Erişilebilirlik

Emniyet’te ‘Casus’ Operasyonu


FILE - Rosa Parks, whose refusal to move to the back of a bus, touched off the Montgomery bus boycott and the beginning of the civil rights movement, is fingerprinted by police Lt. D.H. Lackey in Montgomery, Alabama, Feb. 22, 1956.
FILE - Rosa Parks, whose refusal to move to the back of a bus, touched off the Montgomery bus boycott and the beginning of the civil rights movement, is fingerprinted by police Lt. D.H. Lackey in Montgomery, Alabama, Feb. 22, 1956.

İstanbul’da başlatılan operasyonda aralarında yakın dönemde İstanbul Emniyeti’nin en güçlü isimleri arasında gösterilen eski terörle mücadele müdürleri Yurt Atayün ve Ömer Köse ile eski istihbarat müdürü Ali Fuat Yılmazer de bulunuyor

17 ve 25 Aralık soruşturmalarıyla birlikte Hükümet’le Cemaat arasında başlayan gerilimin ardından sıkça telaffuz edilen ‘paralel yapı operasyonu’ cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde geldi. Daha gün ışımadan yapılan operasyonda, aralarında yakın dönemde İstanbul Emniyeti’nin en güçlü isimleri arasında gösterilen eski terörle mücadele müdürleri Yurt Atayün ve Ömer Köse ile eski istihbarat müdürü Ali Fuat Yılmazer gözaltına alındı.

Operasyonlar iki farklı soruşturma kapsamında yapılıyor. Bunlardan biri, kamuoyunda ‘Selam-Tevhid örgütü operasyonu’ olarak bilinen soruşturmanın bir kurgu olması, diğeri ise yasadışı dinlemeler.

İlk operasyonun nedeni ‘sözde’ Selam-Tevhid örgütü soruşturması

İstanbul Başsavcılığı iki farklı soruşturma için iki farklı açıklama yaptı.

Başsavcılık, hakkında arama ve yakalama kararı çıkarılan emniyet mensuplarının ortada terör örgütü kurulduğu yönünde delil olmadığı halde yürüttükleri ‘sözde Selam-Tevhid operasyonu kapsamında, 251 kişi hakkında araştırma yaptıklarını ifade etti.

Başsavcılıktan yapılan açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve bakanlarının, diğer ülke yetkilileri ile görüşmelerinin kaydedildiği, MİT Müsteşarı'nın kod adıyla örgüt üyesi olarak dinlenilip kaydedildiği, özetle casusluk yapıldığının tespiti üzerine soruşturma yapan, gerçekte amaçlarının casusluk olduğu belirlenen 76 emniyet görevlisi hakkında yakalama ve gözaltı talimatı verilmiştir” dendi.

76 şüpheli emniyet görevlisinden 67’si şu ana kadar yakalananlar arasında.

İkinci Operasyonun nedeni yasadışı dinleme

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı ikinci açıklamada ise “çok sayıda kişinin sahte kimlik ve bilgilerle değişik zaman dilimlerinde özel amaçlı dinlenilip, konuşmalarının kayda alındığı” yönündeki ihbar üzerine soruşturmanın başlatıldığını belirtildi.

Başsavcılığa göre, milletvekili, hakim, gazeteci ve üst düzey bürokratların aralarında bulunduğu yaklaşık 250 kişinin sahte belgelerle ilgisi olmadıkları, yasadışı örgüt üyesi oldukları gerekçeleriyle dinlenmiş.

Toplam şüpheli sayısı 115

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Okan Özsoy tarafından yürütülen soruşturma kapsamında haklarında yakalama, arama ve gözaltı kararı verilmiş 39 şüpheliden 32’si gözaltına alındı, diğerleri ise hala aranıyor.

Soruşturma kapsamında yalnız İstanbul’da değil Ankara, İzmir, Diyarbakır, Van ve Bitlis’te çok sayıda polis aranıyor.

Paralel yürüyen iki soruşturmada 115 emniyet görevlisinden 67’si şu ana dek gözaltına alındı.

Adalet Bakanı: ‘Bilgim yok, medyadan izliyorum’

Hükümet adına operasyona dair ilk açıklama Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan geldi. Adalet Bakanı, operasyon hakkında bilgisi olmadığını, gelişmeleri medyadan takip ettiğini söyledi.

Erdoğan: ‘Operasyon başka alanlara da sıçrayabilir’

TBMM Grup konuşmasında operasyonla ilgili değerlendirme yapmayan Başbakan Erdoğan ise Meclis’ten çıkarken gazetecilerin soruları üzerine üstü kapalı bir açıklama yaptı. Daha önceki sık sık “inlerine gireceğiz” şeklinde ifadeler kullanan Erdoğan, bu kez “Operasyon başka alanlara da sıçrayabilir, izlemedeyiz. Ne çıkacağız, hep birlikte göreceğiz” diye konuştu.

