WASHINGTON —
Suriye’de çatışmalar giderek şiddetlenirken merkezi New York’taki İnsan Hakları İzlem Örgütü Mülteci Programı Direktörü Bill Frelick Esad hükümetinin savaş suçu işlediğini, uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyledi. Frelick Türkiye dahil komşu ülkelere mültecilere sınırlarını açık tutmaları çağrısında da bulundu. Amerika’nın Sesi’nden Hülya Polat’ın sorularını yanıtlayan Bill Frelick, hükümet kuvvetlerinin aylardır sivillere yönelik saldırılarını sürdürmesini ve ekmek kuyruğunda bekleyenleri bile hedef almasını şiddetle eleştirdi:
“Esad yönetimi aylardır uluslararası hukuku ihlal ediyor. Sivil hedeflere saldırarak kesinlikle savaş suçu işliyor. Ekmek almak için sırada bekleyen Suriyeliler’e bile ateş açacak kadar kendini kaybetmiş bir rejimle karşı karşıyayız. Bu kesinlikle savaş suçudur. Uluslararası hukukun kesin bir şekilde ihlalidir.”
Suriye’deki çatışmalar büyük bir mülteci krizine yolaçtı. İnsan Hakları İzleme Örgütü Suriye’nin komşularına “sınırlarınızı mültecilere açık tutun” çağrısında bulundu. Türkiye, Ürdün, Irak ve Lübnan’ın mültecilere çok cömert davrandığını da belirtti. Bill Frelick sınırların açık tutulmasının önemini şöyle vurguladı:
“İnsan Hakları İzleme Örgütü olarak Suriye’ye komşu ülkelerin sınırlarını sayıları giderek artan Suriyeli mültecilere açık tutmasını istiyoruz. Türkiye, Irak, Ürdün ve Lübnan, komşuları Suriye'den kaçan 200,000’den fazla mülteciye sınırlarını açmasını takdirle karşılıyoruz. Bir tek İsrail bu konuda katkıda bulunmadı. Türkiye kamplar açtı, gerçi kamplara giremiyoruz ama mültecilerden koşulların çok iyi olduğuna dair haberler alıyoruz ve bunu memnunlukla karşılıyoruz. Ancak Türkiye dahil birçok ülkede yetkililerin yaptığı, yeni mülteci almayacakları yönündeki açıklamaları kaygıyla karşılıyoruz. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu da bunu açıkça söyledi. Tabii mülteci kabul eden Türkiye dahil bütün ülkeler haklı. Bu onlar için beklenmedik ve ağır bir yük. Acil yardım gerekiyor. Suriye yıllarca ülkelerindeki çatışmalardan kaçan Filistinli, Lübnanlı ve Iraklılar’a sınırlarını açtı ve ülke içinde serbestçe hareket etmelerine izin verdi. Bunun unutulmaması gerekir. Bugün Suriyeliler de dehşet verici bir şiddetten kaçarken komşu ülkeler onlara yardım etmeli. Suriye sınırında güvenli bölge oluşturma konusuna bakarsak, daha önce de örneğin Bosna’da bu tür bir güvenli bölge oluşturuldu ancak bu bölgeye sığınanlar öldürüldü, yani güvenlikleri sağlanamadı. 1991’de Irak savaşı sırasında da böyle bir uygulama yapıldı ancak güvenli bölge denilen yerlerin aslında hiç de güvenli olmadığını biliyoruz, bu yüzden de sınırların açık tutulmasını istiyoruz. Bir güvenli bölge oluşturulsa bile, bunun Suriyeliler’in başka ülkelere sığınmasını engellemek için kullanılmaması gerekir.”
Uluslararası topluluk bugüne kadar mülteci barındıran ülkelere yardım konusunda yetersiz kaldı. Amerika Birleşmiş Milletler’e 64 milyon dolar verdi. Oysa Birleşmiş Milletler Mülteciler Dairesi’ne göre en az 193 milyon dolara ihtiyaç var. Bill Frelick de yardımın azlığından şikayetçi:
“Bu konu tabii bir lojistik ve para konusu. Mülteci sayısı beklenenden çok daha büyük bir hızla artıyor.Suriye’deki durum kötüleştikçe başka ülkelere sığınan Suriyeliler’in sayısındaki artış da hızlanıyor. Sizin de söylediğiniz gibi şu ana kadar yapılan yardım yeterli değil. Amerika, Arap Birliği, Suudi Arabistan ve öteki bazı ülkeler de yardım sözü verdi. Bu sözlerin yerine getirilmesi gerekiyor. Türkiye gibi cömert davranan ülkelerin desteklenmesi şart. Aksi halde kamplarda huzursuzluk çıktığını, yerel halkla mültecilerin sorun yaşadığını görebiliriz.”
