Birçok orta Amerikalı için Amerika’ya gelmek hayatın en önemli amaçlarından biri. Amerika, daha iyi iş, daha fazla kazanç, kendileri, aileleri ve çocukları için daha güzel bir yaşam demek. Bu sebeple her yıl binlerce kişi bir şekilde Amerika’ya ulaştıktan sonra burada kalma yolları arıyor. İster yasal yollardan ister kaçak girmiş olsun buraya gelenlerin amacı Amerika’ya yerleşmek. Bu noktada çoğu kişi sığınma başvurusunda bulunuyor. Birçok kaçak, dilini bile bilmedikleri bu ülkede bir anda sınırdışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliyor. Bu noktada yardımlarına çeşitli sivil toplum örgütleri koşuyor. Teksas eyaletinin sınır kenti El Paso’daki Las Americas da bunlardan biri.
Las Americas'dan Linda Rivas, "Las Americas 30 yıl önce kurulmuş kar amacı gütmeyen bir sivil toplum örgütü. Göçmenler için yasal danışmanlık hizmeti veriyoruz. Mitch kasırgasından sonra orta Amerika’yı terkeden birçok kişinin Amerika’ya göçmenlik başvurusu yapması sürecinde onlara yardım etmeye başladık ve bugün de devam ediyoruz. Ailelerin biraraya getirilmesi, birlikte kalabilmeleri ve sınırdışı edilmelerini önlemek için yardım ediyor, vatandaşlık işlemlerinin yürümesi için katkıda bulunuyoruz. Ayrıca gözaltına alınan, gözaltında olan ya da olmayan ama sınırdışı işlemleri başlamış kişilere de yasal destek sağlıyoruz," diyor.
Bu tarz sivil toplum örgütleri gibi Las Americas da zor durumdaki kaçaklara ulaşmak için sosyal medyayı etkin şekilde kullanıyor. Kişi ister gözaltında ister dışarıda olsun bu tarz kurumlardan yardım alabiliyor.
Rivas, ,"Özellikle Facebook üzerinde son derece etkin bir iletişimimiz var. Ayrıca ayda iki kez danışmanlık günleri düzenliyoruz. Her ayın ilk ve üçüncü Perşembe günü danışmanlık günlerimiz oluyor. Bu şekilde kısıtlı tutuyoruz çünkü biz çok küçük bir derneğiz. Linda3: Çeşitli göçmenlik davaları üzerinde çalışıyoruz. Örneğin henüz sınırı geçmiş olan kişilerle ilgili işlemler üzerinde duruyoruz. Sınırı henüz geçmiş ve gözaltına alınmış olabilirler. El Paso’da ya da New Mexico’daki gözaltı merkezinde tutuluyor olabilirler. Talep etmeleri halinde bu kişilerin yasal olarak temsil edilme işlemlerini yürütüyoruz. Ve bu işlemleri tamamen ücretsiz olarak gerçekleştiriyoruz. Gözaltına alınan kişiler genel olarak sığınma hakkı istiyorlar ancak bizim öncelikli olarak üzerinde durduğumuz konu, bu kişilerin önce serbest bırakılmasını sağlamak oluyor. Bu amaçla onları ilgili davalarda temsil ediyor ve karşılıklı anlaşma sağlanması için çalışıyoruz," diyor.
Las Americas’ın üzerinde özellikle çalıştığı konulardan biri de vatandaşlık başvurusu işlemleri oluyor.
Linda Rivas, "Tüm şartları yerine getirmiş ve vatandaşlık hakkı kazanabilecek konumda olan çok sayıda kişi var. Onların da her aşamalarında ve sınavlarında destek sağlıyoruz, dil konusunda destek vermek gibi. Ailelerin dosyalarını takip ediyoruz. Yeni evlenen ya da bir süredir evli olan ama aile olarak başvuruda bulunmamış kişilere yardımcı oluyoruz. Bu, eşlerin ya da çocukların işlemlerini yürütmek şeklinde olabiliyor. Bu kişiler genelde Meksikalı ve burada yaşayan kişilerle ilgili davalar oluyor. Ayrıca DACA olarak bilinen burada dünyaya gelmiş, yaşayan, çalışan kişilerin davaları konusunda da danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bugünlerde son derece yoğun durumdayız. Şu an son başvuru tarihine kadar yetiştirmek üzere elimizde en az 50 kişiye ait dosya var," diyor.
Las Americas’ın yöneticisi Linda Rivas’a göre Başkan Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte kendilerinin kaçaklara verdikleri hizmetler konusunda da ciddi sıkıntılar ortaya çıkmaya başladı: "Açıkçası özellikle yeni Başkan’ın göreve gelmesinden sonra işimiz iyiden iyiye zorlaştı ama biz yine de koşulları zorlamaya devam ediyoruz ve bu sene de kazandığımız davalar oldu."
