Erişilebilirlik

"Krediye Erişimde ve Fiyatlandırmada Zorlanıyoruz"


Türkiye ekonomisi 2021 yılını kur dalgalanmalarının, yüksek enflasyonun ve zamların gölgesinde kapatsa da ihracat rekor kırarak bir önceki yıla kıyasla yüzde 32,9 artışla 225,4 milyar dolara yükseldi. 2022 yılı için belirlenen ihracat hedefi ise 250 milyar dolar. Ancak bu hedefe ulaşılıp ulaşılamayacağı belirsizliğini koruyor. İhracatçılar hem döviz kurundaki dalgalanma nedeniyle müşterilerine fiyat vermekte zorlandıklarını hem de krediye erişimde ciddi sorunlar yaşadığını söylüyor.

"Krediye Erişimde ve Fiyatlandırmada Zorlanıyoruz"
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:08:41 0:00

Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2021 yılı ihracat performansı değerlendirme toplantısında VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Jak Eskinazi ihracatçı şirketlerin bilançolarında karlı bir dönem geçirmiş gibi göründüğünü ancak dövizdeki dalgalanma nedeniyle aslında karlarının eridiğini söyledi. Ege İhracatçı Birlikleri Başkanı Eskinazi, “Bunun için de ihracatçıların krediye ihtiyaçları var. İhracatçıları bugüne kadar ayakta tutan Merkez Bankası’nın vermiş olduğu reeskont kredileriydi. Maalesef aşağı yukarı 1,5 aydır Merkez Bankası reeskont kredilerini vermiyor. Verse de küçük firmalara, küçük miktarlarda veriyor, vermemiş olmamak için. Ama bu tabii ki hiçbir zaman için kifayet edici bir miktar değil.”

Merkez Bankası Başkanı’ndan ihracatçıya sabır tavsiyesi

Merkez Bankası’nın reeskont kredi musluklarını kısmasının ihracatçı açısından tedarik sıkıntısı yarattığını belirten Eskinazi bunun da siparişlerin yerine getirlilemesini sıkıntıya soktuğunu kaydetti. Eskinazi, bu durumun müşterilerin Türkiye’den uzaklaşmasına yol açabileceği uyarısında bulundu. 250 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşılabilmesi için reeskont kredilerinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Eskinazi, ihracatçıların Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile yaptığı toplantıda da bu konunun gündeme geldiğini söyledi: “Merkez Bankası Başkanımız da ‘Biraz daha sabredin’ dedi. Ama sabrın sonu yok. Bir an evvel bu reeskont kredilerinin açılması lazım. Tabii ki bunun için de Türkiye’ye para girmesi lazım. Çünkü bizim mevduatlarımız bunu vermeye yeterli değil. Merkez Bankası kaynakları buna yeterli değil. Onun için de bizim başka ortamlardan Türkiye’ye bir şekilde para sokmamız lazım.”

“Fiyat verirken çok zorlanıyoruz”

Merkez Bankası, ihracat bedelinin yüzde 25’inin yılbaşında yayımladığı uygulama talimatıyla Merkez Bankası’na satılması zorunluluğunu getirmişti. Eskinazi, bu kararın başlangıçta tepki toplamakla birlikte ihracatçıya çok büyük bir zarar getireceğinin tahmin edilmediğini belirtti. Eskinazi’ye göre, asıl sorun kurda istikrarın sağlanması: “Döviz kurunda 10 gündür volatilite oturmuş vaziyette. Bu böyle devam ederse bir güven gelir. Ama bu güveni tesis etmek öyle çok kolay değil. Merkez Bankası’nın da gerekenleri yapması lazım. Çok istikrarlı adımlar atması lazım. Son zamanlarda çok istikrarlı adım atılmıyor. İhracatçı için de çok zor günler bunlar. Fiyat verirken hepimiz çok zorlanıyoruz. Çünkü neyin ne olacağı belli değil. İhracatçı, dolar 13,5 ise 12,5’tan, 13’ten hesap edip kendini garanti altına almaya çalışıyor. Bu doğru bir yöntem değil. Hem fiyatlar yüksek oluyor hem de piyasadaki aynı anda fiyat verenlerle pahalı oluyorsunuz. Biz bunu istemiyoruz. Stabil bir kur bizi her zaman kurtarır.”

