Wilson Center Ortadoğu Programı Direktörü Henri Barkey, Türkiye’de erken seçimleri kaçınılmaz gördüğünü, ancak “AKP’nin mutlak çoğunluğu kazanması ihtimali dahil” erken seçimlerin sonucu ne olursa olsun, seçimlerden sonra barış sürecine dönülmesi gerektiğini açıkladı.
Son olaylarla birlikte Türkiye’de “devlet ve Kürtler arasında çok ciddi bölünme yaşandığını” savunan Barkey, “HDP’nin baraj altında kaldığı bir senaryoda, İstanbul, Adana, Mersin gibi şehirlerde çok büyük olayların gelişeceğini ve bunun çok kötü bir şekilde Türk ekonomisine yansıyacağını tahmin etmek zor değil” diye konuştu.
‘Suruç’tan sonra PKK’nın iki polisin öldürmesi kötüydü’
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan ve Türkiye’de Suruç’taki intihar saldırısı sonrası yaşanan olayları, PKK operasyonlarını ve PKK’nın karşı saldırılarını değerlendirmesini istediğimiz Henri Barkey, ateşkesin bozulmasını “kötü bir olay” diye yorumlarken PKK’nın Suruç olaylarından sonra iki polisi öldürmesini “korkunç kötü, anlamsız bir risk” diye niteledi. PKK’nın bu riski alarak, “Cumhurbaşkanı’na istediği kartı verdiğini” söyleyen Barkey, şu anda PKK’ya karşı “topyekun bir savaş yaşanıyor” diye konuştu.
Türkiye’de Kobani olaylarından bu yana devlet ve Kürtler arasında tansiyonun yükseldiğinin altını çizen Barkey, “Seçim kampanyasında da HPD’ye muazzam bir saldırı vardı. Hem Cumhurbaşkanı, hem AKP hem de onların basını saldırdı, çullandılar. Buna rağmen HDP barajı geçti” diye konuştu.
‘Amerika’nın istediği İncirlik’
Türkiye’nin Suruç olaylarından bu yana IŞİD’e ve PKK’ya karşı düzenlediği operasyonlara da değinen Barkey, Ankara’nın IŞİD’le mücadelesinin önemli olmadığını savunarak, Amerika’nın istediği iki şeyin sınırlardan cihatçıların geçişinin engellenmesiyle İncirlik ve diğer üslerin Amerikan uçaklarına açılması olduğunu belirtti.
ABD Kongresi’nde Türkiye’nin operasyonlarını IŞİD yerine PKK’ya yoğunlaştırması konusunun yarattığı rahatsızlığı sorduğumuz Barkey, Türkiye’nin “aslında IŞİD’e yardımcı olduğu, IŞİD’e göz kırptığı ve IŞİD savaşçılarının Türkiye’den geçmesine ve hastanelerde tedavi görmesine izin veren ülke olarak görüldüğünü” söyledi. Barkey, “Dolayısıyla Türkiye’nin kendi imajını düzeltmesi açısından hem sınırı kapatması, hem de bu üsleri Amerikalılar’a açması gerekiyor. IŞİD’e saldırmış, saldırmamış, bence o kadar önemli değil” diye konuştu.
“Amerika’nın planı çok ciddi bir şekilde DAEŞ’e saldırmak ve DAEŞ’i muazzam bir şekilde eritmeye çalışmak” diye konuşan Barkey, yalnızca Suriye’de değil ama Irak’ın Musul kentini bir yıldır işgal altında bulunduran örgütün bu kentten çıkarılarak Irak’ın toprak bütünlüğünün sağlanmasının amaçlandığını belirtti. Türkiye uzmanı, Amerika’nın IŞİD’e saldırma görevini kendisinin yürütmek istediğini, ama bunun için de İncirlik de dahil, Türkiye’deki üsleri kullanmayı amaçladığını belirtti.
IŞİD’le mücadele koalisyonuna önderlik eden Amerika, Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren örgüte ait hedefleri havadan vurabilmek için Ürdün, Katar ya da Körfez’deki uçak gemilerinden uçak ya da insansız hava aracı kaldırıyor. Uzmanlar, Türkiye’nin İncirlik üssünü ve diğer üsleri koalisyonun kullanımına açmış olmasının, bu uçaklara zaman ve mesafe açısından önemli kazançlar sağlayacağını vurguluyor. Amerika kısa bir zaman önce Türkiye üzerinden IŞİD hedeflerine İHA’larla hava operasyonları başlattığını açıklamıştı.
‘ABD PYD’yi terör örgütü olarak görmüyor ve vurulmasına karşı’
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Wilson Center Ortadoğu Programı Direktörü Henri Barkey, Washington’un Türkiye’nin düzenlediği PKK operasyonlarına destek vermesini de değerlendirdi.
Amerikan yönetiminden gelen resmi açıklamalar, PKK operasyonlarıyla ilgili olarak “Türkiye’nin meşru kendini savunma hakkı olduğu” yönünde, ancak bu açıklamalarda Ankara’nın terör örgütü olarak gördüğü PYD’nin vurulmasına kesin dille karşı çıkılıyor.
“Amerika’nın istemediği şey Türkiye’nin PKK’yla savaşırken PYD’ye saldırması” diye konuşan Barkey, “Türkiye PYD ve PKK arasında bir fark gözetmese de, Amerika için çok büyük fark var ikisinin arasında” diyor.
PYD’nin Amerika’nın gözünde PKK’yla ilişkisi olmasına rağmen terör örgütü olarak görülmediğinin altını çizen uzman, IŞİD’i sahada yenilgiye uğratmış tek kesimin PYD olduğuna dikkati çekerek, “Geçenlerde Başkan (Obama) Suriye ve Irak’ta ‘iyi savaşan ortaklarla IŞİD’i yenebiliriz’ dedi. Ondan kastettiği tek örgüt PYD idi” şeklinde konuşuyor.
Amerika’yla PYD arasındaki ilişkinin çok yakın olduğunu vurgulayan Barkey, örgütün bir üst düzey danışmanının Erbil’deki Amerikan komuta merkezinde daimi olarak tutulduğunu hatırlatıyor. “ABD ve PYD çok yakın çalışıyor, bu ilişkinin bozulmasını istemiyor ABD. Eğer ABD Türkiye’ye PKK konusunda bir şey söylemiyorsa, PYD konusunda çok ciddi uyarılarda bulunmuştur” diyor.
PYD hedeflerinin vurulmasını Amerika açısından ‘kırmızı çizgi’ olarak değerlendiren Barkey, “Kırmızı çizgiye saldırırsa Amerika ne yapar bilemem, ama PYD’ye saldırı nedeniyle Türkiye’yle ilişkilerin zedelenmesi (olasılığı) gerçekçi olabilir” ifadesini kullandı.