Yıllardır dünyanın çeşitli yerlerindeki mülteci kamplarında incelemeler yapan İnsan Hakları İzleme Örgütü Mülteci Programı Direktörü Bill Frelick, Suriye’den kaçan sivillerin en acil ihtiyaçları konusunda da şunları söyledi:
“Birincisi elbette barınacak yer. Bununla birlikte yiyecek, sağlık hizmetleri, eğitim ihtiyaçları-bütün bunlar için gerekli altyapı. Unutmayın ki onbinlerce mülteciden söz ediyoruz. Sayıları giderek artıyor ve sığınmacıların sayısı çok hızlı artıyor. Bu da mülteci kabul eden ülkeler ve uluslararası toplum için en büyük zorluk. Çünkü yeterince hızlı hareket edemiyor, önlem alamıyorlar. Ama mültecilerin en büyük ihtiyacı güvenlik. Ülkelerindeki çatışmalardan kaçanların çoğunda gördüğümüz gibi, Suriyeli mülteciler de ciddi bir travma geçiriyor. Okullar açıldı, eğitim ihtiyaçları var. Yaz aylarında aşırı sıcak hava yüzünden zorluk yaşadılar. Şimdi kış geliyor, ihtiyaçlar artacak. Komşunuzun evinde yangın çıktığını farzedin. Kendinizi bu durumdan soyutlayamazsınız. Çünkü kendi eviniz de yanabilir. Bu yüzden yangını söndürmeye çalışmanız, yangından kaçanlara yardım etmeniz gerekir. Suriye’de de böyle bir durumla karşı karşıyayız.”
İnsan Hakları İzleme Örgütü Mülteci Programı Direktörü Bill Frelick, Suriyeli mültecilerin durumuyla ilgili kaygılarını Amerika’nın Sesi’yle böyle paylaştı. Buarada örgütün New York’taki merkezinden bir açıklama daha geldi. Örgüt, Suriye’de muhalefet gruplarının işkence ve infaazlara son vermesini istedi. Suriye’deki durumu yakından izleyen örgüt, muhalefet gruplarından Halep, Lazkiye ve İdlib’de gözaltında tuttukları kişilere işkence uygulamaktan ve yargısız infaz yapmaktan vazgeçmelerini istedi.
“Esad yönetimi aylardır uluslararası hukuku ihlal ediyor. Sivil hedeflere saldırarak kesinlikle savaş suçu işliyor. Ekmek almak için sırada bekleyen Suriyeliler’e bile ateş açacak kadar kendini kaybetmiş bir rejimle karşı karşıyayız. Bu kesinlikle savaş suçudur. Uluslararası hukukun kesin bir şekilde ihlalidir.”
Suriye’deki çatışmalar büyük bir mülteci krizine yolaçtı. İnsan Hakları İzleme Örgütü Suriye’nin komşularına “sınırlarınızı mültecilere açık tutun” çağrısında bulundu. Türkiye, Ürdün, Irak ve Lübnan’ın mültecilere çok cömert davrandığını da belirtti. Bill Frelick sınırların açık tutulmasının önemini şöyle vurguladı:
“İnsan Hakları İzleme Örgütü olarak Suriye’ye komşu ülkelerin sınırlarını sayıları giderek artan Suriyeli mültecilere açık tutmasını istiyoruz. Türkiye, Irak, Ürdün ve Lübnan, komşuları Suriye'den kaçan 200,000’den fazla mülteciye sınırlarını açmasını takdirle karşılıyoruz. Bir tek İsrail bu konuda katkıda bulunmadı. Türkiye kamplar açtı, gerçi kamplara giremiyoruz ama mültecilerden koşulların çok iyi olduğuna dair haberler alıyoruz ve bunu memnunlukla karşılıyoruz. Ancak Türkiye dahil birçok ülkede yetkililerin yaptığı, yeni mülteci almayacakları yönündeki açıklamaları kaygıyla karşılıyoruz. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu da bunu açıkça söyledi. Tabii mülteci kabul eden Türkiye dahil bütün ülkeler haklı. Bu onlar için beklenmedik ve ağır bir yük. Acil yardım gerekiyor. Suriye yıllarca ülkelerindeki çatışmalardan kaçan Filistinli, Lübnanlı ve Iraklılar’a sınırlarını açtı ve ülke içinde serbestçe hareket etmelerine izin verdi. Bunun unutulmaması gerekir. Bugün Suriyeliler de dehşet verici bir şiddetten kaçarken komşu ülkeler onlara yardım etmeli. Suriye sınırında güvenli bölge oluşturma konusuna bakarsak, daha önce de örneğin Bosna’da bu tür bir güvenli bölge oluşturuldu ancak bu bölgeye sığınanlar öldürüldü, yani güvenlikleri sağlanamadı. 1991’de Irak savaşı sırasında da böyle bir uygulama yapıldı ancak güvenli bölge denilen yerlerin aslında hiç de güvenli olmadığını biliyoruz, bu yüzden de sınırların açık tutulmasını istiyoruz. Bir güvenli bölge oluşturulsa bile, bunun Suriyeliler’in başka ülkelere sığınmasını engellemek için kullanılmaması gerekir.”
