Fransa'da birbiri ardına yaşanan terör saldırılarının ardından, hükümetin radikal ve ayrılıkçı İslam ile mücadele etmek amacıyla getirdiği "Cumhuriyet değerlerini güçlendirmek için yasa tasarısı" görüşmelerine yine türban tartışması damgasını vurdu. Genel Kurul'da merkez sağ Cumhuriyetçiler grubu, "üniversitelerde ve okul etkinliklerine katılan ailelere türban yasağı" getirilmesini içeren bir değişiklik önergesi verdi. Ancak uzun ve sert tartışmalara sahne olan görüşmeler sonunda, önerge reddedildi.
Fransa Ulusal Meclisi Genel Kurulu'nda "İslamcı ayrılıkçılık ile mücadele" amaçlı getirilen ve ülkede polemik yaratan, geniş kapsamlı yasa tasarısı üzerindeki görüşmeler sürüyor. Ülkede sık sık tartışma konusu olan ve okullarla devlet dairelerinde yasaklanan türban, Genel Kurul’da yeniden gündeme geldi. Merkez sağ muhalefet, tasarının komisyon görüşmeleri sırasında reddedilmesine rağmen, "üniversitelerde türban yasağı" konusunu yeni bir önergeyle, Genel Kurul gündemine de taşıdı.
Cumhuriyetçi milletvekilleri Eric Ciotti ve Anne Genevard, yasanın birinci maddesine eklenmek üzere, "okul faaliyetlerine katılan veliler ile üniversite öğrencilerinin türban takmalarının yasaklanmasını" içeren bir önerge verdi. Ciotti önergesini savunurken, "Türbanın İslam'da kadının boyun eğişinin bir sembolü olduğunu ve üniversite amfilerinde yeri olmadığını" söyledi.
Ancak önergeye, iktidar partisiLa Republique en Marche/Cumhuriyete Yürüyüş Hareketi'nden (LaREM) ve sol muhalefetten destek gelmedi. Hükümet, "Bu konu yasanın amacı dışında ayrı bir konudur" derken, sol muhalefet ise, "Yalnızca türbanı yasaklamak anayasaya aykırı bir adımdır. Böyle bir yasak, tüm dini göstergeler için getirilmeli. O zaman Yahudiler’in taktığı kippa da yasaklanmalıdır" görüşünü dile getirdi.
"Müslümanlar’a karşı bir mahkeme gibi"
LaREM milletvekili Sacha Houlie, "Cumhuriyetçiler bunu saplantı haline getirdi. Bu girişim hem kaba hem damgalayıcı hem de gereksiz" dedi. Vaucluse milletvekili Suad Zeytuni de türban takan Müslüman kadınlara yönelik bakışı eleştirerek, "Kendimi burada İslam ve Müslümanlar’a karşı bir mahkemede gibi hissediyorum. Birlikte yaşamak, aynı şeyleri yaşamak değildir. Türban kadının inancı için kendi seçimi de olabilir" ifadelerini kullandı. Genel raportör Florent Boudie de "Şu an gösterdiğiniz bu kırılma yanlısı tavrınızı reddediyoruz. Kamuda kurallar zaten yeterince sıkı" dedi.
Radikal sol La France Insoumise (LFI- Baş eğmeyen Fransa) milletvekili Eric Coquerel de "Müslümanlar’a karşı bu ırkçı yaklaşımların tehlikeli sonuçlar doğurabileceği" uyarısında bulundu; "Evlenirken geleneksel bir türban takan Hristiyan çiftler var. Onlara da yasaklayacak mısınız? Yahudi kadınlarına da yasaklayacak mısınız ? Böyle devam ederseniz, toplumu bölen, iç savaşa sürükleyen bir davranış sergilersiniz" diye konuştu.
Hükümet adına söz alan İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ise türban konusunun yasayla doğrudan ilgili olmadığını, "gereksiz tartışmalardan kaçınmak gerektiğini" söyledi.
Ayrılıkçılık suçunun tanımı yapıldı
Genel Kurul'da bir haftadır devam eden görüşmelerde, yasanın en önemli bölümü olarak kabul edilen ve "ayrılıkçılık" diye yeni bir suç tanımı yapılan 4. madde, oturuma katılan 130 milletvekilinin tümünün oyuyla kabul edildi. Bu maddeyle bir kamu görevlisini tehdit eden, saldıran veya sindiren herkese 5 yıl hapis ve 75 bin Euro para cezası verilmesi öngörülüyor. Bu suç, Fransız vatandaşı olmayan bir yabancı tarafından işlenirse, Fransa'ya girişi yasaklanıyor.
Hükümet bu düzenlemeyi, Hz. Muhammed karikatürlerini gösterdiği için kafası kesilerek katledilen tarih öğretmeni Samuel Paty olayından sonra milletvekilleri, belediye başkanları, öğretmenler veya diğer kamu görevlileri üzerindeki dini ya da cemaatçi baskının son bulmasını sağlamak amacıyla getirdi.
Geniş kapsamlı yasa
Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinin gelecek hafta tamamlanması beklenen yasa tasarısı, Mart ayı başında da parlamentonun üst kanadı Senato'nun gündemine gelecek. Pek çok alanda yeni düzenleme getirilen kapsamlı yasayla, Fransa'da Müslümanlar üzerindeki yabancı etkisi, cami derneklerine yabancı mali destek ve yabancı imam uygulamasına son veriliyor. Kamu hizmetinde tarafsızlık koşulları güçlendiriliyor.
Ailelerin çocuklarında evinde eğitim vermesine katı sınırlar getiriliyor; bundan yola çıkılarak zorunlu eğitim yaşı ilkokuldan anaokulu seviyesine, 3 yaşa çekiliyor. Özellikle dini amaçlı radikal eylemlerin cezalandırılması için "ayrılıkçılık" gibi yeni suç tanımları ve bunlara yeni cezalar getiriliyor. Kadın-erkek eşitliğinin sağlanması yönünde bekaret testi ya da çok eşli evlilik yasaklanıyor. Bu yasaklara uymayanlara ağır hapis ve para cezaları getiriliyor.