Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nin karşısında sıra sıra dizili eczaneler, ilaç almak için gelenlerin birçoğunu geri çeviriyor. Nedeni aranan ilaçların çoğunun bulunamaması.
Egzama hastası olan eşi için ilaç arayan Ercan Gökçen de aradığı ilacı bulmakta zorlananlardan: “Eşime bir tek bu ilaç iyi geliyor. Üç gündür arıyorum, bulamıyorum. En sonunda bir ecza deposunun yönlendirmesiyle buradan buldum ilacı. Eczacılar ilaç firmalarının kendilerine bu ilacı göndermediklerini söylüyorlar. Zam beklentisi olduğunu ve bu yüzden stok yaptıklarını söylüyorlar.”
Bir başka hasta yakını da 13 gün önce beyin ameliyatı olan oğlu için ilaç arıyor: “Bugün taburcu ettiler oğlumu. Bu üçüncü eczane. Antibiyotik bulamıyorum. Bulamazsak ne yapacağımı bilemiyorum. Çocuğumuz ölsün mü yani?”
Eczacılar kameraya konuşmaya çekiniyor. Ama isimlerinin geçmemesi koşuluyla bilgi veriyorlar. Göz damlalarından kalp ve şeker ilaçlarına kadar birçok ilacın bulunamadığını söylüyorlar. Kıtlığın asıl nedeninin 19 Şubat’ta yapılacak ilaç zammı olduğunu belirtilen eczacıların, stokçulukla suçlanmaya tepkileri büyük.
“Randevulu zam sisteminde herkes pozisyon alıyor”
İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan da asıl sorunun ilaç fiyatlarını belirleme sisteminde olduğunu söylüyor. Sayılkan sistemi, “Türkiye’de de ilaç zammını belirleyen bir kararname var. Orada diyor ki, her yıl bir önceki Euro kurundaki artış oranı kadar zam yapılır. Bu oran Ocak ayında belirlenir, Şubat ayında uygulanır. Yani önceden bilinen, tarihi verilmiş, randevulu bir zam sistemi olduğu için herkes kendine göre pozisyon alıyor. Üreticiler üretimi yavaşlatıyor, ithalatçılar daha az getiriyor” sözleriyle özetliyor.
Türkiye’de ilaç fiyatları referans fiyat sistemiyle belirleniyor. Bu sisteme göre aynı ya da benzer ilaçların fiyatlarının belirlenmesinde Avrupa Birliği üyesi olan ve kaynak ülke olarak belirlenen Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan’daki fiyatlar esas alınıyor. Her bir ilaç için bu sayılan ülkelerde ecza deposuna satış fiyatı hangisinde en düşükse, o fiyat referans kabul ediliyor. Euro cinsinden belirlenen bu fiyat, yine Sağlık Bakanlığı Fiyat Değerlendirme Komisyonu’nun belirlediği kur üzerinden Türk Lirası’na çevriliyor. Bu kur her Şubat ayında tekrar belirleniyor. Son bir yıldır belirlenen Euro kuru ise 2,69 TL.
“Sağlıktan tasarruf olmaz”
Sayılkan “Euro’nun 5,96 Lira olduğu bir süreçte, ilaç fiyatını belirlerken 2,69 lirada ısrar ederseniz, bu sıkıntıyı da öngörmeniz lazım. Bu yöntem uygulanmaya başlandığından beri, bu sıkıntı her sene Ekim, Kasım ayında başlıyor, aralıkta şiddeti artıyor. 19 Şubat akşamı zam geliyor, 20’sinden sonra birkaç gün içinde birçok ilaç çıkıyor” diye konuşuyor.
Türkiye’nin ilaçta yüzde 60 oranında dışarıya bağımlı olduğunu kaydeden Sayılkan’a göre gerçek Euro kuru ile Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği kur arasındaki makas açıldıkça, yeni fiyatlar açıklansa bile ilaç sıkıntısı devam edebilir. İzmir Eczacılar Odası Başkanı bu nedenle sağlık uygulamalarının ilaç firmaları, doktorlar ve eczacıların da katılımıyla belirlenmesi gerektiğini vurguluyor: “Öncelikle sağlığa ve ilaca harcanan parayı zül gören anlayıştan uzaklaşmak lazım. Bu işi olabildiğince küçük bütçelerle halletme anlayışından uzaklaşmak lazım. Çünkü yaşamın temeli sağlıktır ve sağlıktan tasarruf olmaz.''
Sağlık Bakanlığı’ndan stokçuluk suçlaması
Sağlık Bakanlığı ise piyasaya arz edilen ilaç miktarının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 arttığını açıkladı ve ''Ürün arzındaki bu artışa rağmen bazı üretici, ecza deposu ve eczanelerin fiyat artışı beklentisi ile stok eğilimine girdiği tespit edilmiştir'' diyerek denetimlerin sıklaştığını duyurdu. Bakan Fahrettin Koca, yaptığı açıklamada “Medya üzerinden ilaç sayılarıyla ilgili abartılı rakamlar dillendirilerek spekülasyon yaratma çabalarının, kur güncellemesi öncesinde baskı oluşturmaya yönelik olduğu açıktır. Bu konuda kamuoyunu yanlış bilgilendirerek sürece alet olan açıklama ve beyanlara da maalesef şahit olmaktayız. Vatandaşlarımızın bu tip spekülatif bilgilere itibar etmemesini rica ediyoruz. Yeni kur ayarlamasını takiben bu durum tamamen ortadan kalkacaktır” dedi.