Erişilebilirlik

Çözüm Sürecinde Akiller Yeniden Devrede


İstanbul'da Akil İnsanlar Heyeti ile biraraya gelen Başbakan Davutoğlu toplantının IŞİD ve Kobani protestolarının oluşturduğu konjonktürün sonucu olarak düzenlenmediğini söyledi

İSTANBUL- IŞİD’in Kobani kuşatmasıyla Türkiye’nin özellikle Güneydoğu Bölgesi’nde meydana gelen olaylar ve PKK cephesinden yapılan olumsuz açıklamalar sonrası ‘Çözüm Süreci’ni yeniden güçlendirmek için Akil İnsanlar Heyeti yeniden devreye girdi. Heyet, birkaç eksiklikle de olsa Pazar günü Başbakan Davutoğlu’yla Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde bir araya geldi.

Toplantının basına açık kısmında Heyet üyelerine seslenen Başbakan Davutoğlu, özellikle çözüm sürecinin yerli, milli ve Türkiye’ye özgün olduğunu vurguladı.

Oslo Süreci’nin komployla dumura uğratıldığını, Habur sürecinin ise gereksiz adımlarla akamete uğratıldığını söyleyen Başbakan, ‘bütün o tecrübelerden sonra ne olacaksa bu topraklarda, bu toprakların insanları arasında olacağı sonucuna vardık. Konuşulacak, müzakere, istişare edilecek ve hep beraber yerli, milli ve tamamiyle bu toprakların kaderine sahip çıkma hakkına sahip insanlar ve aydınlar, siyasiler arasında olacak. Akil İnsanlar Heyeti’nin kompozisyonu dahi çözüm sürecinin milli, yerli ve Türkiye’ye özgün oldu’ dedi.

Başbakanlığı sonrası zaten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la çözüm süreci hakkında çokça görüşme yaptıklarını belirten Davutoğlu, bu toplantının IŞİD ve Kobani protestoları nedeniyle oluşan konjonktürün neticesi olarak tertip edilmediğini söyledi.

Davutoğlu: Siyasi riskler aldık, imkansız denen tabuları yıktık

Başbakan, Davutoğlu, ‘5 sene önce imkansız görülen süreçleri bütün siyasi riskleri alarak devreye soktuk. İmralı'yla görüşmelerden tutun da HDP heyetlerinin yaptığı görüşmelere kadar şimdi herkes bir vicdani olarak sorsun. Hep dönüp, hükümetten ve devletten bir şeyler bekleyenler hangi tabuları nasıl yıktığımızı ve nasıl her türlü şeyi tartışarak demokratik ortamda bir netice elde etmeye çalıştığımızı görsünler. Ortak bir sorumluluk taşıyoruz. Ortak vicdanı harekete geçirebilmek için, bu ortak sorumluluğu toplumun bütün kesimlerine yayma çabasında omuz omuza vermek durumundayız’ dedi.

‘Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti’dir’

İran, Irak, Suriye ve Türkiye Kürtlerinin Mesut Barzani’nin çağrısıyla Irak Kürdistanı’nda Kürt Birliği kurmak için bir araya geldiği günlerde Davutoğlu’nun Kürtlerin devlet kurmasıyla ilgili yaptığı açıklama da dikkat çekiciydi. Başbakan, ‘Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Neden? Değişik vesilelerle zikrettiğim şey, sadece bir devleti ululama sakın görülmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti nevzuhur bir devlet değildir. Yani Sykes -Picot'un ya da İkinci Dünya Savaşı sonrası sömürgeci yapıların dağılması sonrasında ortaya çıkan ulus devletler arasında değildir. Kendilerini meşrulaştırmak için ta eski çağlara kadar gitmek zorundalar. O zaman bizim bu zemini mutlaka muhafaza etme durumumuz var’ dedi.

Davutoğlu: Sykes-Picot düzenini savunmak istedik

Davutoğlu’nun yaklaşık bir saat süren konuşmasına üzerinde durduğu konulardan biri de Türkiye’nin Ortadoğu politikası oldu. Başbakan, Türkiye’nin Arap Baharı sonrasında ‘Yeni Osmanlıcı’ olarak tanımlanan ‘yayılmacı’ politikalar güttüğü eleştirilerine yanıt verdi.

Tel Abyad'ı Akçakale'den, Suruç'u Kobani'den Nusaybin'i Kamışlı'dan, Yayladağ'ı Bayırbucak'tan ayırmak mümkün olmadığını savunan Davutoğlu, ‘dış politikayla ilgili ilk anda zikrettiğimde birçok kişi yanlış anladı. Sanki yayılmacı bir yaklaşımın izleri gibi. Hayır. Kültürel anlaşmalarla, üst düzey siyasi diyaloglarla aslında yapmak istediğimiz şey IŞİD'in bugün yıktığı, yıkma iddiasında bulunduğu o Sykes Picot düzenini ya da Suriye rejiminin bombalarla korumaya çalıştığı Sykes Picot düzenine karşı biz aslında barışçıl, ekonomik, siyasal, kültürel ağırlıklı bir bütünleşme stratejisi getirdik. Bizim savunduğumuz tek siyaset bu oldu’ dedi.

Oral Çalışlar: Öcalan’ın aracısız konuşmasını talep edeceğiz

Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi üyesi Oral Çalışlar, toplantı öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada bazı heyet üyelerinin İmralı’da tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’ın görüşlerini aracısız kamuoyuna iletmesini talep edeceklerini söyledi. Çalışlar, ‘Abdullah Öcalan dışında sürecin bütün aktörleri aracısız konuşuyorlar. Tek aracıyla konuşan Abdullah Öcalan. Abdullah Öcalan'ın görüşlerini aracısız bir şekilde açıklamasıyla ilgili bir imkan yaratılmasını isteyeceğiz" dedi. Hep birlikte barış sürecinin zorlanması gerektiğini söyleyen Çalışlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil olmak üzere herkesin sürece dahil yumuşak bir dil kullanması gerektiğinin altını çizdi.

Hükümet cephesinde sürecin sorumlularından tam kadro katılım

Toplantıda Davutoğlu dışında Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Yalçın Akdoğan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tarım Bakanı Mehdi Eker, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay, AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu yer aldı.

Akil İnsanlar Heyeti 9 eksikle toplantıda yer aldı

63 kişiden oluşan Akil İnsanlar Heyeti’nin bugünkü toplantısına İstanbul Barosu eski Başkanı Yücel Sayman, Orhan Gencebay, Gezi Süreci’nde Yeni Şafak gazetesinden ayrılan Kürşat Bumin, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, Murat Belge, Yılmaz Erdoğan, Prof. Baskın Oran, DİSK eski Başkanı Erol Ekici (ilk heyette yer almayı da reddetmişti) ve Lale Mansur katılmadı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde belirlenen Akil İnsanlar Heyeti, ilk toplantısını 4 Nisan 2013’te yine Dolmabahçe Sarayı’ndaki Başbakanlık Ofisi’nde yapmıştı. 26 Haziran 2013’e kadar Türkiye’nin yedi bölgesinde yüz yüze temaslarda bulunan Akil İnsanlar Heyeti, yaklaşık 60 bin kişiyle görüşüp hazırladığı raporları Başbakan Erdoğan ve ilgili bakanlara sunmuştu.

XS
SM
MD
LG