Las Americas küçük bir kuruluş olmasına karşın her yıl yüzlerce kaçak göçmene yardımda bulunuyor.
Rivas, "Biz bir yıl içinde çok değişik konularda toplamda yaklaşık 200 kişiye yardımcı oluyoruz. Ancak her yıl sadece en az 200 başvuru da gözaltı merkezlerinden alıyoruz. Bunun iki katı kadar başvuru da gözaltında olmayan kişilerden geliyor. Bu yıllara göre değişiyor. Ancak maalesef biz mevcut kadromuzu her yıl iki kat arttıramıyoruz. Bu noktada çeşitli vakıflardan ve yardımseverlerden yardım almaya devam ediyoruz. Bunu yapmak zorundayız çünkü sayı arttıkça masraflarımız da yükseliyor. Ancak her şekilde mevcut kapasitemizi daha da arttırmak istiyoruz. Umudumuz bu yönde," diyor.
Peki ya duvar projesi? Eğer duvar örülürse kaçak göçmenlerin sayısında bir azalma olur mu? Linda Rivas’a göre örülecek bir duvarın Amerika’ya göçü önlemesi mümkün görünmüyor. Amerika ve Meksika arasındaki tarihi ve kültürel bağlar da arada bir duvar olmasını reddediyor: "Tüm hayatı boyunca burada sınır bölgesinde yaşamış ve aynı zamanda kaçak göçmenlere hizmet veren bir avukat ve sivil toplum kuruluşu yöneticisi olarak şunu söyleyebilirim ki burada zaten bir duvar var. Duvar ve teller şeklinde sınır boyunca örülmüş bir duvar zaten mevcut. Ayrıca buraya göçmelik başvurusu yapmaya gelenlerin büyük bir kısmı kaçak olarak geçiş yapmıyor. Gümrükte belgelerini gösterip daha sonra iltica talebinde bulunuyorlar. Dolayısıyla yeni bir duvar projesi tamamen gereksiz. Bizler kesinlike böyle bir projeye ihtiyaç olmadığını düşünüyoruz. Ayrıca burası son derece güvenli bir kent. Her yıl kendi ölçeğindeki şehirler arasında en güvenlilerinden biri olarak seçiliyor. Bizler ayrıca burada sınırın iki tarafında yaşayan kişiler olarak Meksika – Amerika devriminden bugüne kadar herkesle ortak değerleri paylaşıyoruz. İki ülkenin tarihlerinin iç içe olduğunu biliyoruz. El Paso’yu bu kadar güzel yapan da bu ortak kültür. Buraya örülecek bir duvar kimseyi buraya gelmekten ya da bu ortak değerleri paylaşmaktan vazgeçirmeyecek. Dolayısıyla bir duvar örme girişimi son derece ırkçı, yanlış ve gereksiz. Biz duvar örülmesi yerine daha insani yaklaşımlar içerecek nitelikte yeni göçmenlik uygulamaları geliştirilmesini istiyoruz."
Hayatını kaçak göçmenlerin avukatlığına adayan Linda Rivas için göçmenler Amerika için çok şey ifade ediyor ve ülkeye büyük hizmetlerde bulunuyorlar:
"Ben burada iltica başvurusunda bulunmuş onlarca kişinin davaları üzerinde çalışıyorum. Bunların bir kısmı Başkan Ronald Reagan zamanında çıkarılmış aftan bu yana vatandaşlık haklarını almak için mücadele ediyor. Ve tüm bu kişilerin bu ülke için neler yaptıklarına baktığımda harika şeyler görüyorum. Bu kişiler hayatları boyunca bu ülke için çalışmışlar, üretmişler ve vergilerini ödemişler, hatta çocuklarını bu ülkenin ordusuna asker olarak göndermişler. Eğer o zaman bir af çıkmasa ve bu kişilerin burada kalmasına izin verilmeseydi, aileler parçalansaydı, hepsi sınırdışı edilseydi, El Paso nasıl bir yer olurdu, düşünmek bile istemiyorum. Bizler toplumumuza hizmet ediyoruz onlar benim hergün görüştüğüm, birlikte yaşadığım insanlar. Onlardan bazılarının vatandaşlık hakları olması beni onlardan üstün ya da onları El Paso’da topluma daha az katkı sunan insanlar haline getirmiyor. Dolayısıyla ben bir sorun görmüyorum. Onları buraya gelecek, çalışacak, bu ülkeye katkı sağlayacak kişiler olarak görüyorum sınırdışı edilecek insanlar olarak değil. Bu durum çocukların ruh sağlığını da etkiliyor çünkü onlar da sürekli ailelerimiz sınnırdışı edilecek mi korkusuyla yaşıyorlar."