Erişilebilirlik

İngiltere’de Türk Doktor Corona Bakım Ünitesi Nöbetinde


İngiltere’de Türk Doktor Corona Bakım Ünitesi Nöbetinde
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:09:49 0:00

Dr. Muhlis Barış Pekiçten 2010 yılından bu yana İngiltere’de hekim olarak çalışıyor. 2011 yılında Cardiff’te anestezi uzmanlığı eğitimine başlamış. 2013’den bu yana da şimdi görev yaptığı Eastbourne’da devlet hastanesinde yoğun bakımda görevli. Bulunduğu yer Londra’nın bir buçuk saat güneyinde.

“Yoğun bakım ünitelerinde ancak ölenler oldukça yer açılıyor”

Dr. Pekiçten, 12 Mart’ta hükümet tarafından kendilerine ‘kriz geliyor’ uyarısı yapıldıktan sonra eğitimlere başladıklarını anlattı. İki-üç haftadan bu yana yoğun bakımların tam kapasite çalıştığını belirten Dr. Barış Pekiçten, Londra’ya oranla daha küçük bir sahil kentinde olmayı bir “şans” olarak niteliyor. Pekiçten, tedbirlerin gelmesi işlerimizi daha da kolaylaştırdı diyor. Doktor, bölgede görevli olduğu iki hastaneden birinde yoğun bakım ünitesinin dolduğunu, diğerinde de ölenler nedeniyle yeniden yer açıldığını söyledi.

“20 Nisan’da daha büyük bir dalga geliyor”

VOA Türkçe: “Şu an durum ne?”

Dr. Pekiçten: “Şu an tam sınırdayız, 20 Nisan tarihinde bize daha büyük bir dalga geleceği söylendi. Hazırlık olarak iyi bir organizasyon yapıldı, malzeme eksiğimiz yok. Diğer branşlardaki hemşire ve doktor arkadaşları da kısa bir eğitim verip gerektiğinde yardım için hazırladık. 30 Mart’tan beri olağanüstü durumdayız. Vardiya sistemine geçtik, herkes 12 saat gece, ya da gündüz çalışıyor. İki gün sonra vardiya değiştirip bir gün de izin yapıyor.”

“Yaşamaz dediklerimizi yoğun bakıma almıyoruz”

VOA Türkçe: “Şimdiki hasta yoğunluğunuz nedir?

Dr. Pekiçten: “Şu anda 70 Corona pozitif hastamız var. Diğer ülkelere kıyasla İngiltere’nin şöyle bir farkı var. Biz zaten normalde yoğun bakıma herkesi almıyoruz. Özellikle belli bir yaşın üzerindekileri, yaşam kalite beklentisi düşük olanları, normal şartlarda yoğun bakıma kolay kolay almıyoruz.”

VOA Türkçe: “Bu ne demek Barış Bey?”

Dr. Pekiçten: “Biz hastaya faydadan çok zarar vereceksek yoğun bakıma almıyoruz. Belki duymuşsunuzdur, buradaki hastalarımıza yeniden canlandırma prosedürü, yani kalp masajı bile yapmıyoruz.”

VOA Türkçe: “Neden?”

Dr. Pekiçten: “Avrupa ve Türkiye’den farklı bir uygulama. Özellikle Türkiye’de olmayan bir uygulama. Burada yıllardır var, Corona’ya özgü değil. Bazı hastaların yapılacak işlemler sonrasında kurtulma şansı çok düşükse bu hastaları bu sürece sokup işkence etmiyoruz, açıkçası.”

“Corona hastalarında daha eleme aşamasına gelmedik”

“80 yaşında birçok sağlık sorunu olan bir hastayı, kalkıp zatürre oldu diye yoğun bakıma alıp uyutup ona bir ay boyunca işkence etmiyoruz. Bu biraz Amerika’da farklıdır çünkü özel sistem, hasta yattıkça para kazanıyor. Burada sağlık sistemi herkese ücretsiz olduğu için hem ekonomi hem de hastalara boşuna eziyet çektirmemek için bu tarz bir uygulama var. Corona konusunda henüz eleme noktasına gelmedik. Bizi İtalya’dan ayıran durum da bu. Orada böyle bir uygulama olmadığı için her hastaya sonuna kadar her işlem yapıldı ve ölümler yine de yoğun oldu, üst üste geldi. Bizdeki hastaların eğer sağlık durumu iyi değilse, ya serviste tedavilere cevap vermesini bekliyoruz ya da vermezse rahat bir şekilde vefat etmelerini sağlıyoruz, işin açıkçası.”

VOA Türkçe: “Yoğun bakım ortamı nasıl?”

Dr. Pekiçten: “Corona çok hızlı ilerliyor. Özellikle yedinci günden sonra nefes alamama durumu çok hızlı oluyor. Onlara ilk denenen, oksijen miktarını arttırmak. O yetmezse solunum desteği vermek. Hastanın bilinci açık fakat bir maske sayesinde daha çok oksijen alıyor. Eğer altı saat içinde bir gelişme görmezsek o zaman karar anı geliyor, hastayı yoğun bakıma alıyor muyuz almıyor muyuz? Alırsak entübe ediyoruz, almazsak serviste morfin ya da başka ilaçlarla rahatlatıp vefat etmesini bekliyoruz.”

