Erişilebilirlik

Fransa'da ''Toplumsal Huzursuzluk'' Endişesi


Corona virüsü önlemleri çerçevesinde iki aydır evlerine kapanan Fransızlar, hükümetin krizi yönetme biçimine karşı güven duymadıklarını dile getirdi. Ülkede siyasetçi, belediye başkanı, sendikacı ya da toplum bilim uzmanları, karantina günlerinden sonra "sosyal bir patlama endişesini" dile getirmeye başladı.

Fransız istihbaratı, hükümeti radikal akımlar ve Sarı Yelekliler Hareketi'nin daha sertleşerek geri dönebileceği konusunda uyardı. Sarı Yelekliler ise hükümetin "Corona virüsü salgını sırasında kriz yönetimini protesto etmek için" halkı 15 Mayıs'ta sokağa çağırdı.

Daha önce de bir yılı aşkın süre devam eden Sarı Yelekliler Hareketi ve iki ay süren genel grevler nedeniyle güven kaybı yaşayan Fransız hükümeti, Avrupa'da halkın en az güvendiği hükümet çıktı. Cevipof araştırma şirketi tarafından 2-7 Nisan tarihleri arasında yapılan ve Le Monde gazetesinde yer alan bir araştırma, Fransa'da hükümete karşı muhalefetin daha da radikalleştiğini ortaya koyuyor. Cevipof'un anketine göre, halkın yüzde 53'ü, hükümetin Corona virüsü salgınını idare biçimi nedeniyle, hükümet hakkında daha da olumsuz düşündüğünü dile getirdi.

Ekonomi gazetesi Les Echos'a konuşan yerel yöneticilerse halkın kendilerine daha fazla sayıda elektronik posta ve mektup göndererek artık hükümete güvenmediklerini yazdığını anlattı.

Belediye Başkanları, bu süreçte hükümete güven konusunda ilk kırılmanın önce ‘‘maskeye gerek yok" mesajı verilmesi, ardından "maske çok önemli, herkes maske takacak, hatta zorunlu hale gelecek" açıklaması yapılması nedeniyle başladığını dile getirdi. Ülke genelinde maske sıkıntısı yaşandığı sırada hükümetin kullanım tarihi geçen 616 milyon maskeyi Mart ayında yakarak yok ettiği haberinin de hükümete güveni sarstığı sanılıyor.

Strasbourg Belediye yetkilileri, maske fiyatlarının yanı sıra gıda fiyatlarındaki artışın ve oluşan uzun kuyrukların da öfkeleri arttırdığına dikkat çekti. Özellikle ülkenin en yoksul banliyösü Paris yakınlarındaki Seine-Saint-Denis'de Corona virüsü ölüm oranlarının en yüksek seviyeye ulaşması, halkın artan gıda fiyatları karşısında açlık tehlikesi ile karşı karşıya kalması, "her an bir kıvılcımın çakılacağı" uyarılarına yol açıyor.

Ana muhalefetteki Cumhuriyetçiler'e mensup Bas-Rhin bölgesinin başkanı Frederic Bierry, hükümete olan güvensizliğin, yeniden epideminin yayılması durumunda, öfkeye dönüşebileceği uyarısı yapıyor.

Uzmanlar, ekonomik krizin de eklenmesi durumunda sosyal patlamaların gerçekleşebileceğini belirtiyor.

Avrupa'da en çok Fransızlar hükümetten şikayetçi

Corona virüsü ile sert mücadele verdikten sonra yavaş yavaş normal hayata dönüş için açılım başlatan Avrupa'da en çok Fransız halkı hükümetine güvenmiyor. Odoxa Araştırma şirketinin, Le Figaro gazetesi için, Avrupa genelinde yaptığı bir anket, en çok Fransız halkının hükümeti eleştirdiğini ortaya koydu. Avrupalılar’ın çoğu Corona virüsü kriziyle mücadelede hükümetlerinin "göreve hazır" olduğuna inanırken, Fransız halkının üçte ikisi, yani yüzde 66'sı bunun tersini düşünüyor.

