Seçimlerden sonra yapılan bütün anketler, ülkedeki beyaz erkeklerin Trump’ın temel destekçisi olmaya devam ettiğini gösteriyor. Geçen aylarda Public Religion Research Institute adlı tarafsız bir kuruluşun yaptığı kamuoyu araştırmasına göre, 15-24 yaş arasındaki genç beyaz erkeklerin yüzde 40’tan fazlası, Trump’tan memnun
Donald Trump 2016 başkanlık seçimlerindeki sürpriz zaferini, siyasi durumdan hoşnut olmayan, orta yaşlı, işçi sınıfı beyaz erkeklerin desteğine borçlu.
Seçimlerden sonra yapılan bütün anketler, ülkedeki beyaz erkeklerin Trump’ın temel destekçisi olmaya devam ettiğini gösteriyor. Öte yandan, geçtiğimiz aylarda Public Religion Research Institute adlı tarafsız bir örgütün Amerika genelinde yaptığı kamuoyu araştırması, 15-24 yaş arasındaki genç beyaz erkeklerin yüzde 40’tan fazlasının Trump’tan memnun olduğunu ortaya koydu.
Ohio’daki Akron Üniversitesi’nden 21 yaşındaki Rylee Cupp ve Virginia’dan 19 yaşındaki Nick Long’un görüşleri de bu anketi doğrular nitelikte.
Cupp, ilk başlarda adaylığına çok sıcak bakmadığı Trump’ın başkan olarak yaptığı icraatlardan memnun. Cupp, 2020’de kesinlikle Donald Trump’a oy vereceğini söylüyor.
Virginia’daki James Madison Üniversitesi’nde öğrenci olan Long ise, 2016 seçimlerinde “kötünün iyisi” olarak gördüğü Trump’a oy vermiş.
Kendisini ılımlı bir muhafazakar olarak tanımlayan Long, siyasi geçmişi olmayan Trump’ın partizanlığı bir kenara bırakıp, ülkesi için çalışacağını düşünerek Trump’ı desteklemiş.
Long “Bunu başardığını söylemiyorum, ama ona oy verirken bunu düşündüm” diyor.
Ankete katılan gençlerin yüzde 72’si, Başkan Trump hakkında olumsuz görüşlere sahip. Bu da, gençlerin Trump’a anne babalarına göre daha az destek verdiğini bir kez daha doğruluyor.
Ancak Ohio’nun Cleveland kentinde büyüyen ve Cupp gibi Akron Üniversitesi’nde öğrenci olan 20 yaşındaki Oliver Lake gibi Trump’a bağlılığını sürdüren gençler de var.
Trump’ın sağcı kesimi temsil ettiğini düşünen Lake, “Özellikle bizim gibi sağcıları, muhafazakarları savunacak” diyor.
Araştırma, ayrıca, 15-24 yaş arasındaki beyaz gençlerin “ters ayrımcılığı” en az azınlıkların maruz kaldığı ayrımcılık kadar ciddi bir sorun olarak gördüğünü ortaya koydu.
Beyaz gençlerin yüzde 36’sı ve beyaz genç erkeklerin yüzde 43’ü, beyazlara karşı yapılan ayrımcılığın, azınlık grupları karşısındaki önyargı kadar ciddi olduğunu söylüyor. Beyaz genç erkeklerin neredeyse yarısıysa, ayrımcılıkla mücadele çabalarının beyazlara zarar verdiğini düşünüyor.
Üçü de beyaz ve genç olan Cupp, Long ve Lake, etnik çeşitliliğin ülke için olumlu olduğuna inanıyor. Ayrıca bu gençler, ülkede ırkçılık ve ayrımcılık olduğu konusunda görüşbirliği içinde, ancak bu konunun üzerinde fazla durulmaması gerektiğini düşünüyor.
Cupp “Bence, herkesin eşit olduğu, eşit haklara sahip olduğu gerçeğine ve her şeyin olumlu tarafına odaklanmalıyız. Çünkü ancak bu şekilde ilerleme kaydederiz” diyor.