“Yoğun bakıma gelenlerin %60 ile 80’i ölüyor”

Dr. Pekiçten: “Genel olarak 60 yaş altı, bir hastalığı olmayan hastalar mücadeleyi kazanıyor. 60 yaş üstü ve kronik hastaların şansı çok düşük. %10 -%20 diyebiliriz.”

VOA Türkçe: “Yoğun bakımın kattığı şey nedir? Neden yoğun bakıma yatırılıyor bir Corona hastası?”

Dr. Pekiçten: “Yoğun bakıma yatırmanın asıl amacı, vücudundaki dokularda oksijen oranını arttırmak. Asıl amacı solunum desteği ve genel olarak yaşamsal fonksiyonların desteği. Şu anda kesin bir tedavisi olmadığı için vücut bunu, gerekli yaşam desteğiyle kendi imkanlarıyla atlatıyor. Bir hastalığı yok ve kendi fonksiyonları yeterli kapasitedeyse aşıyor. Sonra virüs ve enfeksiyon bitince yaşam destek ünitesinden yavaş yavaş ayrılıp normale dönmüş oluyor. Buradaki en büyük problem bu dokulara yetersiz giden oksijen miktarı ve bunun getirdiği komplikasyonlar. Genelde kalp komplikasyonları görüyoruz şu anda.

Yoğun bakımdan sağ çıkanların yaşadığı zorluklar:

Yoğun bakım bir maraton gibi aslında, sadece Corona değil her hasta için. Yoğun bakımın da kendi içinde bir komplikasyonu var. Hastaların komadan çıkmasının zorlaşması, böbrek yetmezliği, başka organ yetmezliği. Zaten yoğun bakımın olası komplikasyonları, tedavi süresinde olabilecek şeyler. İkinci bir organ yetmezliği olmadığı sürece çoğu hasta geri dönüyor. Dönen birkaç hastamız var. Yok demek yanlış.”

VOA Türkçe: “Kurtulanlar, normal yaşamlarına ne kadar süre sonra geri dönebiliyorlar?”

Dr. Pekiçten: “Şu anda daha tedavi olup hastaneyi terk eden olmadı. Nefes borusu ameliyatı nedeniyle uzun süreli tedavi görmesi gereken hastalarımız oldu. Onların şu süreci nasıl atlatacağını henüz bilmiyoruz ama yoğun bakımlık olmayan hastaların çoğu kurtulabiliyor. Yoğun bakımlık olanların kurtulma oranı pek yüksek değil.”

VOA Türkçe: “Doktorların çoğunun ortak deneyimi, avuçlarımızdan kayıp gidiyor, şeklinde. Sizde de öyle mi?”

Dr. Pekiçten: “Öyle. Hastalarımız arasında yedi gün çok iyiye gittiği halde bir anda tersine dönen ve 10. günde her şeyin tepetaklak tersine gittiği ve 14. günde kaybettiğimiz hastalarımız var.”

Solunum cihazı demek kurtuluş demek değil

VOA Türkçe: “Aslında yoğun bakım ve orada uygulanan her şey, bir çare değil. Belki de sadece beklenti, umut.”

Dr. Pekiçten: “Genellikle yoğun bakımda malzeme, vantilatör (solunum cihazı) gibi eksiklikler konuşuluyor ama ister 10 bin vantilatör ve o kadar hastaya bakacak personel olsun, başarı oranı çok yüksek değil şu anda. Çünkü bu destek dışında bizim uygulayabildiğimiz kesin bir tedavi yok.”

“Şampiyonlar ligi maçına Atletico taraftarları gelince, eyvah dedik”

VOA Türkçe: “İngiltere’yi başka ülkelerdeki uygulamalar ve kişisel koruma malzemeleri açısından kıyaslayabilir misiniz?

Dr. Pekiçten: “Avrupa’ya kıyasla önlemlerde hükümet geç kaldı. 40 gün sonra sokağa çıkma yasağı geldi. İlk vakalar geldiğinde biz ne zaman sokağa çıkma yasağı gelecek diye beklerken özellikle Mart başında, 12’sinde Şampiyonlar Ligi maçları devam etti. Liverpool’a Atletico Madrid taraftarları geldi. Biz o gün inanamadık buna, nasıl hala devam edebiliyorlar, diye. Velhasıl, Liverpool’un enfekte hasta sayısında büyük bir patlama oldu. Çok geç kaldılar durdurmak için fakat başında da durdurmayı istemediler açıkçası. Yayılsın, kim atlatabilirse devam eder atlatamayan kalır şeklinde. Fakat bu şekilde olursa 200 bin ölü hesaplandı. Önlemler alınırsa bunun 20 bine düşebileceği bulundu. Önlemler alındı ama okullar geç kapatıldı. Sokağa çıkma yasağı bir hafta sonra geldi. Olan oldu ve biz sonuçlarla savaşmaya devam ediyoruz. Malzeme açısından bizde henüz bir sıkıntı yok ama diğer hastanelerde olduğunu haberlerden okuduk. Bir hafta sonra önlük sıkıntısı olabileceği söylendi ama burada kritik olan malzeme, maske ve göz koruyucu vizörler. Çünkü geriye döndürülemeyecek bir eksiklik, önlüğünüz olmasa bile kıyafeti değiştirir devam edebilirsiniz ama maske ve vizör olmazsa onun geriye dönüşü çok zor. O konuda bir sıkıntımız yok gibi gözüküyor.”

