Amerika’nın başkentindeki önde gelen düşünce kuruluşlarından Washington Enstitüsü Türkiye uzmanı Soner Çağaptay, Washington yönetiminin Amerika-Türkiye ilişkilerine Başkan Joe Biden döneminde sıfırdan başlamak istemediği görüşünü dile getirdi. Çağaptay'a göre, Biden yönetimi bunun yerine ilişkilere kalındığı yerden devam ederek, farklılıkların baki kaldığı, ortak alanlarda işbirliği sahası yaratmayı planlıyor.
Amerika'nın eski başkanı Donald Trump dönemini S-400 krizi ve yaptırımlarla kapatan Amerika-Türkiye ilişkileri, Joe Biden döneminde yeni bir sayfa açar mı? Washington Enstitüsü Türkiye uzmanı Soner Çağaptay’a göre bu sorunun yanıtı evet, hatta yeni sayfa açıldı bile. “Ben Türk-Amerikan ilişkilerini aşağı yukarı 20 senedir takip ediyorum. Amerika'nın başkentinden de ilk defa bir Amerikan hükümetinin Türkiye'ye karşı bu kadar mesafeli başladığını gördüm.”
Türkiye’nin bugüne dek ABD’nin seçilen başkanı hangi partiden olursa olsun aradığı ilk on ülke arasında olduğunu hatırlatan Çağaptay, Biden yönetiminin şimdiye kadar aradığı 30 ülke lideri ve dışişleri bakanları arasında Türkiye'nin bulunmadığını söyledi.
“Türkiye’yi yakından tanıyan Biden ekibi açılımların samimiyetine inanmıyor”
Çağaptay da Washington’daki birçok bölge uzmanı gibi Biden döneminde ilişkilerin Trump döneminden farklı olarak kurumlar arası ilişkilere döneceği görüşünde. Soner Çağatay, yeni yönetimde eski başkan Barack Obama döneminden kalma çok sayıda ismin Türkiye’yi 2008’den bu yana yakından takip eden, ülke dinamiklerine hakim kişiler olduğunu hatırlattı.
“Türkiye'de şu anda çok konuşulan yeni demokrasi paketi, açılım, anayasa gibi konularda Türkiye'yi 15 sene yakından takip eden bir ekip baktığında aslında bu filmi daha önce gördüklerini düşünüyorlar. Dolayısıyla bazı açılımların çok samimi olduğunu düşünmüyorlar.”
“Lider kadrodaki güven tesisi zaman alacak”
Washington Enstitüsü Yakın Doğu Politikaları, Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü Soner Çağaptay, iki ülke arasında dış politikada büyük ayrılıklara şu sözlerle dikkat çekti:
“Amerika'nın YPG ile Suriye'de devam eden ilişkisi. Türkiye'nin Rusya'dan almış olduğu S-400 savunma sistemi gibi meseleler, ama esas olarak, lider kadro arasında güven tesisi olduğunu, şu anda güven olduğunu söyleyemeyiz. Bence bu biraz zaman alacak.”
Çağaptay S-400 krizinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya’yla birçok nedenden dolayı arasını bozmamak için geri adım atmayacağını düşünüyor. Çağatay, sistemi aktive etmemenin ara bir formül olabileceğini aksi takdirde Ankara'nın uzun vadeli askeri ve ekonomik yaptırımlara maruz kalabileceğini ifade etti.
ABD-Türkiye ilişkilerinde üç önemli gündem maddesi ne?