Cupp’ın arkadaşı Lake, cinsiyet ayrımcılığına değiniyor. Evi annesinin geçindirdiğini vurgulayan Lake, kadınları güçlendirmenin önemli olduğunu söylüyor. Öte yandan, Amerika’da beyazların ayrıcalıklı olduğu görüşüne tam olarak katılmıyor.
Lake, “Ben beyaz bir erkeğim ve elde ettiğim bütün fırsatlar için çok çalışmam gerekti. Hiçbir şey önüme tepsiyle konmadı. Bence beyazların ayrıcalıklı olduğu fikri, sadece rengimden dolayı, ne kadar çok çalıştığımın hesaba katılmamasına yol açıyor. Beyazlar ayrıcalıklı mı? Bilmiyorum. Şu anda ‘hayır’ derim. Ama bu karmaşık bir konu” diyor.
Peki, beyaz genç erkekler, Trump’a oy veren daha yaşlı beyaz erkeklerle aynı değerleri paylaşıyor mu? Bu soruya araştırmayı yapan Public Religion Research Institute’tan Carolyn Davis cevap veriyor.
Davis, beyaz genç erkeklerin ve daha yaşlı beyaz işçi sınıfı erkeklerin, kültürel normların değişmesini ve artan ulusal çeşitliliği kültürel bölünmeye bağladığını ve bu iki grubun da Trump’ı desteklediğini söylüyor.
Davis “Beyazların ayrımcılığa uğradığı duygusu, çeşitliliğe ve çeşitliliği arttırma çabalarına karşı direnme isteği, beyaz genç erkekler arasında da yaygın. Bu kültürel kaygıların, her iki grupta da çözümsüz kaldığını görüyoruz” şeklinde konuşuyor.
Davis, kimlik ve toplumdaki yerlerini anlamaya başlayan gençler konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Davis’e göre, kimlik, kültür ve kültürel değerlerimiz hakkında farklı sorular söz konusu. Öte yandan, gençlerin bu ülkeyi ileriye taşıyacağına dair söylemlerin yaygın olduğunu hatırlatan Davis, beyaz genç erkeklere bakıldığında, mevcut verilerin bu söylemleri doğrulamaya yetmediğini söylüyor.
19 yaşındaki Long, Trump’ın en önemli gündem maddelerinden biri olan göçmenlik konusuna da değiniyor. Göçmenliğin çok hayati bir sorun olmadığını düşünen Long, iklim değişikliğini ülkenin en büyük sorunu olarak görüyor. Long, ayrıca, ırk ve cinsiyet eşitsizliği konusunda da kaygılı.
Cupp’ı en çok kaygılandıran sorunlar, narkotik ağrı kesici bağımlılığı ve gereksiz hükümet harcamaları. Cupp, Meksika sınırına duvar inşa etme planını, federal kaynakların israfı olarak görüyor. Lake için en önemli konuysa, çalışanların iki işi yapmak zorunda kalmadan geçinecek kadar para kazanabilmesi.
Siyasi bölünmeden ve partizanlıktan da son derece rahatsız olan Lake, “Ciddi bir nefret ortamı hakim. Eğer bir kişi liberal veya başka bir şeyse, bu onun kötü biri olduğunu göstermez. Bence siyasi bölünme çok ciddi bir sorun ve bu beni kaygılandırıyor” şeklinde konuşuyor.
Cupp ise, sorunun bir kısmının, bazılarının Trump’ın üslubunu yanlış yorumlanmasından kaynakladığını, seyahat yasağının Müslüman yasağı olarak yansıtılmasının bunun örneklerinden biri olduğunu belirtiyor.
Ohiolu üniversite öğrencileri Cupp ve Lake, 2020’de Trump’a oy vereceklerini söylerken, kendisini tutkulu bir Cumhuriyetçi olarak tanımlamayan Virginialı Long, kime oy vereceğini bilmediğini söylüyor.
Bir başkanda en çok liderlik vasfına önem verdiğini belirten Long, tıpkı birçok başkan gibi Trump’ın da bu konuda başarısız olduğunu söylüyor. Ancak Long, bunun ülkeyi birleştirdiğini savunuyor.
