Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye, savaş nedeniyle ülkelerini terk eden 3 milyon 610 bin Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapıyor.
Türkiye'de bulunan Suriyeliler’in yüzde 93'ü bugün mülteci kamplarının dışında yaşıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) raporuna göre Türkiye'deki tüm mültecilerin yaklaşık yüzde 50'si Gaziantep, Hatay, İstanbul ve Şanlıurfa’da kayıtlı.
Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Göç ve Acil Durum Eğitim Daire Başkanlığı’nın verilerine göre Türkiye'de eğitim çağında olan 1 milyon 234 bin 439 Suriyeli çocuk bulunuyor.
2014-2015 eğitim öğretim yılında Türkiye'de bulunan eğitim çağındaki 756 bin Suriyeli öğrenciden 230 bini, yani yüzde 30’u okullara kayıt edilebilirken, 2018-2019 eğitim öğretim yılı itibarıyla Türkiye'de bulunan 1 milyon 234 bin 439 Suriyeli çocuktan 648 bini okullara kayıt yaptırdığı kaydedildi.
Ancak uzmanlara göre bu öğrencilerden bir kısmı maddi sebeplerden ötürü okuluna devam edemiyor.
Ekonomik nedenlerle çalışmak zorunda olan sığınmacı çocuklarda okullaşma oranının en düşük olduğu eğitim kademesi orta öğretim olarak belirlenirken, okullaşma oranında en büyük başarı ise ilkokul eğitim kademesinde sağlandı.
Suriye’nin Halep kentinden daha 11 yaşındayken ailesiyle birlikte ayrılmak zorunda kalan Ramadan El Hamed de okulunu yarım bırakıp çalışmak zorunda kalan sığınmacı çocuklardan.
2014 yılından bu yana İstanbul’da yaşayan Ramadan şimdi 16 yaşında. Ramadan, şu anda İstanbul’da bir lokantada çalışarak ailesine destek olmaya çalışıyor.
“Doktor olma hayalim vardı”
“Suriye’de yaşarken okula gidiyordum. Babam çalışıyordu ve gayet mutluyduk. Savaşın başlamasıyla birlikte Türkiye’ye kaçmak zorunda kaldık. İlk başlarda dil bilmediğimiz için çok zorlandık. Babam beni okula göndermek istedi ama benim aileme destek olmak için çalışmam gerekiyordu. Bu yüzden maalesef okula devam edemedim. Çünkü aileme destek olmak zorundaydım. Herkes okumak ister. Doktor olmak ister, mühendis olmak ister. Mesela ben hep doktor olmak isterdim.”
“Okula gitmeden okuma yazma öğrendim”
Türkiye’de okula hiç gitmediğini ifade eden Ramadan, Türkçe’yi çalıştığı işyerlerindeki insanlardan ve bir arkadaşının kendisine destek olması sonrası öğrendiğini belirtti.
Ramadan, “İlk geldiğimde Türkçe hiç bilmiyordum.Çalışmaya başlayınca ve insanlarla kaynaştıkça dili öğreniyorsunuz. Bir ağabeyimiz vardı. Bana boş zamanlarında az çok dil konusunda yardımcı oldu. Şimdi okuma yazma da öğrendim” diye konuştu.
“Dil bilmediğim için ilk zamanlarda zorlanmıştım. Bu Suriyeli diye dalga geçenler oluyordu. Ama dili öğrendikten sonra bazı Türkler Suriyeli olduğuma inanmıyorlar.”
“Okumak tabi ki çok istiyorum ama artık olur mu olmaz mı belli değil. Eğer okusam doktor olmak isterdim ama şu andaki koşullarda bir meslek sahibi olmak istiyorum. Çünkü meslek sahibi olduğunda istediğin işi bulabilirsin.
“Şu ana kadar 3-4 yerde çalıştım. Önce bir terzide daha sonra da bir markette çalıştım. Şimdi de bu restoranda çalışıyorum.”
“Ben okuyamadım ama kardeşlerimi okutacağım”
“Babam ve ben çalışarak idare etmeye çalışıyoruz. Kazandığımız para masraflarımıza ancak yetiyor. Ben okuyamadım ama kardeşlerimi okutacağım. Babamla birlikte daha çok çalışarak benim yaşayamadığım şeyleri onlara yaşattırmaya çalışacağım.’’
“Suriye eskisi gibi olur mu olmaz mı? Eskisi gibi güvende olur muyuz olmaz mıyız belli değil. O yüzden burada kalmayı tercih ederim.”
“Bir Suriyeli’nin yaptığı kötü şeyin acısını bütün Suriyeliler çekiyor”
“Suriyeliler’den yüzde 5’ i kavga ediyor. Türkler de bu sebepten bütün Suriyelileri’ kötülüyorlar. Yani çok az sayıda Suriyeli kötü bir şey yapıyor. Bütün Suriyeliler bunun acısını çekiyor. Ben böyle bir şey olmasını istemiyorum.”