Fransız hükümetinin ankette krizi Avrupa'da en kötü yönettiği söylenen ve Başbakan Boris Johnson'un da virüse yakalandığı İngiltere’den ve hatta virüsten en çok etkilenen İtalyan hükümetinden bile daha geride kalması dikkat çekti. Halkın Fransız hükümetine güvensizlik oranı, ölü ve vaka sayısı Fransa'dan daha çok olan ve çok daha sert bir karantina uygulayan İspanya hükümetine yakın çıktı. Ankete katılanların yüzde 75'i özellikle maske ve test temin eden yerel yönetimlere daha çok güvendiğini dile getirdi. Katılımcıların yüzde 69'u şirketlere güvendiklerini söyledi.

Liderlere yönelik eleştirilere gelince, Fransızlar, liderlerine, Avrupalı komşularının iki katı oranında sert tepki veriyor. Hükümetlere güvensizlik oranı ortalaması Avrupa genelinde yüzde 37. Fransızlar'ın yüzde 75'i kriz karşısında hükümetin "yetersiz kaldığı ve yeterince şeffaf olmadığını", yüzde 74'ü, "doğru zamanda, doğru kararların alınmadığını", yüzde 75'i ise "hastanelere ve sağlık görevlilerine yardım için gerekenin yapılmadığı" görüşünü dile getirdi.

Odoxa Araştırma şirketinin, 5 ve 6 Mayıs'ta bin Fransız’ın ve 30 Nisan'dan 4 Mayıs'a kadar 3 bin Avrupalı'nın katılımıyla yaptığı bir ankette, Fransızlar'ın sadece yüzde 34'ünün hükümetin eylemleri hakkında olumlu düşündüğü ortaya çıktı.

Ipsos/Sopra Steria tarafından yapılan bir başka ankete göreyse Fransa'da halkın yüzde 62'si hükümetin Corona virüsü ile mücadelesinden "memnun olmadığını" söyledi. Bu rakam Almanya'da yüzde 26, İngiltere'de yüzde 39, İtalya'da ise yüzde 45.

Le Monde Gazetesi, her akşam halkın alkışlayarak teşekkür ettiği sağlık çalışanları, temizlik işçileri, kasiyerler, dağıtımcılar, fabrika çalışanlarının, Corona virüsüne yakalanma korkusuyla her gün işe giderken; beyaz yakalı kesimin evden çalışma yöntemiyle güvenli kalmasının ve çalışan kesimlerin halen çok düşük ücret almasının öfkeyi artıracağına dikkat çekiyor. Hükümet bu çalışanlara pirim ve maaş ödeme sözü verdi.

Hükümetin korkuları

Bütün bunları yakından izleyerek 11 Mayıs'tan itibaren sokağa yeniden dönüş planını uygulamaya koyan hükümet, ikinci bir dalga ile epideminin ülkede yeniden yayılmasından endişe ediyor. Hükümetin ikinci büyük endişesi ise ekonomi üzerindeki kara bulutlar. Krizinin ekonomik faturası ağırlaştıkça, bunun sosyal patlama riskini daha da artırmasından da korkuluyor. Ne kadar çalışanın yeniden iş başı yapacağı, şirketlerin normal tempoya ne zaman ulaşacağı ve işsizlik rakamının ne kadar artacağı konuları büyük bir belirsizlik içeriyor.

Maliye Bakanı Bruno Le Maire'in, yaşanan krizin ekonomik boyutunu 1929 krizine benzetmesi, karantina önlemleri nedeniyle ülkede yoksulların açlık sınırına dayanması, kaygıları daha da arttırıyor. Eylül ayına kadar ekonomiyi yeniden hareketlendirmek isteyen hükümet bu zamana kadar işsizlik ücretlerini ödemeyi, yoksullara ve öğrencilere yardım yapma planını uygulamaya koydu. Ancak bu kalkanlar ortadan kalkınca zorluklara geri dönecek olan işçiler, geçici önlemlerden çok, ücretlerinin ve çalışma koşullarının düzeltilmesini bekliyor.