Soner Çağaptay’a göre Türk-Amerikan ilişkilerinde şu üç başlık öne çıkıyor:
“Bir, farklılıkların idare edilmesi yani S- 400 meselesinin ilişkilerde çatırdamaya yol açmaması için iki tarafın da ortak çaba sarf etmesi. İki, ortak işbirliği alanlarının bulunması ki bunlar arasında Libya var, İran var, Güney Kafkaslar var. Bu meselelerin pek çoğunda Türkiye ile Amerika'nın çıkarları çakışıyor. Üçüncüsü, demokrasi, hukukun üstünlüğüne vurgu. İşte bu belki de ilişkilerde yeni bir ayak olacak. Yani ABD ilişkilerin çökmesini istemiyor. Ama gerçekçi bir tavırla ilişkilerin eskiye göre dönemeyeceği anlayışıyla hem bu anlayışı sahiplenmeye çalışıyor Washington. Diğer bir yandan da belki de şimdi olmadığı kadar büyük miktarda insan hakları demokrasi ve hukukun üstünlüğüne vurgu yapacak Washington.”
“YPG iki ülke arasındaki en birinci sorun değil”
YPG konusunun iki ülke ilişkilerindeki en büyük sorunlardan biri olmadığını savunan Çağaptay, bu konudaki ilerlemenin Türkiye’nin PKK konusundaki başarılarına bağlı olduğunu, bu noktada Türkiye’nin de terörle mücadele konusunda başarılı bir yol izlediğini vurguladı.
“Biden iyi geçinmek istese dahi Kongre’deki Türkiye aleyhtarı hava ilişkilere zarar verecek”
Çağaptay, Kongre’nin Biden döneminde de Türkiye’ye yönelik en sert tavır sergileyen kurum olmaya devam edeceğini belirtti.
“Biden hükümeti Türkiye'yle iyi geçinmek istese dahi, Kongre'deki Türkiye aleyhtarı havanın ilişkilere bir miktar daha zarar vereceğini söyleyebiliriz. Bunun bir kısmı S-400 konusundaki yaptırımların devamı konusunda olabilir. Özellikle Türkiye Rusya'dan ikinci bir batarya almaya karar verirse, ya da sistemi fişe takmaya karar verirse ki bu herhalde Kongre’de yeni bir yaptırım atağını tetikleyecektir.”
İki ülke arasında ortak yol nasıl bulunabilir?
Çağaptay, Türkiye'deki insan hakları, demokrasi hukukun üstünlüğü meseleleriyle ilgili Kongre'den Türkiye'ye eleştiriler, hatta şahıslara yönelik yaptırımlar gelebileceğini belirtti. Amerika’da askeri kurumlar başta olmak üzere bundan 20 yıl önce Türkiye’yi seven bir yaklaşım sergilediği izlenimini paylaşan Çağaptay bugün durumun tam tersi olduğunu belirterek, çözüm olarak da şu başlıklara dikkat çekti:
“Türkiye'nin bunu aşmak üzere yapması gereken belki samimi olarak demokrasi insan hakları konusunda adımlar atması. İkincisi de ilişkilerdeki farklılıklara değil, ortak çalışma alanlarına bakması. Libya, Suriye Güney Kafkaslar gibi Türkiye'yle Amerika'nın çıkarına aslında çoğunlukla örtüştüğü yerlerde beraber neler yapabiliriz ona bakmak belki de daha faydalı olacak.”
“Kurumlar arası ilişki güçlü kalacak”
Çağatay, kısa vadede Halkbank davasında Mart ayında beklenen duruşma sonrası Türkiye’ye mali yaptırımlar gelebileceğini, Trump’ın mahkemelere müdahil olmaya çalışsa da başarılı olamadığını, Biden’ın ise tarafsız kalacağını söyledi.
“İlişkilerin bugün çok zayıfladığını düşünüyorum. Ancak ilişkiler belki de hükümetler arasında zayıf, halklar arasında değil. İkincisi acaba kurumlar arası ilişkiler nasıl yürüyecek? Belki Amerikan hükümetinin önceliği o olacak. Hükümetler arası zayıf bile olsa kurumlar arası ilişkilerin güçlü kalmasını istiyor. Çünkü esas ilişkilerdeki uzun vadeli perspektif sağlayan alanın bu olduğunu düşünüyor.”