Amerika Adalet Bakanlığı’nın yürüttüğü en geniş kapsamlı yolsuzluk davalarından biri olan FIFA davası, organizasyonun eski yöneticilerinden Chuck Blazer’ın 2013 yılında verdiği gizli ifadeyle başladı. Geçtiğimiz Mayıs ayında da, 14 FIFA yetkilisi aleyhinde yolsuzluk davası açıldı.
Hukuk profesörü Jennifer Arlen, savcıların FIFA soruşturmasını giderek genişlettiğini söylüyor:“Bir soruşturmada savcıların önce belli bir gruba dava açması ve bu şekilde diğerlerini işbirliği yapmaya ikna etmeye çalışması, doğal bir yöntemdir. Eğer soruşturmada işbirliği yapmayı kabul etmeyen şahitler varsa, bunları ikna etmenin en kolay yolu diğerlerinin tutuklandığını görmektir.”
Kadınlar Dünya Kupası’nın televizyonda izlenme oranlarına baktığımızda, futbolun Amerika’da parlak bir geleceği olduğunu söylemek mümkün. Ama FIFA’nın geleceği belirsiz.
Yolsuzlukla mücadele uzmanı Jeff Thinnes, FIFA’yı, “milyarlarca dolar değerinde gizli bir kurum” olarak niteliyor. Uzman, FIFA’nın 209 üyesinin üst düzey yöneticilerle geçmişe dayalı ilişkileri olduğunu söylüyor:“Bu kişiler ve FIFA’yla ilişkili olan herkes çok dikkatli incelenmeli ki, zamanı geldiğinde dünya FIFA’nın temiz bir başlangıç yaptığına inansın.”
FIFA Bağımsız Yönetim Kurulu eski üyesi Alexandra Wrage, örgütte şeffaflık olmamasının, iyi niyetli ve etik sahibi çalışanların aleyhine işlediğini söylüyor: “FIFA bir sivil toplum örgütü ve kamuya hesap verebilir durumda olmalı. Örgüt vergiden muaf tutuluyor ve bunun karşılığında daha şeffaf olması bekleniyor. Eğer FIFA büyüklüğünde bir sivil toplum kuruluşu sıradan bir kamu kuruluşundan daha az şeffaflığa sahipse, o sistemde bir sorun var demektir.”
FIFA’nın Kuzey Amerika, Orta Amerika ve Karayipler’den sorumlu ortağı CONCACAF, örgütte reform yapılacağını açıkladı. Reformlar arasında, Yönetim Kurulu üyeliğinde süre kısıtlaması, örgüt taşeronlarına sicil araştırması yapılması ve yıllık finans kayıtlarının kamuyla paylaşılması bulunuyor.