Uluslararası topluluk bugüne kadar mülteci barındıran ülkelere yardım konusunda yetersiz kaldı. Amerika Birleşmiş Milletler’e 64 milyon dolar verdi. Oysa Birleşmiş Milletler Mülteciler Dairesi’ne göre en az 193 milyon dolara ihtiyaç var. Bill Frelick de yardımın azlığından şikayetçi:
“Bu konu tabii bir lojistik ve para konusu. Mülteci sayısı beklenenden çok daha büyük bir hızla artıyor.Suriye’deki durum kötüleştikçe başka ülkelere sığınan Suriyeliler’in sayısındaki artış da hızlanıyor. Sizin de söylediğiniz gibi şu ana kadar yapılan yardım yeterli değil. Amerika, Arap Birliği, Suudi Arabistan ve öteki bazı ülkeler de yardım sözü verdi. Bu sözlerin yerine getirilmesi gerekiyor. Türkiye gibi cömert davranan ülkelerin desteklenmesi şart. Aksi halde kamplarda huzursuzluk çıktığını, yerel halkla mültecilerin sorun yaşadığını görebiliriz.”
Yıllardır dünyanın çeşitli yerlerindeki mülteci kamplarında incelemeler yapan İnsan Hakları İzleme Örgütü Mülteci Programı Direktörü Bill Frelick, Suriye’den kaçan sivillerin en acil ihtiyaçları konusunda da şunları söyledi:
“Birincisi elbette barınacak yer. Bununla birlikte yiyecek, sağlık hizmetleri, eğitim ihtiyaçları-bütün bunlar için gerekli altyapı. Unutmayın ki onbinlerce mülteciden söz ediyoruz. Sayıları giderek artıyor ve sığınmacıların sayısı çok hızlı artıyor. Bu da mülteci kabul eden ülkeler ve uluslararası toplum için en büyük zorluk. Çünkü yeterince hızlı hareket edemiyor, önlem alamıyorlar. Ama mültecilerin en büyük ihtiyacı güvenlik. Ülkelerindeki çatışmalardan kaçanların çoğunda gördüğümüz gibi, Suriyeli mülteciler de ciddi bir travma geçiriyor. Okullar açıldı, eğitim ihtiyaçları var. Yaz aylarında aşırı sıcak hava yüzünden zorluk yaşadılar. Şimdi kış geliyor, ihtiyaçlar artacak. Komşunuzun evinde yangın çıktığını farzedin. Kendinizi bu durumdan soyutlayamazsınız. Çünkü kendi eviniz de yanabilir. Bu yüzden yangını söndürmeye çalışmanız, yangından kaçanlara yardım etmeniz gerekir. Suriye’de de böyle bir durumla karşı karşıyayız.”
İnsan Hakları İzleme Örgütü Mülteci Programı Direktörü Bill Frelick, Suriyeli mültecilerin durumuyla ilgili kaygılarını Amerika’nın Sesi’yle böyle paylaştı. Buarada örgütün New York’taki merkezinden bir açıklama daha geldi. Örgüt, Suriye’de muhalefet gruplarının işkence ve infaazlara son vermesini istedi. Suriye’deki durumu yakından izleyen örgüt, muhalefet gruplarından Halep, Lazkiye ve İdlib’de gözaltında tuttukları kişilere işkence uygulamaktan ve yargısız infaz yapmaktan vazgeçmelerini istedi.