Sarah Everard cinayeti sonrası önce yas tutma amaçlı başlayan eylemler polisin Cumartesi gecesi sert müdahalesi sonrası bir kadın hareketine dönüştü. Pazar günü akşam üzeri başlayan eylemler geceye dek sürdü.
Eylemi düzenleyenlerden bir kadın, hareketin amacını şöyle açıkladı: “Bize yapılanlar karşısında ne zaman sessiz kaldıysak bundan yararlandılar. O yüzden buraya gelip olanları protesto ederek onlara artık sessiz kalmayacağımızı göstermiş oluyoruz. Uslu kadınlar tarih yazamaz, sessiz kalmak hiçbir şeyi değiştirmez!”
“Kavgamızı geri istiyoruz” adlı kadın hareketi, kadınları akşam üzeri Trafalgar meydanında topladı. Ellerinde, İngiltere’de, Myanmar ve Yunanistan’da, polis ve erkek baskısına karşı döviz ve pankart taşıyan kadınlar vardı.
“Eve giderken anahtarı parmaklarımın arasına kıstırıyorum”
Eyleme katılan kadınlardan biri görüşlerini, “Kadınların eşit görülmesi gerekiyor. Geceleri sokağa yalnız çıkmaya korkuyoruz. Korkudan, anahtarımı parmağımın arasında sıkıştırıp yürüyorum. Oysa erkekler sokaklarda yürürken gayet neşeli, dünya umurunda değil” sözleriyle aktardı.
Eyleme katılan kadınların ortak mesajı “sokaklarımızı geri istiyoruz” şeklinde. Kadınların daha güvende olmasını sağlayacak politikalar üretilmesini istediklerini söylüyorlar, yoksa bu durumun sürekli devam edeceğinden endişeliler.
“Erkekleri eğitin, kadınları koruyun”
Ellerindeki dövizlerden birinde “erkekleri eğitin, kadınları koruyun” yazıyor. Yaşananların kadınlardan değil erkeklerden kaynaklandığını düşünüyorlar. “Erkekler eğitilirse” kadınların daha güvende olacağı inancı hakim.
İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre İngiltere’de 18-24 yaş arası kadınların yüzde 97’si taciz mağduru. Kadınlar, bütün erkekleri suçlamıyor ama neredeyse bütün kadınların taciz mağduru olmasını sorguluyor.
“Ben de tacize uğradım”
Bir başka kadın eylemci durumun ciddiyetini şu sözlerle anlattı: “Ben bizzat tacize uğramamış birini tanımıyorum. Ben de uğradım. Metroda dahi gelip sürtünenler oluyor. Benim yaşıtlarım arasında herkes taciz mağduru. Bu normal değil, olmamalı. Yüzde 97, sadece bir istatistik rakamı değil, korkunç bir şey. Tüm bunlar değişmeli.”
Sosyal medyada ortaya çıkan “Sokakları geri istiyoruz” adlı farklı bir kadın hareketinin de çağrısıyla Pazar günü, Parlamento ve Trafalgar meydanı, Emniyet Müdürlüğü ve Başbakanlık hedef olarak seçildi. Öğleden sonra başlayan protestolar hava kararıncaya dek sürdü. Bu kez polisin müdahale etmemesi dikkat çekti.
Polisin sert tutumu için “kabul edilemez” şeklinde tepki göstermiş olmasına rağmen Başbakan Boris Johnson ve iktidardaki Muhafazakar Parti, kadınların öfkeli sloganlarından payına düşeni aldı.
Sonraki durak bir kez daha Parlamento meydanı oldu. Kadınlar mesajlarını verirken uzaktan izleyen polislerinin birdenbire gelip eylemin uzak bir köşesinde kalan Churchill heykelini korumaya alması, eylemi bu kez heykelin etrafına taşıdı.
“Bizim yerimize cansız heykeli korudular”
Eylemcilerden biri, polisin kendilerini korumak için orada olması gerektiğini ancak onların Churchill’in heykelini korumasından yakındı. İngiltere’nin eski başbakanı Winston Churchill, onlara göre ırkçı, kölelik yanlısı olmasıyla tanınan biriydi ve kadın polisler tarafından korunması tamamen akıl dışıydı.
Duruma öfkelenen eylemciler daha sonra aynı gün ikinci kez emniyet müdürlüğünün önüne gidip polisi protesto etti.
Cumartesi akşamı polisin itirazına rağmen yapmak istedikleri anmada, karantina gerekçe gösterilerek sert müdahaleye uğramış olmaları ve katil zanlısının bir polis memuru da olması, şimşekleri emniyet teşkilatının üzerine çekti.
Polis, kadın eylemcilerin hedefinde
Bir kadın eylemci gördüklerinden dolayı uğradığı hayal kırıklığını şu sözlerle aktardı. “Eskiden polise saygım vardı ama şu son durum fikrimi tamamen değiştirdi. Polis son derece agresif ve saygısızdı. Çok büyük hayal kırıklığına uğradım. Londra’nın dünyanın en iyi yeri olması gerekiyordu ama gelinen nokta şiddet, öfke. Üstelik bu epey önceden başlamış bir şey. Değişmesi gerekiyor.”
Sarah Everard adlı 33 yaşındaki kadının Londra’da akşam saatlerinde evine yürüdüğü sırada, üstelik mesleği polis olan bir erkek tarafından kaçırılıp öldürüldüğü haberi, İngiltere’de kadınları ayağa kaldırdı. Londra polisinin kadınlara ‘yalnız çıkmayın’ uyarısında bulunması ise öfkeyi büyüttü.
“Sokakları geri istiyoruz” adıyla ortaya çıkan kadın hareketi, polisin kendilerini koruyacağına bir de akıl vermesini eleştirerek eylemlerini sürdüreceğini açıkladı.