Suriye’de süren iç savaş, Esat’la savaşan muhalifler için yeni ve son derece tehlikeli bir döneme girmişe benziyor. Lübnan ve İran’dan Şii milislerin desteğiyle hareket eden rejim güçleri Halep’in 30 km. kuzeybatısındaki iki kasabayı üç yıl süren kuşatmanın ardından geri almayı başardı.
Amerika’nın Sesi’yle görüşen bir muhalif komutan bölgede son beş yıldır en şiddetli çatışmaların sürdüğünü söyledi. Hükümet güçleri yalnızca Şii Nebul ve Zehra kasabalarını ele geçirmekle kalmadı, aynı zamanda yakındaki köyleri de alarak muhaliflerin Türkiye’den ikmal almalarını sağlayan ana güzergahları da ele geçirdi.
Muhaliflerin durumu son günlerde kötüye gitti. Amerika’nın Sesi’yle konuşan bir isyancı dün sabah Ratyan, Hayan, Hıraytan ve Bayanon köylerine yönelik 100’den fazla hava saldırısı düzenlendiğini belirtti.
Bazı muhalif medya kuruluşları ana ikmal yolunun kapandığını reddetse de Amerika’nın Sesi’yle konuşan muhalif komutanlar bunu ya doğruladı ya da cevaplamaktan kaçındı.
Rejimin, saat başı Rus hava saldırıları ile eşgüdüm içerisinde gerçekleştirilen taarruzu, kentin muhaliflerin elinde olan son büyük hastanesini de yerle bir etti. Mevcut durum, Beşar Esat’la savaşan muhalifler için yaşadıkları en büyük kayıplar anlamına geliyor. Esat’a bağlı güçler bundan sonra Halep’te muhaliflerin elindeki bölgeleri uzun süre kuşatma altında tutabilir.
3 bin militanı olan ve Ceyşül Mücahidin’e bağlı Festakim Kema Ümirte’nin siyasi sözcüsü Zekeriya Melahefçi, Halep’in son üç gündür yoğun saldırı altında olduğunu söyledi. Rejimin ağır silahlar kullandığını söyleyen sözcü herkesin, bunun son beş yıldır yaşanan en kötü durum olduğu konusunda hemfikir olduğunu da ekledi.
Amerika’nın Sesi’ne e-posta atan Melahefçi, “Rejimin Halep’i kuşatmak istediği çok açık” dedi.
Diğer komutanlar da onunla hemfikir. Rejimin amacının Halep’in muhaliflerin elindeki bölümünü aç bırakmayı planladığını söylüyorlar. Esat rejimi muhalefetin elindeki Humus’ta da bunu uyguladı.
Melahefçi, Halep’in muhalif mahallelerine yönelik tam bir kuşatmanın bu bölgeleri yeni bir Medaya’ya dönüştüreceği uyarısında bulunuyor. Şam’ın kuzeybatısındaki bu kasaba son 7 aydır Esat güçleri tarafından kuşatma altında ve halkın durumu uluslararası kamuoyundan büyük tepki topladı.
Melahefçi, Halep’in büyük bir kent olduğunu ve burada yaşanacak insani felaketin çok daha büyük olacağının altını çiziyor.
Halep’te Batı ve Körfez ülkelerinden destek alan muhaliflerin kentin batısına doğru uzanan ve İdlib üzerinden Türkiye’ye ulaşan daha uzun ve zahmetli bir ikmal hattı daha var. Ancak bu yol da tehdit altında. Esat rejimi güçleri güçleri, Hizbullar milisleri ve İran Devrim Muhafızları, İdlib’teki ayaklanmacıların üzerinde de yoğun baskı kurmuş durumda.
Suriye İnsan Hakları İzleme Direktörü Rami Abdülrahman, rejim güçlerinin Halep’teki muhalif mahalleleri, güney, doğu ve kuzeyden kuşattığını ifade etti.
Abdülrahman, Esat güçlerinin Rus desteği sayesinde üç gün içerisinde, üç yıl boyunca yapamadıklarını başardığını da ekledi.
Üst düzey muhalif komutanlar Halep kırsalındaki durumlarının ciddiyetini gizlemiyor. Özgür Suriye Ordusu komutanlarından Ahmed El Seud, “Kuzeyde belirleyici bir savaş olacağa benziyor” diyor. El Seud’un komutanlığını yaptığı 13’üncü Bölük ve diğer gruplara Amerika ve Batılı ülkeler tanksavar TOW füzeleri de dahil olmak üzere silah yardımı yapıyordu. El Seud, muhalif milislerin bölgeyi ellerinden geldiği kadar güçlendirmeye çalıştığını söyledi.
İslamcı Nur El Din El Zenki Hareketi, yaptığı açıklamada 4 bin savaşçısını besleyecek gıdaya sahip olmadığını açıkladı.
Muhalif militan Muhammed Ebu İslam, Amerika’nın Sesi’ne cüretkar bir tavırla konuşarak muhaliflerin direndiğini söyledi ve çatışmaların sürdüğünü, büyük bir onurla savaştıklarını belirtti.
