Erişilebilirlik

'Cumhurbaşkanlığına AKP'den Tek Aday Çıkar'


Erdoğan'ın yerel seçim galibiyetini kutlayanlar arasında Hamas'ın kontrolundaki Gazzeliler de bulunuyor. 31 Mart günü düzenlenen kutlamada Filistinli çocuğun taşıdığı Erdoğan posterinin altındaki küçük resimde Başbakan Erdoğan Hamas'ın siyasi liderlerinden İsmail Haniye'yle görülüyor
Erdoğan'ın yerel seçim galibiyetini kutlayanlar arasında Hamas'ın kontrolundaki Gazzeliler de bulunuyor. 31 Mart günü düzenlenen kutlamada Filistinli çocuğun taşıdığı Erdoğan posterinin altındaki küçük resimde Başbakan Erdoğan Hamas'ın siyasi liderlerinden İsmail Haniye'yle görülüyor
30 Mart yerel seçimlerini değerlendiren bazı uzmanlar seçimin gerçek galibinin, yolsuzluk iddiaları ve otoriterlik suçlamalarına rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğu konusunda birleşiyor. Bu uzmanlara göre, Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı yolu da açılmış durumda.

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının yerel seçimlerden ülke genelinde yüzde 45’lik bir başarıyla çıkmasının ardından hükümetin bundan sonra atacağı adımlar da Washington’da tartışılmaya başlandı. Wilson Center adlı düşünce kuruluşunun İstanbul, Ankara ve Washington’dan telekonferans aracılığıyla davet ettiği uzmanlar, “Fırtına öncesi” Türkiye’de seçimlerden sonraki olasılıkları tartıştı.

‘AKP’den cumhurbaşkanlığı için tek aday çıkar’

İstanbul Özyeğin Üniversitesi’nden Gülnur Aybet, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin seçimlerden büyük farkla çıkmasını, partinin kampanyasını geçmiş icraatlarını sürdürme vaatlerine oturtmasına bağladı. AK Parti seçmeninin Başbakan’a yönelik yolsuzluk suçlamalarına inanmadığını söyleyen Aybet, Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer muhalefet partilerinin de gerçek bir politika ortaya koymadan tüm kampanyasını Erdoğan karşıtı bir çizgiye oturttuğu eleştirisinde bulundu.

Bundan sonra ne olacağı değerlendirmesinde bulunan Aybet’e göre hükümetin birinci işlerinden biri, Başbakan Erdoğan’ın 30 Mart akşamı balkon konuşmasında işaret ettiği gibi “derin devletin temizliği” olacak. Aybet, seçimlerin de oldukça anormal bir ortamda yapıldığını, çünkü iktidar partisinin bir başka siyasi partiye değil ama bürokrasinin kilit noktalarını tutan bir harekete “açık savaş” ilan ettiğini söyledi.

Özyeğin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Aybet, seçimlerden sonra Türkiye’de yargı, anayasa, güvenlik kurumları ve istihbarat dairelerinde reformlar yapılmasının beklendiğini kaydederken, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına adaylığını koyma olasılığını da göz ardı etmedi. Gülnur Aybet, “AK Parti’den iki aday göreceğimizi sanmıyorum” diyerek, Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerine tek başına gireceğinin işaretini verdi.

‘Türk seçmeni istikrarı seçti’

Sabancı Üniversitesi’nden Bülent Aras da, Başbakan Erdoğan’ı seçimlerin tek galibi olarak görenlerden. Aras, Erdoğan’ın 30 Mart yerel seçimlerde partisinin oylarını beklenmedik bir artışla yüzde 40’ın üzerine çıkardığını, Türk halkının ise oyunu “istikrardan yana” kullandığını söyledi. Seçimlerin son derece gergin geçtiğinin altını çizen Aras, gerginliğin sona erdiğini ve devlet kurumlarının yeniden işbaşı yaptığını söyledi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na danışmanlık da yapan Bülent Aras, Türkiye’de kriz ortamının daima ekonomik kalkınma yoluyla çözüldüğüne işaret ederek, son dönemde de Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin ekonomik kalkınma, demokratikleşme ve dış politika alanlarında iyi iş çıkardığını savundu. Aras, Türk seçmenin tercihini istikrardan ve aşamalı değişimden yana koyduğunu belirtti.

‘Türkiye’ye ihtiyacı olan ABD Erdoğan’la çalışmak zorunda’

Seçimin Erdoğan ve partisinin zaferiyle sonuçlandığı görüşüne katıldığını söyleyen Amerika’nın eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey de bundan sonra ne olacağı sorusuna dikkati çekti. Başbakan Erdoğan’ın yaptığı balkon konuşmasının kendisinin “çoğunlukçu” sistemden vazgeçmeyeceğine işaret ettiğini kaydeden Jeffrey, Erdoğan’ın kendisini destekleyenleri kucakladığını, ama muhaliflerini, özellikle de Gülen hareketini dışladığını belirtti. Washington Enstitüsü uzmanlarından Jeffrey, “Birinin diğerine karşı savaşı, Başbakan’ın seçim kampanyasında sıklıkla sözünü ettiği uluslararası güçlere karşı mücadelesi devam edecek ve bu hem bizim için hem de Türkler için çok büyük sıkıntı yaratacak” diye konuştu.

Demokratik bir sistem açısından bakıldığında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin baskın durumda kalacağının ve başka alternatifinin bulunmadığının altını çizen James Jeffrey, bu durumun Başbakan Erdoğan’ı cumhurbaşkanlığına taşıyacağına inanıyor. Erdoğan’ın seçilmek için yüzde 50’nin üzerinde oya ihtiyacı olduğunu belirten Jeffrey, yerel seçimden aldığı yüzde 45,5’luk oyu tutması ve Barış ve Demokrasi Partisi’nin yerel seçimlerdeki yüzde 6’lık oranını hesaba katıp bu kesimin de desteğini alması durumunda yüzde 50’yi rahatlıkla aşacağını söyledi.

Başbakan Erdoğan’ın anayasayı değiştirip değiştirmeyeceğinin de önemli bir soru olduğunu kaydeden James Jeffrey, bunu yalnızca Kürtler’in desteğiyle yapamayacağını belirtti. Jeffrey yalnızca muhalefetin değil, AKP içinde tanıdığı bazı üst düzey yetkililerin de Başbakan’ın yaptığı bazı şeylerden hoşnut olmadığını açıkladı.

Erdoğan’ın “çoğunlukçu demokratik” yaklaşımının, son dönemde Twitter ve YouTube’u kapatmasının Amerika’da rahatsızlık yarattığını belirten eski Büyükelçi James Jeffrey, bununla birlikte Washington’un, İran, Irak konularında, Bölgesel Kürt Yönetimi’yle ilişkilerde, hatta Suriye’de atılabilecek bazı adımlar konusunda Ankara’ya, doğal olarak da Erdoğan’a ihtiyaç duyacağının altını çizdi. Türkiye’nin İsrail ve Güney Kıbrıs’la da yakınlaşma olasılığına dikkati çeken Jeffrey, Amerika’nın bölgede yoğun dış politika gündemi bulunduğunu, bundan dolayı Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu, bunun da “Erdoğan’la çalışmak anlamına geldiğini” söyledi.
XS
SM
MD
LG