Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasının ardından tüm dengelerin yeniden inşa edildiği Avrupa'da, güvenlik kaygıları nedeniyle yaşanan hızlı değişim ve savaşın domino etkisi sürüyor. İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik başvurularının ardından, şimdi de NATO'nun kurucu üyesi Danimarka, referandum ile AB güvenlik ve savunma işbirliğine katılma kararı aldı.
Ukrayna'da savaşın 3'üncü ayı geride kalırken, 30 yıldır Avrupa Birliği savunmasına katılmayı reddeden Danimarkalılar, ülkelerini Avrupa Birliği'nin (AB) ortak güvenlik ve savunma politikasından dışlayan muafiyet maddesinin kaldırılmasına ilişkin referandumda "evet" dedi.
Seçmen, ilk belirlemelere göre, ülkenin AB savunma işbirliğine katılmasına yüzde 66 oyla onay verdi. Danimarka televizyonu TV 2 ve Politiken gazetesin'den gelen tahmin, 4,3 milyon seçmenin yüzde 66,3'ü "evet", yüzde 33,7'si de "hayır" oyu verdi.
Sandıkta Danimarkalılar'a, 1992'de Maastricht kriterlerinin reddedilmesinin ardından müzakere edilen ve AB'nin ortak güvenlik ve savunma politikasından muaf tutulmasını sağlayan maddenin kaldırılması ve AB askeri sistemine katılması konusundaki görüşleri soruldu.
AB'ye üye olduğu 1973'den bu yana 9 kez yapılan AB referandumlarına "hayır" demeye alışkın olan Danimarka halkı, 1992'de Maastricht Anlaşması'nı yüzde 50,7 oyla reddederek, Avrupa'da ilk "Euroseptik/Avrupa karşıtı" hareketi de ateşlemişti.
Danimarka, 1992'de ulusal egemenlik kaygısıyla AB savunmasına katkı yapmanın yanı sıra, gelecekteki Avrupa para birimi, yargı ve polis işbirliğine ilişkin bir dizi konuda muafiyet elde ettikten sonra, anlaşmayı ancak 1993'te kabul etmişti.
Malta ile birlikte Avrupa savunma politikasına katılmayan iki AB üyesi ülkeden birisi olan Danimarka, bugüne kadar herhangi bir AB askeri misyonuna da katılmadı.
Meclis'teki 14 partiden 11'i "evet" dedi
Parlamentodaki sandalyelerin dörtte üçünden fazlasını temsil eden 14 partiden 11'i evet oyu çağrısında bulundu. Referandum öncesi süren kampanyada, "hayır" cephesi, AB savunma projesine katılmanın "NATO takımı ve AB takımı arasındaki bir maçtan ibaret" olduğunu söylerken, "evet" cephesi ise, "Aynı takımdayız ama farklı renklerde farklı maçlar yapıyoruz" dedi.
Radikal sol/Yeşil Birlik ve Popüler hareket, seçim kampanyasında "hayır" için çalıştı. Yeşiller ve radikal solun çıkardığı "Birlik Listesi", "Avrupa askeri operasyonları, yarardan çok zarar getirdi" görüşünü savundu. Avrupa karşıtı Popüler hareket ise, "Bu muafiyetin kaldırılması AB'ye daha fazla kontrolsüz güç ve para vermek anlamına gelir" sloganıyla kampanya yürüttü.
Sosyal Demokrat Başbakan Mette Frederiksen ise, Liberaller, Muhafazakarlar, Liberal Sosyalistler ve Sosyalist Halk Partisi ile anlaşmaya vararak, 1 Haziran için planlanan referandumun yanı sıra, 2033 yılına kadar bütçesinin yüzde 2'si oranında askeri harcamalara artış getirileceğini de açıkladı. Avrupa'nın artan askeri yatırımlar ve ittifaklarla güvenlik alanında önemli bir aktöre dönüştüğü bir sırada, Danimarka'nın da bu süreci yakalamasını isteyen Frederiksen, "Bu sürecin dışında kalmak Danimarka'nın çıkarlarına aykırı olacaktır" dedi.
Diğer tarafta, Avrupa karşıtı aşırı sağcı Danimarka Halkı Partisi ve Yeni Sağ Parti, Savunma Avrupası'nın, Danimarka'nın kurucu üyesi olduğu NATO'yu zayıflatmayı amaçlayan bir proje olduğu" görüşünü dile getirdi.
İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılması da kabul edilirse, 3 İskandinav ülkesi, Rusya'nın askeri müdahalesinin ardından, Avrupa savunma politikasını ve NATO'ya katılımı birleştirmiş olacak.
Brüksel'den "tarihi seçim" yorumu
Seçimlerin ardından, AB yönetiminden Danimarka'ya kutlama mesajları gönderildi. AB Konseyi Başkanı Charles Michel, sosyal medya hesabında, "Danimarka halkı tarihi bir seçim yaptı. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana dünya değişti. Bu karar Avrupa'ya fayda sağlayacak ve hem AB'yi hem de Danimarka halkını daha güvenli ve daha güçlü hale getirecektir. Mette Frederiksen tarafından gösterilen kararlı liderliği memnuniyetle karşılıyorum" dedi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de, "Danimarka halkı tarafından bugün gönderilen ortak güvenliğimize yönelik güçlü bağlılık mesajını memnuniyetle karşılıyorum. Danimarka'nın savunma konusundaki uzmanlığı çok değerlidir. Bu karardan hem Danimarka'nın hem de AB'nin yararlanacağına inanıyorum. Birlikte Daha Güçlüyüz" mesajını paylaştı.
AB Komisyonu'nun rekabetten sorumlu Komiseri Danimarkalı Margrethe Vestager de, Twitter hesabından paylaştığı mesajında, "Birlikte daha güçlüyüz. Hem NATO'da hem de AB'de" dedi.
AB ile 50 yıllık çalkantılı ilişki
Halkın defalarca AB'ya "hayır" dediği Danimarka'da ilk olarak 1992'de, seçmenlerin yüzde 50,7'si Maastricht Antlaşması'nı reddetti. Savunma işbirliğine ek olarak, Danimarkalılar, ülkelerinin Euro işbirliği ve adli işbirliği konusundaki çekincelerinin yanı sıra, 1993'te Birlik vatandaşlığı konusunda da çekinceliydi.
Danimarka halkı, 2000 yılında, yüzde 53,2 oyla ortak para birimi Euro'ya katılmayı reddetti. Yine 2015 yılında yapılan referandum ile, yüzde 53,1'i yargı alanında, "yasal rezerv güçlerin, isteğe bağlı bir rejime dönüştürülmesini" reddetti.