İngiltere’de, Corona virüs tedbirleri nedeniyle bazı vatandaşlar yardıma muhtaç duruma hale geldi. Sivil toplum kuruluşları bu konudaki açığı kapatmak için hemen harekete geçti. Onlardan biri de İngiltere Alevi Federasyonu. Federasyon başkanı İsrafil Erbil, VOA Türkçe’ye sadece Türk toplumuna değil Bulgarlar'a, Romanyalılar'a, Polonyalılar'a hatta İngilizler'e o yardımları nasıl ulaştırdıklarını anlattı.
İsrafil Erbil bu dönem için ''Tarihi bir dönemdi; kimsenin ne yapacağanı, ne ile karşılaşacağını bilmediği bir dönemdi. Devletlerin, hükümetlerin; adeta teslim olduğu bir dönemdi'' dedi.
VOA Türkçe: Bir süpermarketi veya toptancı deposunu dolduracak kadar gıda yardımı geldi size, siz de gerekli yerlere ulaştırdınız. O yardımları kimler yaptı?
İsrafil Erbil: Burada yapılan gıda sirkülasyonu sanıyorum onlarca TIR doldurabilecek kapasitedeydi. Zaten bunlardan bir tanesi örneğin Romanya’da Alevi Kültür Merkezi’mizin bir TIR makarna göndermesiyle gerçekleşti. Diğer büyük toptancılarımız, bireyler, kurumlar ve marketler; zaman zaman vanlar (panelvan) dolusu eşya gönderdiler. O kadar çok sirkülasyon oldu ki bazı günler yüzün üzerinde aile gelip paket aldı. O paketlerin her biri en az 4 kişilik bir aileye bir hafta yetebilecek paketlerdi. Bunların içinde kuru gıda, bulgur, pirinç, makarna, meyve sebze, sıvı yağ, salça gibi temel gıda anlamında her şey bulunuyordu. Dolayısıyla yüzlerce paketin her birinin 20-30 kg olduğunu düşündüğümüzde, günlük olarak bile tonların üzerinde eşya burada bir şekilde sirküle oldu.
VOA Türkçe: Bunları size yollayanların yanı sıra bir de teslimatı yapan gönüllüler vardı, değil mi?
İsrafil Erbil: Londra Bisiklet Kulübü’müzden bazen 10 bisikletli canımız, bazen 15 bisikletli arkadaşımız, bisikletin ulaşabileceği mesafelere bu paketleri ulaştırdılar. Bir gönüllüler ordusunun böyle bir dönemde dışarıda ölümcül bir virüs varken bunu göze alabilmesi önemliydi. Onun dışında diğer kurumlarımızdan gönüllü olarak Demokratik Güç Birliği bileşenlerinden, Türk Eğitim Birliği’nden, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nden, Cem Evlerimizden, köy ve yöre derneklerimizden sürekli gönüllüler burada nöbet değişimi yaptılar. Araçlar ile Heathrow'a, Ealing'e, Londra’yı bilmeyen arkadaşlarımız için belki 15-20 km’lik yollardan, mesafelerden bahsediyoruz. Güney Londra dediğimiz Lewisham bölgesine Croydon’a kadar malzeme ulaştırmaya çalıştılar. Ulaşamadığımız noktalarda da mutlaka karşılıklı yardımlaşabileceğimiz, o bölgede bulunan esnaflar, marketlerimiz varsa onları devreye koymaya çalıştık. Zaten Orta Britanya’da Nothingham Alevi Kültür Merkezi ve İskoçya’da, Galler’de, çeşitli stratejik bölgelerde yine kurumlarımız açık tutuluyordu ve aynı yardımlar yapılıyordu.
VOA Türkçe: İngiltere Alevi Federasyonu olarak yaptığınız bu yardımlaşma kampanyası sadece Alevi toplumuna mı ilişkindi?
İsrafil Erbil: Hayır, ilk günden itibaren özellikle bulunduğumuz mahallede broşürler dağıttık; burada böyle bir yardım merkezi oluştu, haberiniz olsun diye. Arkasından sosyal medya aracılığıyla ve belediyelerin bize yönlendirdiği bir takım Whatsapp grupları üzerinden burada bu yardım merkezinin oluşturulduğunu duyurduk. Sonra Google adresleri üzerinden, Google haritası üzerinden kendi merkezimizi gösteren o detayları değiştirip bu süreç içerisinde, Covid-19 yardımlaşma ve dayanışma merkezine dönüştürüldüğünü duyurduk. Dolayısıyla buraya gelen farklı etnik kimliklerden, inançlardan, İngilizce konuşan, Türkçe konuşan, diğer dillerden konuşan Enfield’de ve Enfield çevresinde kim bize ulaştıysa herkese bu yardım erişti.
Bir anda muhtaçların yiyecek bulma merkezine dönüşen Alevi Federasyonu’na yine Türk toplumundan gençlerin biraraya geldiği Londra Bisiklet Kulübü kurye olarak destek oldu. Kulübün kurucularından Özgür Korkmaz bu deneyimin kendisinde bıraktığı izleri anlattı.
Özgür Korkmaz: İlk etapta Türkçe konuşan toplum hedef alındı, sonrasında food bank (gıda bankası) olduğu için ve belediyeler ile çalışılmaya başlandığı için Alevi Federasyonu’na dışarıdan da insanlar gidip paket alabiliyordu. Yani bütün Enfield bölgesinde yaşayan herkes gelebiliyordu. Sadece Türkiyeliler değil. O anlamda epey bir yabancıya da yardımlar ulaştı.
VOA Türkçe: Kimler giriyor 'yabancı' dediğiniz bu gruba?
Özgür Korkmaz: Benim gözlemlediğim Bulgar göçmenleri, Bulgarlar vardı onun dışında değişik etnik gruplardan insanlar vardı, İngilizler vardı. Gıda yardımları için gittiğimiz adreslerde bazı ilginç hikayelerle, üzücü durumlarla karşılaştık. Salgın ilk başladığında insanlar o kadar korku, endişe, stres içindeydi ki evden dışarı çıkmıyorlardı. Biz gittiğimiz zaman kendi yakınları bile doğru dürüst o adreslere gitmiyordu. O yüzden hem seviniyorlardı bizi görünce hem de gıda paketlerini getirdiğimize de duygulanıyorlardı. Bazıları muhtemelen hayatlarında hiç böyle bir yardıma başvurmamışlardı. Öncelikle çok fazla yaşlı insanın evine gittik. Bunlardan bir tanesi; bir teyze vardı, sanıyorum 70’in üzerindeydi. Kapısını çaldık, nasılsın diye sorduk, gıda yardım paketini verdik. Bize bir hafta önce 52 yıllık eşini Corona virüsten kaybettiğini söyledi ve cenazeye gidemediği için çok üzüldüğünü, cenazeyi komşusunun cep telefonundan izlemek zorunda kaldığını anlattı. Ayak üstü bir beş dakika sohbet ettik bir arkadaşımla beraber, ama bu bizi çok etkiledi açıkçası.
VOA Türkçe: Türk toplumundan biri mi yoksa?
Özgür Korkmaz: Yok, kadın İngiliz’di, İngiliz bir teyzeydi. Harringey taraflarında bir adres verildi bizlere. Zannedersem Türkiyeli komşuları var, Türkiyeli komşuları yardım istemişler bu İngiliz teyze için.