Ebu İslam, Halep’e giden ana ikmal yollarının kapandığını doğruladı. Halep’in kuzey yönündeki kırsaldan koptuğunu söyleyen militan, arazideki durumun son derece üzücü ve çaresiz olduğunu da ekledi.
IŞİD’in rejim taarruzlarından yararlanmaya çalıştığını söyleyen milis, örgütün Türkiye sınırına yakın, muhaliflerin elinde olan Marea ve Tel Rıfat’a top atışlarına başladığını söyledi.
Hükümetin Nebul ve Zehra’ya yönelik 3 yıllık kuşatmayı kırmasından hemen önce ılımlı ve İslamcı gruplar El Nusra’ya yardım çağrısı yaptı. El Nusra bölgeye İdlib’den 800 savaşçı ve 200 araçlık bir konvoy yolladı. Bu gruplar şu anda rejimin Zehra’nın 13 kilometre uzağındaki Ratyan köyüne yönelik taarruzuna direnmeye çalışıyor.
Hükümet güçlerinin ilerleyişi daha önce görülmemiş yoğunluktaki bombardımanların ve Rus hava güçlerinin ağır saldırılarını izledi. Suriye İnsan Hakları İzleme örgütü, son günlerde Halep bölgesinde 320 hava saldırısı düzenlendiğini bildirdi. Melahefçi, bu rakamı 340 olarak verdi.
Halep kırsalından gelen fotoğraflar ileri teknolojiye ve TOW füzelerine karşı koyabilecek savunma sistemlerine sahip Rus T-90 tanklarının varlığını ortaya koydu.
Rejimin Eylül ayında Rusya’nın Suriye’ye müdahalesinden beri en önemli taarruzu, BM Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın başlattığı ancak ara verdiği barış görüşmeleriyle ilgili umutları da azalttı. Temsilci, Halep çevresindeki Rus bombardımanı nedeniyle Suriyeli muhaliflerin görüşmelerden çekildiğini açıklamak durumunda kaldı.
Rus Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Kremlin’in terör güçleri gerçekten mağlup edilene kadar hava saldırılarını sürdüreceğini söylüyor. Suriye hükümeti ve Rusya, Esat’ı devirmeye çalışan tüm militanları terörist olarak tanımlıyor.
Suriye’nin kuzeyindeki taarruz Fransa tarafından kınandı. Laurent Fabius, Şam ve Moskova’yı Cenevre’deki barış görüşmelerini baltalamakla suçladı.
Muhalif liderler Amerika’nın Sesi’ne, Halep kırsalında savaş sürerken Şubat ayında görüşme masasına dönülmesinin düşük bir olasılık olduğunu söyledi. Melahefçi “Esat öldürmeyi bırakmaz” dedi. Melahefçi, bunun ancak Esat’ın askeri olarak mağlup olmasıyla mümkün olduğunu söylerken, katliamları engellemek için Batı’nın desteğine ve ağır silahlara gereksinimleri olduğunu belirtti.
Melahefçi, Amerika’nın omuzdan atılan hava savunma füzelerinin kendilerine verilmemesi yönündeki kararından dönmesi gerektiğini belirtti. Bu karara Batılı ve Körfez müttefikleri de uyuyor. Muhalifler yıllardır bu füzeleri talep etse de Washington reddediyor. Çünkü Amerika, ılımlı muhaliflere verilen bu füzelerin cihatçılarla paylaşılmasından ve bu silahların sivil uçakları hedef almak için kullanılmasından endişe duyuyor. Melahefçi ise “Yasak insanlığa karşı ve etik değil, rejimin hava saldırıları her gün katliamlara neden oluyor” diyor.
Esat güçleri bir yıla yakın Halep çevresindeki muhalif alanları kuşatarak bu grupların Türkiye ile bağını kesmeye çalışıyor. Esat taraftarı güçler, bunu başarmaya birkaç kez yaklaşsa da çevredeki muhalifler tarafından bazen son dakikada püskürtüldüler. Halep’in 10 km’den az kuzeyindeki Henderat’taki kilit önemdeki bir kavşak, kente giden bir yolun kontrolünü sağlıyor. Rejim güçleri daha önce bu kavşağı ele geçirmeyi başaramadı. Ancak, şimdi bunu başardıklarını söylüyorlar.
Çatışmalar Halep’ten binlerce kişinin kuzeye doğru, Kürt kenti Afrin’e kaçmasına neden oldu. Yardım kuruluşları çok daha büyük sayıda kişinin bunu izleyeceği uyarısında bulundu.
BM İnsani İşler Sekreter Yardımcısı Stephen O’Brien, İngiliz Independent gazetesine verdiği demeçte, Halep’in kuşatılmasının ciddi sonuçlar doğuracağını söyledi.
Suriye’de olanların Halep’te böyle bir durum yaşanmadan da son derece ciddi olduğuna dikkat çeken O’Brien, buna rağmen bu kentte durumun kötüleşmesi durumunda, insani yardım sağlayacak konvoyların geçiş yapabileceği bir yola acil olarak gereksinim duyacaklarını ifade etti.