Erişilebilirlik

Ekmeğe Yeni Zam Kapıda


Kasım ayında birçok ilde olduğu gibi İzmir’de de ekmek fiyatlarına zam yapıldı. 200 gram ekmeğin gramajı 230 grama çıkarılırken, ekmeğin fiyatı da 25 Kasım’dan itibaren geçerli olmak üzere 2 liradan 2,50 liraya yükseltildi. 1967 yılından beri fırıncılık yapan ve aynı zamanda İzmir Ticaret Odası Ekmek ve Unlu Mamuller Grubu Meslek Komitesi Meclis Üyesi olan Hüseyin Sağır, bu zammın gerekçesini “Artık üretemeyeceğimiz noktaya gelmiştik” diye açıkladı.

VOA Türkçe’ye konuşan Sağır “Biz 1 Temmuz’da ekmek fiyatını değiştirmiştik. 200 gram ekmeği 2 lira yapmıştık. Un 155 liraydı. 155 lira. Kasım’da biz bu fiyatı değiştirmek için çalışmalar yaptık. Kasım’da bir çuval un oldu 350 lira. Sadece unda değil, mayada da mazotta da doğalgazda da diğer girdilerimizde de ne kullanıyorsak hepsinde artış oldu. Eğer (fiyatları) arttıramasaydık fırıncının yüzde 50’sinden fazlası ekmek çıkaramazdı” diye konuştu.

“Bizi yeni zamlar bekliyor”

Ekmeğe Yeni Zam Kapıda
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:08:33 0:00

Ancak zam yapılmasının üzerinden daha bir hafta bile geçmemesine rağmen Sağır, “Biz yüzde 21 zam yaptık. Bizim girdilerimize yüzde 40 zam geldi” diyerek bu zammın yetersizliğini dile getirdi. “Bizi yeni zamlar mı bekliyor?” sorusuna Sağır, “Aynen öyle, yeni zamlar bekliyor. Yani söylemeye üzülüyorum ama zam yapılamadığı zaman burada çalışan insanımızın parasını veremeyeceğiz” cevabını verdi.

Piyasada un bulmakta zorluk çektiklerini dile getiren Sağır, “Biz telefon ediyorduk. Un, maya, hammaddelerimizin hepsi geliyordu. Şimdi gelmiyor. Adamlar bunları stokladı. Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında tüccarlar 2 bin liradan, 2 bin 100 liradan depoya doldurdular. Şimdi depolardaki buğdaylara 5 bin lira istiyorlar” diye konuştu. “Parayı kazanan aracılar” diyen Sağır, köylünün para kazanmadığı için buğday üretiminden uzaklaştığını da sözlerine ekledi.

Yerli buğdaya 2 bin 250 TL, ithal buğdaya 4 bin 500 lira

Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım da ekmek zamlarının kökeninde Türkiye’deki buğday üretiminin azalması olduğunu söyledi: “Türkiye’de bu sene, kuraklığın da etkisiyle son 14 yılın en düşük üretimi gerçekleşti. Son 30 yılda Türkiye’nin yıllık ortalama 20 milyon ton civarında buğday üretimi var. Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı verilere göre bu sene 17,5 milyon ton üretildi. Amerika Tarım Bakanlığı ise daha önceden bunu 16,5 milyar ton olarak açıklamıştı.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17 Mayıs’ta yaptığı açıklamayla Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) ekmeklik buğdayın tonunu 2 bin 250 liraya alacağını açıklamıştı. VOA Türkçe’nin sorularını çaplayan Yıldırım, “O dönemde de piyasa fiyatı zaten 2 bin 300, 2 bin 350 lira civarındaydı. Ama şimdi geldiğimiz noktada dün itibariyle yani 30 Kasım itibariyle Polatlı Ticaret Borsası’nda buğdayın tonu 5 bin 800 lirayı gördü. Dolayısıyla iki katından bile daha fazla bir fiyat oluştu. Toprak Mahsulleri Ofisi 30 Haziran’dan 30 Kasım’a kadar olan süreçte altı tane buğday ithalat ihalesi yaptı. Son ihaledeki ortalama fiyat, ton başına 379,5 dolar. Yani 4 bin 500, 5 bin liraya yakın bir fiyat oluştu. Yani Toprak Mahsulleri Ofisi, açıkladığı fiyatın iki katına, hatta daha fazlasına buğday ithal ediyor” diye konuştu.

“Ekmek fiyatı kaçınılmaz olarak zamlanacak”

TMO’nun un fiyatlarının artmaması için un sanayicilerine buğdayın tonunu 2 bin 650 liradan sattığını hatırlatan Yıldırım, “Buna rağmen un fiyatlarındaki artış durdurulamıyor. Sezon başında yani hasadın başladığı Mayıs sonu, Haziran başında bir çuval un 160, 170 liraydı. Şu anda 300 liranın üzerinde. Yani bu regülasyonun da çok işe yaramadığını görüyoruz” dedi.

“Üretme Tüket: İthalat-Siyaset-Rant Kıskacında Tarım” kitabının da yazarı olan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kaçınılmaz olarak yeni zamlar olacak. Çünkü dünyada da buğday fiyatı son 10 yılın en üst seviyesine ulaştı. En son 2008 yılındaki gıda krizinde buğdayın tonu 500 dolara kadar çıkmıştı. Şu anda 400 dolar civarında ama önümüzdeki günlerde bunun daha da artması bekleniyor. Türkiye’de ilave olarak dövizde sürekli bir dalgalanma, sürekli yukarıya doğru bir artış var. Bu nedenle buğday fiyatı artacak, un fiyatı artacak, ekmek fiyatı da kaçınılmaz olarak zamlanacak. Yani bundan çok fazla kaçış yok.”

“2022’de buğday üretiminde önemli bir düşüş olacak”

Buğday üreticilerinin değil de un sanayicilerinin desteklenmesini eleştiren Yıldırım, Hazine tarafından karşılanan bu desteğin de sonuç itibariyle halkın cebinden çıktığını söyledi: “Türkiye buğday üretimini arttırmak yerine ithalatı tercih ediyor. Üç yıldır buğdaya verilen destekleme primi bile artırılmadı. Yani buğday üretimi desteklenmiyor. Açıklanan fiyat bunu net olarak gösteriyor zaten.”

Devletin açıkladığı buğday fiyatlarının yanı sıra tarımsal girdilerin fiyatlarındaki artışın da köylüyü üretimden uzaklaştırdığını vurgulayan Yıldırım, 2022 yılı için de karamsar: “2022’de kuraklık olmasa bile buğday üretiminde önemli bir düşüş olacak. Çünkü çiftçilerin önemli bir bölümü kışlık ekim yapamadı. Ekim yapanlar gübre kullanamadı. Yüzde 300’ü aşan gübre zammı, litresi 9 liranın üzerine çıkan mazotla çiftçi nasıl para kazanacağını düşünüyor. Bu nedenle üretim yapmayanların sayısı arttı. Kışlık ekimlere destek sağlanamadı ama hükümetin en azından baharda yapılacak ekimlere destek sağlaması üretim düşüşünü azaltabilir. Ama büyük ölçüde ne yazık ki bu fırsat kaçırılmış görünüyor. Biz 2022’yi de zor geçireceğiz. Yani önümüzde çok zor bir kış, üzerine bir de hasat sezonunda yine zorlu bir dönem geliyor.”

XS
SM
MD
LG