Türkiye, ABD ve NATO birliklerinin Afganistan’dan çekilmesi sonrasında, Kabil’deki uluslararası havaalanının güvenliğini sağlama planları üzerindeki çalışmalarına devam ediyor. Bu çerçevede de Washington yönetimiyle müzakerelerini sürdürüyor.
Taleban, başlangıçta, çekilme sonrasında Afganistan’da kalması durumunda Türkiye’yi işgalci kuvvet olarak göreceğini açıkladı. Ancak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kıbrıs ziyareti sırasında, konuyla ilgili açıklamalarında bu tehdidi önemsemedi, aksine görüşmelerin devam edeceğini belirtti.
Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, Lefkoşa Hala Sultan Camii’nde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile kıldığı bayram namazının ardından yaptığı değerlendirmelerde, Taleban ile görüşme yürütebilecekleri mesajını verdi ve “Nasıl ki Amerika’yla bazı görüşmeleri yaptıysa Taleban’ın Türkiye ile bu görüşmeleri çok daha rahat yapması lazım. Çünkü Türkiye’nin onun inancıyla alakalı ters bir yanı yok, ters bir yanı olmadığı için de onlarla bu konuları daha iyi görüşeceğimize, anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum. Doha’dan oraya akan bir süreç var, bu süreci de iyi değerlendireceğimizi düşünüyorum. Başka alternatifler var, bu alternatifler üzerinde de şu anda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz” dedi.
Ankara, Afganistan’la tarihi bağlarının ve NATO’nun tek Müslüman üyesi olmanın Taleban’ın tepkisini yumuşatacağını tahmin ediyor. Afganistan’daki 500 kişilik Türk birliği de bugüne kadar Taleban militanlarıyla çatışmaya girmedi.
Erdoğan’ın Kuzey Kıbrıs’taki açıklamalarının ardından TRT’nin Arapça kanalı TRT Arabi’ye söyleşi veren Taleban Sözcüsü Zabihullah Mücahid de Afganistan’da çözümün ‘‘kapsayıcı bir İslami hükümette’’ olduğunu belirtti ve Türkiye ile ortak noktaları olduğunun altını çizdi.
Taleban sözcüsü, ‘‘Türkiye ile iyi ilişkiler istiyoruz, Türkiye bizim kardeşimiz; inanca dayalı pek çok ortak noktamız var. Türkiye'nin geçmişi bırakıp bugüne ve geleceğe dönmesini istiyoruz. Ondan sonra diyalog isteyebiliriz" dedi.
Ancak Dış Politika Enstitüsü Başkanı Hüseyin Bağcı, Ankara’nın dikkatli hareket etmesi gerektiği görüşünde. Kabil’deki havaalanının güvenliğini sağlamanın Türk dış politikası açısından tehlikeli sonuçları olabileceğini söyleyen Bağcı, Taleban’ın Afganistan’da hiçbir yabancı güç istemediğine dikkat çekiyor.
Ankara’nın Washington’la yaptığı müzakereler de devam ediyor. Her iki taraf da görüşmeleri “verimli” olarak nitelendiriyor. Uluslararası ilişkiler profesörü ve Gazete Duvar yazarı İlhan Uzgel, Türkiye’nin havaalanını koruma görevini Washington’la ilişkilerini düzeltmek için bir fırsat olarak gördüğünü söylüyor. AKP hükümetinin, Biden yönetimiyle ilişkileri düzeltmeye çalıştığını kaydeden Uzgel, Ankara’nın ABD’ye iyi bir müttefik olduğunu ve bu nedenle gözardı edilemeyeceğini kanıtlamak istediğini belirtiyor.
Türkiye, Taleban’la ilişkileri güçlendirmek için yakın müttefikleri Katar ve Pakistan’dan destek arayışında. Ancak Hüseyin Bağcı, Afganistan’da kontrolu ele geçirmeye yakın olduğunu düşünen Taleban açısından bu ülkelerin öneminin azaldığını kaydediyor.
Bağcı’ya göre, Pakistan, Katar ve Türkiye Taleban açısından öncelikli ülkeler değil; ABD, Çin, Rusya ve bir ölçüye kadar Hindistan daha önemli.
Uzgel de Taleban, Türkiye’ye yönelik ilk tehdidini sürdürmeye devam ederse, bunun Türkiye için tehlikeli olabileceğine işaret ediyor. Ancak Türkiye ile ABD arasındaki görüşmelerde olumlu sonuç alınamazsa, Ankara’nın bu görevi üstlenmeyeceğine ve bu durumda da Taleban karşısında geri adım atmadan riski savuşturabileceğine de dikkat çekiyor.