Washington’daki Dulles Havaalanı’nda bir görevli, Meryem Sıddık’ı sorguluyor. Sıddık, dış hatlardan ABD’ye varanlar için ücretsiz hukuki yardım verenlerden biri.
Elinde taşıdığı bedava yardım yazısını tutarken, kendisini sorgulayan kişi küçümseyerek soruyor: “Bu Müslümanları kendi evine götürür müydün?”Meryem önce kendine bakıyor, sonra da cevap veriyor yetkiliye. Aslında her akşam evine bir Müslüman götürüyor. Kendini.
Meryem Sıddık, Afganistan doğumlu bir avukat. Aynı zamanda başkent çevresinde havaalanlarında uluslararası yolculara yasal destek veren avukatları örgütleyenlerden biri.
Başkan Donald Trump’ın seyahat yasağı geçen ay federal temyiz mahkemesince askıya alınsa da, kendilerine Dulles Adalet Koalisyonu adını veren gönüllüler, 13 numaralı bagaj alım noktasında nöbetlerini sürdürüyor. Zira, seyahatle ilgili yeni bir başkanlık kararnamesi yolda.
Havaalanında günde 12 saat birçok soruyu cevaplandıran gönüllülerin çoğu da aslında göçmen.
İnsan hakları ve göç uzmanı avukat Şirine Şebaya, toplumlarının hedef alındığını söylüyor.
ABD’ye 2000 yılında gelen bir Lübnanlı Şebaya. Göçmen olduğu için uluslararası hukuk yerine Amerikan hukukunu öğrenmeyi tercih etmiş. Bu işi, kişisel bir mesele olarak görüyor.
Şebaya, hem havaalanındaki gönüllüleri eğitiyor hem de Maryland eyaletinde iltica mevzuatı üzerine çalışıyor. Ona göre bu şekilde ait olduğu yeri daha iyi hale getirebilir.
27 Ocak’ta açıklanan seyahat yasağı ile Sıddık ve Şebaya ile birlikte yüzlerce avukat, gönüllü ve gösterici sadece Dulles’ta değil New York, Los Angeles, Seattle, Chicago gibi büyük şehirlerin havaalanlarına akın etmişti.
Trump’ın ilk kararnamesinde, seyahat yasağı Müslüman nüfuslu yedi ülkeden yolcuların ve mültecilerin, ABD’ye girmesini engelliyordu. Havaalanlarındaki yetkililer kararın çıktığı sırada yolda olanların bazılarını gözaltına aldı, bazılarını sınır dışı etti.
Trump yönetimi yasağın ulusal güvenlikle ilgili olduğunu savunsa da, etkilenen ülkelerin insanlarına ayrımcılık eleştirileri alıyor.
Trump’ın göç ile ilgili üç başkanlık kararnamesi ülkenin dört bir yanındaki avukatları harekete geçirdi.
Ömer Cevdet, Amerikan Sivil ÖZgürlükler Birliği’nin Göçmen Hakları projesinin başındaki avukatlardan biri. Cevdet, 15 yıldır göç ile ilgili çalışmasına rağmen, bu kararname ile konuyla kişisel bağ kuranların sahaya indiğini söylüyor.
California merkezli Ulusal Göç Hukuku Merkezi, avukat Nora Preciado, George W. Bush’un ikinci dönem yönetiminden bu yana 11 yıldır, düşük gelirli göçmenlerin sorunlarıyla ilgileniyor.
O da, ABD’ye yasal belgeleri olmadan gelen ailesinin ve kendi deneyimlerinin etkisiyle, hukuk okuyarak kendi gibilere yardım ediyor.
Preciado, Trump’ın kararnamesi ise daha da motive olduklarını ifade ediyor. “Bunu niye yaptığımı, neden savaştığımı ve sorumluluk aldığımı anlıyorum” diyor.
Temyiz mahkemesi kararı ile yasal meseleler yatışsa da, Dulles Adalet Koalisyonu, gelecek hafta beklenen kararnameye hazırlıklı olmak adına avukatları ve gönüllüleri hazırlamayı sürdürüyor. Gözaltına alınan yolcuların ailelerine sorulacak sorular, farklı vizelere sahip olanların hakları neler, öğretiyorlar.
Gönüllü olan son avukatlardan biri de Hızır Han oldu. Pakistan göçmen olan Han, Irak Savaşı’nda hayatını kaybeden Amerikalı Müslüman Yüzbaşı Humayun Han’ın babası. Hızır Han, Trump’ın Müslüman karşıtı söylemine, Demokratların Ulusal Kurultayı’nda yanıt vermişti.