Dr. Pekiçten: “Tabii bizim burada da daha salgının ilk başlarında 19-20 kadar sağlık çalışanı maskesi olmadığı ve yüksek viral yüke maruz kaldığı için vefat etti. Londra’da bir kaç uzman doktor vefat etti. Şu an bir kaç kişinin de yoğun bakımda olduğunu biliyoruz. Sonra önlemler arttırıldı.”

VOA Türkçe: “Korkuyor musunuz? Biz Corona hastalarıyla karşılaşmamak için dışarı çıkmıyoruz, siz tam tersi”.

Dr. Pekiçten: “Tam tersi, onların neredeyse ağzının içindeyiz yani. Kendi adıma öyle yüksek bir korkum yok. Malzeme olduğu sürece sıkıntı yok ama malzeme yoksa sorun. Bizim burada hastalardan çok meslektaşlarımızdan, birbirimizden kapacağımız beklentisi daha yüksek. Tabii ikisinin viral yük oranı aynı değil. Hatta benim yakalanıp atlatmış olma ihtimalim bile var şu anda. Eşim ateşli bir şekilde 10 gün evdeydi ben de evde kalmak zorunda kaldım. Tabii o zamanlar semptom gösterip test olmadığımız için bilmiyoruz. Sağlık çalışanı olarak en büyük şikayetimiz test olmamak. Bize düzenli olarak test yapılması gerekir. En azından geçirdiğimizi bilirsek o bize bir özgüven verebilir.

Ülke genelinde test sıkıntısı var. Semptomları daha ağır olanlara test yapıyorlar. Benim bir semptomum olmadığı için, sağlık çalışanı olmama rağmen test yapılmadı açıkçası. Şimdi bunu arttırmaya başladılar. Bu hafta bir semptom gösterirsem gidip test olabiliyorum. İki, üç hafta önce böyle değildi. Şimdi yeni yeni oturuyor. Bir yandan da hastanelik duruma düşmedikçe test olmanın artısı ya da eksisi yok. İlk iki testi negatif üçüncüsü pozitif çıkan hastalarımız var. Yüzde yüz güvenilir bir sonuç değil.

“Genç hastalarda ölüm korkusu çok fazla”

Onun dışında biz yoğun bakım çalışanları olarak çok hasta kaybetmeye alışığız açıkçası. Üzülüyoruz ama bugünkü farkı, daha önce hastalarda bu denli ölüm korkusu görmemiştim. Genç hastalarda özellikle, daha önce görmediğim bir şey.

Fiziksel olarak en çok hemşirelerimiz yoruluyor, onlar sürekli hasta başında. On iki saatin onu, Corona hastalarıyla ilgileniyorlar. Malzememiz var ama iki türlü. Biri tekrar kullanılabilen respiratör denilen cihazlar diğeri tek kullanımlık maskeler. Tek kullanımlık maskelerde bir saat sonra nefes almak çok zorlaşıyor açıkçası. Antrenman yapar gibi, o duruma geliyorsunuz. Öbür türlü respiratörde nefes almak daha kolay ama bir saat sonra aşırı bir ağrı vermeye başlıyor. Çıkardığımızda burnumuz yanaklarımız kıpkırmızı oluyor. Malzeme var ama o malzeme içinde çalışmak gerçekten çok zor. Özellikle, uzun süre çalışmak zorunda kalanlar, en çok yükü taşıyanlar.

“Kurallara Uyun”

Herkesin kendine çok dikkat etmesi ve kurallara uyması gerekiyor. Ben bazen çok şaşırıyorum parkta egzersiz yapmaya çıktığımda, oturanları, top oynayanları görüyorum ve üzülüyorum.

Biz atlatmak için çalışırken onlar neden üzerlerine düşeni yapmıyorlar diye üzülüyoruz. Polisin yapması gereken görevler var, özellikle İngiltere için konuşuyorum. Bütün ülkeler önemli bir sınav veriyor.”

Dr. Pekiçten, İngiltere’de sağlık çalışanlarına duyulan saygının arttığını söyledi ve “bugüne kadar göçmen sağlık çalışanlarının göz ardı edilen hakları ve topluma sağladıkları katkıların altı çizilmiş oldu” dedi.

XS
SM
MD
LG