin Vural adlı vatandaş, yasağa rağmen mücadelelerini sürdüreceklerini söylüyor.
Demet Toprak ise, bu yasakların nereye varacağından kaygılı. Eleştirilere katılanlar arasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de var. Hatta eleştirisini, erişime kapatılan Twitter üzerinden yaptı.
Ancak kamuoyundaki tepki kısıtlı. Çünkü Türkler’in yalnızca yüzde 15’i Twitter kullanıyor. İnterneteyse nüfusun ancak üçte biri bağlanıyor.
Bu da öfkeli Başbakan Erdoğan’ın seçim mitinglerine bu denli büyük kalabalıkları çekebilmesini açıklayan bir etken. Erdoğan son gizli konuşmaların YouTube’da yayınlanmasını “Bu ahlaksızlıktır, adiliktir, namussuzluktur” sözleriyle tanımlamıştı.
“Türklerin çoğu muhafazakar, milliyetçi ve dindardır” diye konuşan Londra’daki Chatham House’dan Fadi Hakura, Erdoğan’ın destekçilerinin kilit kriterinin ekonomi olduğunu, ekonomiye yolsuzluk suçlamaları ve medya özgürlüğünden daha fazla önem verildiğini söylüyor.
Bununla birlikte Londra’daki Westminster Üniversitesi Sosyal Medya Araştırmaları Merkezi’nden Paul Dwyer’a göre Türk siyasetinde yaşanan bu gelişmeler genç kesimin siyasete katılımının yolunu açabilir. Sosyal medyanın gençlerin siyasete katılımına fırsat tanıdığını kaydeden Dwyer özellikle “Türkiye gibi demokrasiyle yeni tanışılan toplumlarda” bunun daha geçerli olduğunu belirtiyor.
Şimdilik internet tiryakisi Türkler için yasak sitelere dolaylı yollardan erişim sağlanacağa benziyor. Uzmanlardan birinin de söylediği gibi bu dolaylı yöntemler “bilgiye erişim özgürlüğünün son kalesi” durumunda.
Twitter’a erişim YouTube’dan bir hafta önce engellenmişti. Twitter’ın da kapatılmasının nedeni, yolsuzluk iddialarıyla ilgili ses kayıtlarına link vermesi oldu.
Türkiye’de kamuoyunda bu iki internet sitesine erişimi engelleme kararı kısmen kaygı, kısmen de tepkiyle karşılandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için, “Twitter’ı kapatırsa kendisini eleştirmeyeceğimizi düşünüyor” diyen Aylin Vural adlı vatandaş, yasağa rağmen mücadelelerini sürdüreceklerini söylüyor.
Demet Toprak ise, bu yasakların nereye varacağından kaygılı. Eleştirilere katılanlar arasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de var. Hatta eleştirisini, erişime kapatılan Twitter üzerinden yaptı.
Ancak kamuoyundaki tepki kısıtlı. Çünkü Türkler’in yalnızca yüzde 15’i Twitter kullanıyor. İnterneteyse nüfusun ancak üçte biri bağlanıyor.
Bu da öfkeli Başbakan Erdoğan’ın seçim mitinglerine bu denli büyük kalabalıkları çekebilmesini açıklayan bir etken. Erdoğan son gizli konuşmaların YouTube’da yayınlanmasını “Bu ahlaksızlıktır, adiliktir, namussuzluktur” sözleriyle tanımlamıştı.
“Türklerin çoğu muhafazakar, milliyetçi ve dindardır” diye konuşan Londra’daki Chatham House’dan Fadi Hakura, Erdoğan’ın destekçilerinin kilit kriterinin ekonomi olduğunu, ekonomiye yolsuzluk suçlamaları ve medya özgürlüğünden daha fazla önem verildiğini söylüyor.
Bununla birlikte Londra’daki Westminster Üniversitesi Sosyal Medya Araştırmaları Merkezi’nden Paul Dwyer’a göre Türk siyasetinde yaşanan bu gelişmeler genç kesimin siyasete katılımının yolunu açabilir. Sosyal medyanın gençlerin siyasete katılımına fırsat tanıdığını kaydeden Dwyer özellikle “Türkiye gibi demokrasiyle yeni tanışılan toplumlarda” bunun daha geçerli olduğunu belirtiyor.
Şimdilik internet tiryakisi Türkler için yasak sitelere dolaylı yollardan erişim sağlanacağa benziyor. Uzmanlardan birinin de söylediği gibi bu dolaylı yöntemler “bilgiye erişim özgürlüğünün son kalesi” durumunda.