Binlerce Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çalışanı başta Ankara, İstanbul, Diyarbakır, İzmir, Denizli ve Muğla olmak üzere Türkiye’nin birçok kentinde bugün iş bırakarak taleplerini hükümete duyurmaya çalıştı.
Sosyal güvenlik çalışanları 11 yıldır alamadıkları ikramiyelerle birlikte diğer ek ödenekleri 3600 ek gösterge içine dahil edilmek, ücretsiz yemek hakkı elde etmek ve taban maaşlarını yükselttirmek istiyorlar.
Sosyal güvenlik çalışanlarının en katılımcı eylemi KESK'e bağlı Büro Emekçileri Sendikası’nın (BES) çağrısıyla Ankara’daki SGK Genel Müdürlüğü’nün önünde oldu.
KESK Başkanı: “Ayrımcılığı ortadan kaldıracak düzenleme yapılmalı”
“İkramiye hakkımız, söke söke alırız”, “ücretle köle olmayacağız”, “direne direne kazanacağız” sloganları atan grup “lütuf değil, ulufe değil hakkımızı istiyoruz” yazılı pankart açtı.
Eylemci kamu çalışanlarına seslenen KESK Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, “Kamuda ortaya çıkan ayrımcılığı ortadan kaldıracak bir düzenleme yapılmalı. Sosyal güvenlik çalışanlarının ek gösterge taleplerinin karşılanmasını istiyoruz. EYT yasası ile birlikte iş yoğunluğu artan arkadaşlarımızın ek ödemeleri ile yol yemek ücretlerinin arttırılmasını talep ediyoruz” dedi.
İstanbul’daki çalışanlar ise ağırlıklı olarak Esenyurt, Kadıköy ve Unkapanı’ndaki SGK binalarının önünde buluştular.
İshak Ateş: “SGK çalışanları uzun zamandır mağduriyet yaşıyorlar”
Büro Emekçileri Sendikası 1. No’lu Şube Başkanı İshak Ateş, Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarının üzerinde bir an evvel emekli aylıklarının başlanmasını bekleyen EYT’liler nedeniyle çok ciddi bir yük olduğunu söyledi.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Ateş, “Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanı arkadaşlarımız uzun zamandır mağduriyet yaşıyorlar. 3600 ek gösterge diğer kurumlara verildi ama SGK çalışanlarına verilmedi. Şu an EYT ya da prim affı kaynaklı iş yoğunluğu yaşıyorlar. Uzun mesailer yapıyorlar ve kamu çalışanları içinde en az ücret alanlar Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanları. Bu haksızlığın giderilmesini talep ediyoruz. Yaptıkları mesainin karşılığının komik rakamlar olmaktan çıkmasını, gerçekten hak ettikleri ücreti almalarını istiyoruz. Vatandaşı mağdur etmemek adına zorunlu işler yapılıyor. Bunun dışında yapılmıyor. Hastanenin acil servisi gibi, acil servis dışındaki servisler çalışmıyor gibi düşünün” dedi.
“EYT nedeniyle vatandaş ile memur karşı karşıya getirilmiş vaziyette”
12 yıldır Unkapanı’ndaki SGK müdürlüğünde çalışan Ali Aslan, EYT’lere Nisan ayında maaş vereceğini açıklayan hükümet yetkililerinin yeni emekliler ile SGK çalışanlarını karşı karşıya getirdiklerini savunuyor
VOA Türkçe’nin konuştuğu Aslan, “SGK personelinin sorunları zaten yeni değil, çok uzun zamandır devam ediyor. Asgari ücret ile aramızda bir kat farkı varken şu an yüzde 20 fark var. Açlık sınırının hemen üzerinde bir maaş alıyoruz. EYT süreci ile beraber şöyle bir sorun çıktı. SGK’nın normalde maaş bağlama potansiyeli aylık 300-400 bin civarındayken şu anda bir ay içinde yapılan başvuruların ortalaması 2 milyon. Altı, yedi yıllık yük bir anda SGK personelinin üzerine yüklenmiş oldu. İnsanlar 3-4 saat mesaiyle yapamayacaklar bunu. 30 bin SGK personelinin hepsi bunu yapsa bile 7 aylık süreçte tamamlanabilecek. Vatandaş ile memur karşı karşıya getirilmiş vaziyette. Çünkü hükümet yetkilileri, ‘Biz size Nisan ayında maaş bağlayacağız’ diyor ama bu yükü bir ayda iki ayda bitirmek kolay değil hatta imkansız. Nisan ayında maaşları hak edecekler ama beş ay sonra maaşlar bağlanacak. Şu anda memur ile vatandaş karşı karşıya” dedi.
Vatandaşlar işlerinin halledilmemesinden şikayetçi: “Biraz fedakarlık etsinler”
Unkapanı’daki SGK önünde bekleyen vatandaşların bir kısmı hak arayışını haklı bulsa da hemen herkes kendi işlerinin bir an evvel halledilmesini istiyor.
Emekli olmak isteyen Yaşar Bahadır, “Yoğun çalıştıklarını biliyorum. Cumartesi çalışıyorlar mı bilmiyorum ama akşam mesaiye kaldıklarını biliyorum. Bu kadar insan bekliyor yani. Onlar da bir an önce maaş almak istiyor. Biraz fedakarlık etsinler. Biz de gece gündüz çalışıyoruz. Hak aramak herkes için haktır ama birbirimizi zor durumda bırakmadan” derken, Mahmut Avşar, “3 kişi çalışması gereken yerde bir kişi çalışıyor. O da evrakı masa üstüne atıp gidiyor. Gidiyoruz başka bir borç çıkıyor başka bir borçlandırma çıkıyor” sözleriyle yaşadığını sıkıntıları anlattı.