İşçilik maliyetlerindeki artışın zaten yapılması gerektiğini ifade eden Ege İhracatçı Birlikleri Başkanı, enerji fiyatlarının da bütün dünyada arttığına dikkat çekti. Eskinazi, üretici fiyat enflasyonunun yüzde 80’e yaklaştığını kaydederek bunun tüketici fiyat enflasyonuna da yansıyacağı öngörüşünde bulundu: “Ben önümüzdeki senenin enflasyonunun da bu senenin altında değil çok daha üstünde olacağını tahmin ediyorum. Allah bize daha güzel günler nasip etsin ama çok güzel günler yakında değil.”

“Şu anki şartlarda ihracatın geçen seneki kadar gitmesine imkan yok”

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş da ihracatın Türkiye açısından büyük önem taşıdığını vurgulayarak, “Şu anki şartlarda ihracatın geçen seneki kadar gitmesine imkan yok” diye konuştu. Enflasyon ve dövizdeki artışla bağlantılı olarak uygulanan ekonomik politikaların ihracatçının önünü kapattığını belirten Sertbaş, “Stabiliteye gelmemiz lazım. Şu an müşterilerimize fiyat vermekte zorlanıyoruz. Dolayısıyla sipariş almakta zorlanıyoruz. Ama çok uzayacağını zannetmiyorum bu dengesizliğin, volatilitenin. Stabil duruma gelecektir yakın gelecekte Türkiye ve eski ihracat hızına kavuşacaktır. Başka çıkışımız yok çünkü” dedi.

İhracatçının hangi kurdan fiyat vereceğini bilmediğini söyleyen Sertbaş, bunun sonucunda müşterilerle sıkıntı yaşandığını ifade etti: “Agresif fiyata giremiyoruz, hep toleranslı fiyatlar veriyoruz. Zaten girdilerimizde çok büyük artış var. Bu girdilerdeki artışı son iki, üç aydır biz karlılığımızla tolere ettik. Şimdi de kendimizi sağlama aldığımız bir kurla fiyat veriyoruz. Ben kendi firmamda bütün müşterilerimle tartışır haldeyim şu anda. Ya gözümü karartacağım onların istediği fiyatı vereceğim, kurun artmasını bekleyeceğim ya da ihracatımı düşüreceğim. İşletme olarak, ekonomik durum olarak baktığımda ihracat düşürmeme imkan yok. Çünkü yürüyen bir sistem var, ekmek bekleyen bir işçilik var. Dolayısıyla ben belki de ‘Zararına gözümü karartıp fiyatlarımı vereceğim, tutturacağım. O siparişleri tekrar alacağım. İhracatımı artırmayı mı hedefleyeceğim? Hayır, günümü kurtarayım, bu dönemi atlatayım’ diye düşüneceğim.”

“Bu kredilerle ihracatçının iş yapma imkanı yok”

Sertbaş, Türkiye’nin ihracatında büyük bir payı olan Avrupa’da enflasyonun artmasıyla birlikte talebin de azalabileceğine dikkat çekti. Ancak Sertbaş yine de kısa bir süre sonra piyasanın kendi dengesini oluşturacağını da sözlerine ekledi. Sertbaş’a göre şu anda ihracatçının en büyük sorunu krediye erişim: “Şu anda bulunabilen krediler piyasadaki özel bankaların verdiği krediler. Onlar da bugünkü faizle yüzde 25’ten başlıyor yüzde 35’e kadar gidiyor. Bu kredilerle ihracatçının iş yapma imkanı yok. Biz Eximbank kredileri kullanıyorduk, Merkez Bankası reeskont kredilerini kullanıyorduk. Bunlara ulaşamazsak zaten rekabet etme şansımız yok. Bir an önce bu işin düzene girmesi lazım.”

Sertbaş, ihracat bedelinin yüzde 25’inin Merkez Bankası’na satılması zorunluluğunun hazır giyim sektörünü fazla etkilemeyeceğini de sözlerine ekledi: “Başta işçilik olmak üzere bizim Türk Lirası olarak dağıttığımız birçok giderimiz var. Biz o yüzde 25’i harcayacak yer buluruz. Ama ihracat için yaptığı girdinin yüzde 90’ı, yüzde 95’i dövizle olan sektörler var. Onlar için büyük bir handikap.”

XS
SM
MD
LG