"Sarı Yelekliler 10 katı güçlenerek gelir"

Büyük bir borç oranı ile ekonomiyi yönetmeye çalışan hükümetin bu alandaki çalışması, önümüzdeki günler için de belirleyici olacak. Jean Jaures Vakfı uzmanlarından Chloe Morin, "Mutlaka sosyal adaleti sağlayacak sembolik bir araç bulunmalı. Eğer hükümet bunu yapmazsa, Sarı Yelekliler 10 katı güçle yeniden gelir" diyerek hükümeti uyardı. Sarı Yelekliler internet sitesinden 15 Mayıs Cuma günü, ‘‘hükümetin Corona virüsü yalanlarını protesto etmek için’’ Republique Meydanı'na gelme çağrısı yayınlandı.

Le Parisien gazetesinde yer alan bir haberde, Fransız İstihbarat Servisi'nin hükümete verdiği bir notta, radikal sol ve aşırı sağ gruplar ile Sarı Yelekliler Hareketi'nin Corona virüsü krizinden sonra daha sert biçimde geri dönüşü" konusunda hükümeti uyardığı bilgisi yer alıyor. Sendikalar ise ortaya çıkacak dev işsizlik rakamı ve işini kaybetme korkusuna ilişkin uyarıda bulunuyor.

CGT-Metalurji Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Stephane Flegeau, "Pek çok işçi yakınlarını Corona virüsü nedeniyle kaybetti, pek çoğu işini kaybetti. İşlerine gitmek için toplu taşıma araçlarına binmek, maske almak zorundalar. İşten atmalar gelecek. Bütün bunlar sanayide çok yüksek bir tansiyon ortaya çıkaracak" sözleriyle bu tehlikeye dikkat çekiyor.

Araştırma şirketi Ifop'un yöneticisi Jerome Fourquet ise, "2008-2009 finansal krizinde olduğu gibi iş yerlerinde işgallerle ve kaybedecek bir şeyi kalmayan insanların şiddeti ile karşı karşıya kalabiliriz" uyarısı yapıyor.

Fransız hükümetinin bir başka korkusu ise haklarında yapılan suç duyuruları. Mediapart haber sitesi tarafından 7 Mayıs'ta yayınlanan bir bilgiye göre, Corona virüsüne karşı 13 kriz zirvesi yapan hükümet aleyhindeki suç duyurularının sayısı 61'i aştı.

İktidar partisinden 20 istifa beklentisi

Corona virüsü ile mücadelede iktidara bir eleştiri de kendi kampından geldi. Ulusal Meclis'te hükümetin sokağa çıkma planına karşı oy kullanan La Republique en Marche/Cumhuriyete Yürüyüş (LREM) üyesi milletvekili Martine Wonner gruptan ihraç edildi. Bu kararın hemen ardından, iktidar partisine mensup 20 milletvekilinin istifa ederek, "Ekoloji, Demokrasi, Dayanışma" adlı yeni bir harekete katılmaya hazırlandığı söylentileri yayıldı.

Fransız ekonomi gazetesi, Les Echos'un haberine göre, Meclis'te, çoğunluğu iktidar partisi LREM'den gelen 58 milletvekili, Meclis'te kurulan yeni grup "Ekoloji, Demokrasi, Dayanışma" grubuna katılmaya hazırlanıyor. Böyle bir senaryo LREM'in 2017'den bu yana elinde tuttuğu meclis çoğunluğunu kaybetmesi anlamına geliyor. Bu çerçevede yazılı bir çağrıyı imzalayan ve aralarında ihraç edilen iktidar partisi milletvekili Martine Wonner'in de bulunduğu 13 milletvekili, "her milletvekilinin sesini duyurabileceği yeni bir oylama sistemi oluşturulması’’ çağrısı yaptı. İstifa etmesi beklenen milletvekillerinin 18 ya da 19 Mayıs'ta bunu kamuoyuna duyuran bir basın toplantısı düzenlemesi bekleniyor.

LREM için büyük tehlike Meclis'te yasa çıkarabilmek için gereken 289 olan mutlak çoğunluk sayısının altına düşmek. Yasama dönemine 314 milletvekili ile başlayan LREM'in Meclis'teki koltuk sayısı, zamanla istifa eden milletvekilleri nedeniyle 296'ya geriledi.

XS
SM
MD
LG