Amerika'nın Minneapolis kentinde 25 Mayıs'ta polis tarafından gözaltına alındıktan sonra yaşamını yitiren George Floyd'un ölümü, Fransa'da da yıllardır süren derin bir tartışmayı ve protestoları yeniden su yüzüne çıkardı.
Başkent Paris'in yanı sıra Lille, Grenoble, Dijon, Amiens, Nantes gibi pek çok büyük kentte, Floyd'un Houston'da düzenlenen cenaze töreniyle eş zamanlı törenler düzenlendi. Fransızlar, "Black Lives Matter" sloganlarıyla Floyd'u son yolculuğuna uğurladı.
Göstericiler, bundan sonra tıpkı Floyd gibi gözaltında yaşamını yitiren Adama Traore için eylemlerini sürdüreceklerini açıkladı. Paris'te SOS Racisme derneğinin çağrısı üzerine binlerce kişi, Republique Meydanı'nda toplandı.
Anma töreni, polisin 8 dakika 46 saniye boyunca diziyle boynuna bastırdığı George Floyd'un "nefes alamıyorum" sözlerine atıfta bulunmak için 8 dakika 46 saniyelik saygı duruşuyla başladı.
Bu süre boyunca bir dizi yerde, bir yumrukları havada sessizce bekleyen göstericiler, 8 dakika 46 saniye sonra ayağa kalkarak Floyd'u alkışlarla son yolculuğuna uğurladı.
Corona virüsü tedbirleri çerçevesinde yasak olmasına rağmen Fransa'da bir haftadır gösteriler düzenleniyor. Gösteriden hemen önce açıklama yapan İçişleri Bakanı Christophe Castaner, dünya çapında Floyd olayının yarattığı küresel duygunun yasal tedbirleri aştığını ve gösterilere katılanları cezalandırmayacaklarını dile getirdi.
"Polisin ırkçı eğilimlerine sıfır tolerans"
Castaner, polis içindeki ırkçı eğilimlere ise "sıfır tolerans" göstereceklerini, gözaltında kullanılan ve tehlikeli olarak değerlendirilen "boğaz sıkma, karın üzerine yatırma" gibi yakalama tekniklerininse polis okullarında öğretilmesine son vereceklerini açıkladı.
Paris Emniyet Müdürü, bu sözlerin ardından gösterinin yasaklanmadığını bildirdi. Gösterilerde, "Black Lives Matter", "Polis şiddetine son", "George Floyd-Cedric Chaviat aynı polis, aynı şiddet" gibi pankartların yanı sıra babasının omzunda gösterilere katılan küçük bir kız çocuğunun da "Irkçılığı durdurun" pankartı taşıması dikkat çekti.
Paris'teki gösterilere binlerce göstericinin yanı sıra yeşiller ve sol parti liderleri, sendikalar ve insan hakları örgütleri temsilcileri de katıldı. SOS Racisme derneği başkanı Dominique Sopho, "Bir siyah, bir Arap, bir Yahudi öldürüldüğünde bu yalnızca onların değil, tüm toplumun sorunudur ve buna karşı durmak gerekir" dedi.
Radikal sol lider Jean Luc Melenchon, "Korkunç ırkçı saldırılara karşı ülkemizde, polis örgütünde daha önce görmek istemediğimiz bir bilinçlenme hareketi başlamıştır" dedi.
Daha önce Fransa'da siyahların polis şiddetinden korktuğu ve polisin renklerinden dolayı siyah kadın ve erkekleri katlettiği açıklamasıyla tartışma yaratan genç şarkıcı Camelia Jordana da sivil haklar hareketinin ünlü "We Shall Overcome/Üstesinden Geleceğiz" şarkısını seslendirdi.
Lille, Grenoble, Dijon, Nantes, Valence, Poitiers, Orléans, Angers, Bordeaux, Mulhouse, Colmar ve Metz kentlerinde de George Floyd için törenler düzenlendi.
Yaklaşık bin kadar gösterici, Orleans kentinde "Black Lives Matter" sloganları attı. Bordeaux kentinde Victoire Meydanı'nda toplanan ve sayıları yüzleri bulan göstericiler, Floyd'u son kez anarak polis şiddetini kınadı.
Dijon kentinde polisle göstericiler arasında gergin saatler yaşanmasına rağmen gösteriler olaysız sona erdi. Adama Traore için eylemlerse sürecek. Toulouse kentindeki insan hakları dernekleri, Çarşamba günü Floyd'u anacağını açıklarken polis şiddeti nedeniyle Fransa'da yaşamını yitiren 24 yaşındaki siyah yurttaş Adama Traore'nin ailesi, tüm Fransa'da Cumartesi günü için yeni bir eylem çağrısı yaptı.
Traore, 2016 yılında, tıpkı George Floyd gibi polis tarafından göz altına alındığında, yere yatırılıp boğazına bastırılması sonucu nefesi kesilerek yaşamını yitirmişti. Yaklaşık 4 yıldır süren yargı sürecinde hala bir sonuca varılamadı. Adli tıp doktorları "kalp krizinden öldü" derken, bağımsız doktorların Traore'nin uygulanan şiddet sonucu yaşamını yitirdiğini rapor etmesi nedeniyle uzayan yargı sürecini prostesto eden Traore ailesi, Adama Traore için adalet istiyor.
George Floyd olayının ardından Traore dosyasının da yeniden açılması üzerine Adalet Bakanı Nicole Belloubet, Traore ailesini bakanlığa davet etti. Ancak aile, "yargı sürecine politikanın müdahale etmesini reddettiklerini" belirtip "güçlerin ayrılığı" prensibini hatırlatarak, bu daveti reddetti.