Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümete karşı sürdürülen gösteriler şimdilik yatışmış görünüyor. İstanbul ve Ankaralıları sakin bir Pazar sabahına uyandıran neden bu.
Başkent Ankara’da protestocuların ateşe verdiği arabalardan yükselen dumanlar polisin sıktığı göz yaşartıcı gazla karışarak buluta dönüştü.
İstanbul’un merkezindeki meydanın yenilenmesine karşı küçük bir oturma eylemi olarak başlayan gösteriyi binlerce kişinin sokağa döküldüğü ulusal bir eyleme dönüştüren ve kaos ortamı yaratan Erdoğan’ın giderek artan otoriter yaklaşımı.
Dün konuşan Başbakan, yeniden geliştirme projesinin devam edeceğini söyledi ve protestoculara gösterilere son vermeleri çağrısında bulundu.
İçişleri Bakanı Muarrem Güler, ülke genelindeki protestolarda 900 kişinin gözaltına alındığını söyledi. 26’sı polis, toplam 80 kişinin yaralandığı açıklandı. Gözaltındakilerin bazılarının ise serbest bırakıldığı belirtildi.
Uzmanlar, bu baş kaldırının hükümetin İslam egemen politikalarının giderek daha otoriter hale gelmesinden duyulan memnuniyetsizliğin geldiği son nokta olduğunu söylüyor.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan İstanbul’daki Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyelerinden Mine Eder, bu hareketin toplumun geniş bir kesmini kapsadığını şu sözlerle ifade etti:
“Bence ağaçları sahiplek için kendiliğinden başlayan sivil bir hareket, ‘bu hükümetten de, yönetim şeklinden de, bizi dinleme konusundaki isteksizliğinden de bıktık’ dedikleri bir eyleme dönüştü.”
Eder, bir çok kişinin bu yılki 1 Mayıs gibi pek çok olayda polisin şiddet uygulamalarının, ifade özgürlüğüne ciddi bir gölge düşürdüğünden dolayı öfkeli olduğunu söylüyor. Geri kalan grubun ise yüksek işsizlik rakamlarından şikayetçi olduğunu vurguluyor.
Mine Eder, hükümetin olaylara müdahele şeklinin ise, protestoların kontroldan çıkarak kendi yönetimini zora sokacağından duyduğu endişeyi ortaya koyduğunu da sözlerine ekliyor.
İnsan hakları örgütleri yetkililerin protestolarda kullandığı güç kullanımını kınadı.
Uluslararası Af Örgütü ise, Türk yetkililerin barışçıl eylem gerçekleştiren kişilere yönelik aşırı güç kullanımına son vermesini isteyerek, soruşturma çağrısında bulundu.
Amerika Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ise Türkiye’nin uzun vadeli istikrarı, güvenliği ve refahını en iyi garanti altına almanın yolunun, ifade, toplanma ve dernek kurma gibi temel özgürlüklerin onaylanmasından geçtiğini söyledi.
Başkent Ankara’da protestocuların ateşe verdiği arabalardan yükselen dumanlar polisin sıktığı göz yaşartıcı gazla karışarak buluta dönüştü.
İstanbul’un merkezindeki meydanın yenilenmesine karşı küçük bir oturma eylemi olarak başlayan gösteriyi binlerce kişinin sokağa döküldüğü ulusal bir eyleme dönüştüren ve kaos ortamı yaratan Erdoğan’ın giderek artan otoriter yaklaşımı.
Dün konuşan Başbakan, yeniden geliştirme projesinin devam edeceğini söyledi ve protestoculara gösterilere son vermeleri çağrısında bulundu.
İçişleri Bakanı Muarrem Güler, ülke genelindeki protestolarda 900 kişinin gözaltına alındığını söyledi. 26’sı polis, toplam 80 kişinin yaralandığı açıklandı. Gözaltındakilerin bazılarının ise serbest bırakıldığı belirtildi.
Uzmanlar, bu baş kaldırının hükümetin İslam egemen politikalarının giderek daha otoriter hale gelmesinden duyulan memnuniyetsizliğin geldiği son nokta olduğunu söylüyor.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan İstanbul’daki Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyelerinden Mine Eder, bu hareketin toplumun geniş bir kesmini kapsadığını şu sözlerle ifade etti:
“Bence ağaçları sahiplek için kendiliğinden başlayan sivil bir hareket, ‘bu hükümetten de, yönetim şeklinden de, bizi dinleme konusundaki isteksizliğinden de bıktık’ dedikleri bir eyleme dönüştü.”
Eder, bir çok kişinin bu yılki 1 Mayıs gibi pek çok olayda polisin şiddet uygulamalarının, ifade özgürlüğüne ciddi bir gölge düşürdüğünden dolayı öfkeli olduğunu söylüyor. Geri kalan grubun ise yüksek işsizlik rakamlarından şikayetçi olduğunu vurguluyor.
Mine Eder, hükümetin olaylara müdahele şeklinin ise, protestoların kontroldan çıkarak kendi yönetimini zora sokacağından duyduğu endişeyi ortaya koyduğunu da sözlerine ekliyor.
İnsan hakları örgütleri yetkililerin protestolarda kullandığı güç kullanımını kınadı.
Uluslararası Af Örgütü ise, Türk yetkililerin barışçıl eylem gerçekleştiren kişilere yönelik aşırı güç kullanımına son vermesini isteyerek, soruşturma çağrısında bulundu.
Amerika Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ise Türkiye’nin uzun vadeli istikrarı, güvenliği ve refahını en iyi garanti altına almanın yolunun, ifade, toplanma ve dernek kurma gibi temel özgürlüklerin onaylanmasından geçtiğini söyledi.