İhsanoğlu: ‘Üzüldüm, adli takibat intikam ruhu içerisinde olmamalı’

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu da seçim faaliyeti için gittiği İzmir’de kendisine yöneltilen sorular üzerine tutuklamalara üzüldüğünü söyledi.

İhsanoğlu, “adli takibat, intikam ruhu içerisinde olmamalı. Eğer gerçekten suç işleyen varsa ister polis isterse milletvekili, bakan olsun, devletin hangi görevinde olursa olsun, en küçüğünden büyüğüne kadar böyle bir şey yapmışsa bu muhakkak ki kanun karşısında eşit muamele, adil bir şekilde yargılanıp kanunda cezası neyse onu alması lazım. Bu uzun zamandan beri birtakım emniyet, yargı mensuplarına, savcı, hakim ve emniyet müdürlerine birtakım lekeleme kampanyaları başlatıldı. Kanun kitaplarında tarifi olmayan suçlarla suçladıklarını görüyoruz” dedi.

Ahmet Şık: ‘Gözaltına alınan kritik isimler kitabımda yer alıyor’

Soruşturmayı cemaatin yargı ve emniyetteki varlığını araştırırken tutuklanan ve bir yıl tutuklu kalan Ahmet Şık’a sordum. Çalışmasını ‘000 Kitap-Dokunan Yanar’ adıyla yayınlayan Şık, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, ‘‘Başta Ergenekon soruşturmaları beni bayağı umutlandırdı. Acaba ‘derin devlet soruşturması olur mu’ diye düşündüm. Ancak soruşturmanın giderek rövanşizm üzerine kurulu olduğunu ve adeta ‘doğal düşmanları’ ortadan kaldırmayı hedeflediğini fark ettim ve emniyet ve yargı içindeki yapılanmayı araştırdığım söz konusu çalışmayı yaptım. Bugün gözaltına alınan isimler arasında en çok konuşulanlar o kitapta var’’ dedi.

Şık, Ergenekon, Balyoz, KCK, Devrimci Karargah, Fenerbahçe, Cübbeli Ahmet Hoca gibi soruşturmalarda ihmali bulunan polislerin gözaltına alındığını söylemesine rağmen soruşturma hakkında ciddi kaygılar taşıyor. Çünkü ona göre, daha önce Ergenekon soruşturmasında bariz şekilde görüldüğü gibi “suçlular gerçek suçlarından yargılanmayacak.”

Şık: ‘Gözaltına alınanlar beyim takımı ama gerçek suçlarından yargılanacaklarını düşünmüyorum’

Şık, iddiasını şöyle temellendiriyor:

“Bugün gözaltına alınan isimler arasında görevleri itibariyle kritik pozisyonda olanlar Ergenekon, Balyoz, KCK, Devrimci Karagah, Cüppeli Ahmet Hoca ve Fenerbahçe soruşturmalarındaki icracı kişiler, hatta daha doğru bir ifadeyle beyin takımı. Ancak ben gerçek suçluların gerçek suçlarından yargılanacağını düşünmüyorum. Zira bu isimler az önce saydığım soruşturmalardan değil, iktidarı hedef alan -MİT kriziyle başlayan 17 Aralık ve 25 Aralık süreçleriyle zirveye ulaşan- soruşturmalardan yargılanacak. Çünkü Ergenekon KCK ve benzeri soruşturmalarda cemaatin içindeki ‘kontrgerilla’ olarak tanımladığım bu yapı, o dönem ki ‘çete faaliyetlerinde’ icracılar olsalar da siyasi erk AKP’deydi. O nedenle birlikte yargılanmaları gerekiyor. Ancak ben birlikte yargılanacaklarına dair bir irade görmüyorum.”

Şık: ‘Bu soruşturma Ergenekon’daki sahte kahramanlar yaratmamalı’

OdaTV davasında yargılanırken “Bir dönem gelecek, bugün bizi haksız yere suçlayanları haksızlığa uğradıkları için yine biz savunmak zorunda kalacağız” diyen Ahmet Şık, soruşturmanın hukuk içinde yürütülmesi gerektiğini belirtti ve “Ergenekon davasında bazı sanıklar gerçek suçlarından yargılanmadığı için ‘sahte kahramanlar’, ‘sahte mağdurlar’ yarattı. Korkarım bu soruşturmada da aynısı olabilir. Bu nedenle gerçek suçlarından yargılanmalılar” dedi.

XS
SM
MD
LG