Amerika’da Cumhuriyetçiler’in Kongre’nin iki kanadında çoğunluğu elde ettiği ara seçimler, Başkan Obama için ne anlama geliyor? Hülya Polat’ın yönelttiği bu soruyu Anadolu Stratejik Araştırmalar Vakfı ANSAV Başkanı Profesör Dr. Gökhan Çapoğlu şu şekilde yanıtladı:
“İç politikada Başkan Obama’nın hareket alanı çok zayıfladı diye düşünüyorum. Özellikle sağlık reformu konusunda çok ciddi eleştiriler vardı. Bu yasa geçti ama değişiklikler sözkonusu olabilir. Bir de bu durumda Başkan Obama’nın göçmenlik reformunu hayata geçirmesi çok zorlaştı. Burada Başkan Obama’nın idari yetkilerini kullanması sözkonusu olabilir.”
İç politikada eli kolu bağlandığı için Başkan Obama’nın son iki yılında dış politikaya daha çok ağırlık verebileceği öngörüsünde bulunan Profesör Çapoğlu, öne çıkacak konular hakkında da şu yorumda bulundu:
“Şu an Amerika’da iki konu çok ciddi endişe uyandırıyor Amerikan halkı açısından. Bunlardan birincisi Suriye’de IŞİD’in ilerlemesi, barbarlığı, vahşiliği. İkincisi ise ebola salgını. Zannediyorum bu iki konuda çok ciddi bir yoğunlaşma olacak. Benim endişem Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı askeri müdahalenin daha arttırılması. Başkan Obama’nın Amerikan askerlerinin gitmeyeceğini söylemesine rağmen Amerikan askeri danışmanları zaten Suriye’de ve Irak’ta operasyona katkıda bulunuyor. Bu da Amerika’nın bu işin içine daha çok girme riskini arttıracak. Bunun yanında İran’la olan görüşmelerde zannediyorum daha ‘şahin’ bir tutuma yönelecek Amerikan Kongresi. Bunun yanında Cumhuriyetçiler genel olarak İsrail’e daha yakındır. Bu Türkiye açısından olumsuz bir nokta olacak. Türkiye’nin İsrail’le arasındaki gerilim Türkiye’nin aleyhine işleyebilir, özellikle sözde Ermeni soykırımı iddiaları Amerikan Kongresi’ne geldiğinde.
Türk-Amerikan ilişkileri ‘şahin’ tutumdan nasıl etkilenir? Gökhan Çapoğlu, bu konudaki görüşlerini de şöyle dile getirdi:
“Şimdi orada çok ciddi bir sorun var. Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Anthony Blinken geçen hafta Carnegie Vakfı’nda konuştu ve “Irak’ta biz çok büyük bir hata yaptık, devletin bütün kurumlarını ve orduyu tasfiye ettik, bunun doğurduğu boşluklarla uğraşamıyoruz, sonuç alamıyoruz, bunu Suriye’de tekrarlamamalıyız” dedi. Yani Esat rejiminin pek üstüne gidilmeyeceğinin sinyalini verdi. Bence bu doğru bir yaklaşım.Çünkü bu özellikle ılımlı muhalefet dedikleri Özgür Suriye Ordusu dahil Sünni aşiretler bile terketmeye başladı, rejimle daha fazla işbirliği içine girmeye başladı. Aslında en kolay yol Esat rejimiyle uğraşmaktan vazgeçip IŞİD’le mücadeleye ağırlık vermek. Eğer Amerikan güvenlik bürokrasisi içinde böyle bir gelişme sözkonusuysa umarım etkili olur. Çünkü aksi taktirde hem Esat’a karşı hem IŞİD’e karşı mücadele vermek mümkün değil. Bu daha fazla Amerikan askerinin sahaya inmesi demek. Bu da Amerikan halkında çok büyük tepkilere yolaçabilir.Türkiye içinde de çok ciddi bir şekilde halktan IŞİD’e tepki var. Hükümetle halk arasında ciddi görüş ayrılıkları var. Değişen Amerikan Kongresi Başkan’ı ve mevcut politikaları ciddi bir şekilde etkileyebilecek konuma geldi. Blinken’ın söylediği gibi sonuç almak Suriye’de rejime destek vermekten geçiyor.”
ANSAV Başkanı Profesör Çapoğlu, 2016 başkanlık seçimleri konusundaki tahminlerini sorduğumuzda önümüzde daha iki yıl olduğunu hatırlatarak, bu iki yılın nasıl geçeceğinin önemini vurguladı. Çapoğlu, petrol fiyatları, ekonomi gibi faktörlerin seçim yarışında etkili olacağının altını çizdi.