Hong Kong’da demokrasi yanlısı bir gösterici Çin tarafından kabul edilen yeni ulusal güvenlik yasası kapsamında dokuz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu, yakından izlenen tartışmalı yasa kapsamında verilen ilk ceza oldu.
Hong Kong’da 24 yaşındaki restoran çalışanı Tong Ying-kit 1 Temmuz 2020'deki bir mitingde motosikletini bir grup polis memuruna sürdüğü için ‘‘ayrılığı kışkırtmak’’ ve ‘‘terörden’’ suçlu bulundu. Tong Yin-kit ayrıca üzerinde "Hong Kong'u Kurtarın, günümüz devrimi" yasaklı sloganının yazılı olduğu bir bayrak taşıyordu.
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jingping, eski İngiliz kolonisi Hong Kong’da 2019’un ortasında yaşanan protesto gösterilerinin ardından yeni bir güvenlik yasasını geçirmişti. Pekin, Hong Kong’un batı tarzı sivil özgürlüklerini baskılamış ve aktivistleri hapse atarak demokrasi yanlısı hareketi bastırmaya çalışmıştı.
Pekin, 1997 yılında Çin’e devredildiği sırada Hong Kong’a verdiği özerklik sözünde durmamakla ve bölgenin küresel ticaret merkezi olma statüsünü tehlikeye atmakla suçlanıyor. İnsan hakları aktivistleri güvenlik yasasının meşru muhalefete saldırı olarak kullanıldığını söylüyor.
‘‘İfade özgürlüğüne darbe’’
Uluslararası Af Örgütü’nün Asya Pasifik bölge direktörü Yamini Mishra, Tong’un aldığı cezanın ‘‘ifade özgürlüğüne darbe’’ olduğunu söyledi.
Mishra kanunun meşru kendini ifade ve protestoya hiç alan bırakmadığını, Tong’un ifade ve protesto özgürlüğünün göz önünde bulundurulmadığını söyledi.
ABD yönetimi de yaptığı açıklamada, Tong'un davasının "adil olmayan sonucunu" eleştirdi ve güvenlik yasasının "muhalif sesleri susturmak için siyasi bir silah" olarak kullanıldığını söyledi. Açıklamada Çin’in Hong Kong’un anayasasıyla ve 1984 Çin-İngiltere Ortak Bildirisi’yle garanti altına alınan haklarını baltaladığı kaydedildi.
Açıklamada Pekin’e hak ve özgürlüklerini kullanan bireyleri hedef almaktan vazgeçme çağrısı yapıldı.
Çinli yetkililerse eleştirileri reddediyor ve Pekin’in nizamı sağladığını ve diğer ülkelerdekine benzer güvenlik uygulamalarını hayata geçirdiğini söylüyor. Yeni güvenlik yasası kapsamında 100’den fazla kişi şimdiye kadar gözaltına alındı.
Savunma avukatı Tong’un cezasının hafif olduğunu, bunun nedeninin mahkemenin saldırının kasıtlı olduğunu düşünmediğini, yaralanan olmadığını ve ayrılık suçlamasının kanun kapsamında ‘‘hafif’’ suç sınıfında olduğunu belirtti.
Kararda Tong’un eylemlerinin hükümeti ve halkı sindirmeyi amaçladığına hükmedildi. Bayrağı taşımanın ayrılığı kışkırtma eylemi olduğunu söyleyen yargıç, Tong'un sadece sloganı kullanarak halkı ayrılığa teşvik ettiğinin kanıtlanamayacağı yönünde savunma makamının öne sürdüğü tezleriyse reddetti.
Tong ‘‘ayrılığa kışkırtmak’’ suçundan sekiz yıl ve ‘‘terör’’ suçundan 6 buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu sürenin bir kısmı birleştirilerek toplamda dokuz yıl hapis cezası aldı.
‘‘Pişman olması cezayı düşürmedi’’
Hakimler yazılı açıkladıkları kararda Tong’un pişmanlığının cezasını düşürmediğini, çünkü suçunu kabul etmediğini belirtti.
Kararda hükmün ‘‘toplumun tepkisini’’ yansıttığı belirtildi.
Tong'un davası, Hong Kong'un İngiliz tarzı ortak hukuk sisteminde bir istisnaya izin veren kurallar uyarınca jüri olmadan yürütüldü. Buna göre devlet sırlarının korunması ya da yabancı güçlerin müdahalesi söz konusu olduğunda davalar jüri olmaksızın görülebiliyor. Yargıçları ise Hong Kong İcra Kurulu Başkanı Carrie Lam seçti.
Hong Kong’da 2019 yılının Haziran ayında başlayan protestolar Lam hükümetinin sunduğu suçluların Çin ana karasına gönderilmesini içeren yasa tasarısının ardından başlamış ve daha fazla demokrasi talebiyle büyüyerek yayılmıştı.
İngiliz kolonisi statüsünden 1997 yılında çıkarak Çin kontrolu altında yarı özerklik kazanan Hong Kong halkı, kendilerine geniş kapsamlı yetki sağlayan ‘bir ülke, iki sistem’ anlaşmasının Çin tarafından ihlal edildiğini savunuyor.
Eski Başkan Donald Trump, geçen yıl Çin’i baskıcı politikaları nedeniyle cezalandırmak amacıyla Hong Kong’a Amerika’nın ticari ve mali alanda sahip olduğu özel statü sebebiyle tanınan imtiyazları sona erdirmişti.